Sil Baştan: Büyük Eğitim Devrimi

Yusuf Yahya

17-10-2023 22:20

90'larda mühendisi, veterineri, işletmecisi, iktisatçısı elini kolunu sallaya kadrolu öğretmen oluyordu.

Öğretmenlik programı çıkışlı iseniz sınavsız atanıyordunuz. Sınav mınav yoktu. Devletin bakışı buydu. Zamanla bu bakış 180 derece değişecekti.

2000'lerde mühendisi, iktisatçısı, işletmecisi ücretli öğretmen olabiliyordu. Hatta 2 yıllık üniversite mezunu bile... Çocuklarımızı öğretmen diye emanet ediyorduk güya gönül rahatlığı ile. Devletin mülakata bahane olarak emanet bakışı da zamanla 180 derece değişecekti.

Yıllar geçti, geçti ve öğretmenlik programı çıkışlı iseniz sınavla kadrolu veyahut sözleşmeli  atanabiliyorsunuz. Zamanla atama için girdiğiniz tek sınav oldu çoklu sınav... Önünüze de çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlere bakalım diye mülakat koyuyorlar.

Daha sonra öğretmenlik çıkışlılar ücretli öğretmen olmaya başladı. Az da olsa diğer alan mezunları ücretli öğretmenlik yapabiliyor.

Öğretmenlik çıkışlı iseniz sınavla bile kadrolu ya da sözleşmeli atanamıyorsunuz. Dağ gibi kontenjanlara takılıp kalıyorsunuz. Yukarıda da söz ettiğimiz üzere diyelim ki kontenjanı geçtiniz, bu sefer de önünüzde emanetçi mülakatlar var. Eskiden kolay olanın, günümüzde ne kadar güçleştiğini görüyoruz. Çünkü öngörüsüzlüğün akıbeti her daim budur.

Demem o ki 90'lardan 2000'lere doğru mütemadiyen öğretmen biriktirdik. Mezun ede ede, atamaya atamaya... Ama biriktire biriktire bu birikimi ne yapacağımızı ve nereye koyacağımızı şaşırdık. Doluya koyduk almadı, boşa koyduk dolmadı.

Gelinen noktada en büyük sermayemiz öğretmenler... Gel gör ki bu sermaye orta yerde duruyor. Dönüp yüzüne bakan yok, değerlendiren hak getire... Metruk, harap ve bitap... Kentlerdeki mimari, nüfus ve çevre plansızlığı ne ise bu plansızlığın da sonuçları aynı aslında. Birisi somut, diğeri soyut kalıyor.

90'lardaki öğrenci sayımız ile 2000'lerdeki öğrenci sayımız arasında da çok fark var. Gel gör ki bu sermayeyi de anlam ve değer göreceği bir yerde değerlendiremiyoruz. Okullarda, anne ve babaları iş gücüne katılıp patronları sevinsin diye yalnızca zapt ediyoruz. Dersler, "gir-çık"tan öte bir manaya sahip değil. Herkes iş icabını yerine getiriyor. Müfredat, bomboş... Sınav odaklı ama sınavları kazanıp bir yola girenler sonunda mutlu değil. Hem maddi hem manevi...

Hacettepe Endüstri Mühendisliğini bitirip MSB fabrikalarında mühendis olarak işe girip oradaki ilkokul mezunu bir işçiden düşük ücret almak gibi...

Anadolu Öğretmen Lisesinden mezun olduktan sonra bir öğretmenlik programını tamamlayıp işsiz dolaşmak ya da gezinmek misali...

Devlet, yatırım yaptığı bu evlatlarının durumlarına hiç üzülmüyor mu? Niye yatırımlarının ardına düşmüyor? Niye umursamıyor? Bu kadar kolay ve basit olmamalı. Devlet, saldım çayıra mevlam kayıra diyemez.

Eğitim çarkı, fiziksel cihette herkesi sabah bir yere koyuyor, akşam o yerden alıyor. Yani bu dönen kısır çarkın anlamı bu kadar.

Eğitimin bazı alışkanlıkları körelse de bozulsa da kimsecikler rahatsız olmasın diye böyle gelmiş böyle gider modunda devam ediyor.

Yenilikler, armudun sapı üzümün çöpü kıvamında... Ve kitlesel tepkiler de işte bu armudun sapı ile üzümün çöpüne... Ivır zıvırlara, eften püftenlere... Öğretmene beyaz önlük, ara tatilin çevrim içi olup olmayacağı mesela. Bunlarla tüm paydaşlar zaman öldürüyor. Mesele mi bunlar şimdi? Sendikalar yazı mesaisi bile harcıyor bunlara. Heyhat!

Eyyamcı eğitim programları ve politikaları, herkesin kıymetli zamanını çalıyor. Gelecek göz göre göre bugünlere ve dünlere kurban gidiyor. Kimse eğitim çarkında yerini bulamıyor. Yeteneğiyle, bilgisiyle, potansiyeliyle ve ilgisiyle adeta ölüyor. Madeni çıkaramıyoruz.

Bilinmelidir ki günlük politikalar geleceği öngöremez. Böylece el ve çark birliği ile zamanın oyuncağı oluyoruz her birimiz. Öğretmeni, öğrencisi, velisi, bürokrasisi, sendikası ile...

Son Sözler: Bu oyun artık bitsin.

Eğitim sil baştan ve kökten değişsin.

Bu kökten değişime Osmanlı uleması kadar tepki verecek değiliz diye düşünüyorum.

Sayın Tekin, tahtayı silin! Ve başlayın!

Yoksa attığınız her taş, ürküttüğünüz kurbağaya değmeyecek. Boş ve yok yere yani.

Hem fiziksel hem zihinsel dönüşüm... Şart, şart... Bekleyemeyiz, zira zaman kaybettik. Aşamalı geçiş olamaz.

Evet, tepeden inme olacaksa olsun.

Çünkü taşın altına elini koyan yok, uğraşmak istemiyor kimse. Kafası götürmüyor çoğu kişinin. Ya da çoğu kişi kafasını gömüyor. Yıllardır bu böyle. Öncü olacak ve önderlik edecek kişi gerek... Bürokrasi ve sendikalar üzerinde otorite kurmalı bu kişi. Kendimizi aldatmayalım, kökten değişiklikler ancak böyle olabilir. Yoksa ufak tefek değişikliklerle paydaş kafası değişmez. Eğitimin gündemi şu olmamalı ya: "Öğretmenlerin ara tatildeki semineri çevrim içi olmalı mı, olmamalı mı?"

Bu gündem, hem öğretmeni hem de bakanlığı öğrenci ve veli nazarında küçültüyor.

Lütfen artık sadede gelin.

Büyük bir eğitim devrimi istiyoruz.

Saygılarımla...

DİĞER YAZILARI Bir Canın Ardından  01-01-1970 03:00 Ruh Üfle! Of, Püf Deme! 01-01-1970 03:00 Kazuistik Müfredat mı? 01-01-1970 03:00 Yılan Hikayesi 01-01-1970 03:00 Öğrencinin ''Kendimi Öğrenmiyorum!'' Haykırışı 01-01-1970 03:00 Belediyeler Eğitimin Merkezinde Olsun! 01-01-1970 03:00 Sosyal Etkinlikler Karneye Girdi - Çıktı! 01-01-1970 03:00 Öğretmeni Güçlendirmek 01-01-1970 03:00 Müdür ve Öğretmenlerin Yetkisi Az, Sorumlulukları Fazla... 01-01-1970 03:00 MEB Yönetici Atama: Ne Varsa Eskilerde Var... 01-01-1970 03:00 Okullarda İş Günü 200 Gün Olacakmış. Eğitimde Asıl Mesele Nicelik mi, Nitelik mi? 01-01-1970 03:00 MEB Müfredatı: İyi İnsan Yetiştirecek mi? 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin, çocukları okulda daha fazla tutmakla övünüyor! 01-01-1970 03:00 Yorgun Savaşçılar 01-01-1970 03:00 Müfredat Revizyonu Üzerine 01-01-1970 03:00 Öğretmenler Kara Kara Düşünüyor! 01-01-1970 03:00 Okul Bazlı Performans Değerlendirme, Ama Nasıl? 01-01-1970 03:00 Herkes Bir Hava iken Netice Berhava 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin'in hızından nasiplenemeyen konular 01-01-1970 03:00 Değişiklerle Değişmeyen Bakanlık 01-01-1970 03:00 Mülakat 01-01-1970 03:00 Yeni Ders Yılı Başlarken… 01-01-1970 03:00 2 Yıllık Esaret: Toplu Sözleşme 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz Bir Eğitim Hikayesi 01-01-1970 03:00 Yeni DYK ile Toplu Sözleşmeye Dair Çıkarımlar 01-01-1970 03:00 Toplu Sözleşmede Hayali Bir Enstantane 01-01-1970 03:00 Memur Memnun Değil 01-01-1970 03:00 Güçlü Öğretmen Güçlü Türkiye  01-01-1970 03:00 Çocuklara değer aşılamanın en güzel yolu büyüklerin örnekliğidir 01-01-1970 03:00 Ziya Selçuk’tan Yusuf Tekin’e... 01-01-1970 03:00 Ali Yalçın’ın ihanet mi edelim sözleri ve memurların durumu 01-01-1970 03:00 Öğretmen Maaşını Yuvarlarsak 30 Bin TL 01-01-1970 03:00 Bu Okul Halleri, Hal Değil Artık! 01-01-1970 03:00 Dağlanan Yüreklerimize Terapi: Kafamızı Dağıtmak 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Müdürü ve Öğretmeni Koruma Kanunu 01-01-1970 03:00 Yetenek Tozu: Piyano Çalan Motokurye 01-01-1970 03:00 Boydan Boya Darboğaz Bir Eğitim Sistemi 01-01-1970 03:00 Kepçe Kepçe Müjde, Kaşık Kaşık Zam Oranı 01-01-1970 03:00 Yaz-Kış Kurs, Yaz-Kış Kurs 01-01-1970 03:00 Mersin Olayının Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı, Öğretmeni Küçümsedi 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı Öncesi Serenat 01-01-1970 03:00 Mahmut Özer'i Görünce Ziya Hoca'yı Anladı 01-01-1970 03:00 Sayı Kasan Sendikaların Armağanı: 19 Kasım 2022 01-01-1970 03:00 Ey Eğitim Sendikaları, Birleşin! 01-01-1970 03:00 Elimizin Altındaki Anayasa ile Yasalar 01-01-1970 03:00 14 Ekim İş Bırakma Terazisi: Sendikal Ağırlık Yapın! 01-01-1970 03:00 ''Müdür Görev Süresi 12 Yıl Olsun!'' Serenatı 01-01-1970 03:00 1 Ekim Uzmanlık ve Başöğretmenlik Beklenti Günü 01-01-1970 03:00 Bursluluk Sınavına Giremeyen Tek Maaşlı Öğretmen Çocukları  01-01-1970 03:00 Efendiler, Öğretmenlerin Dayanacak Gücü Kalmadı 01-01-1970 03:00 Üçü Bir arada: Müdür Odası, Özel Tuvalet, Değerler Odası 01-01-1970 03:00 Öğretmen kalabilmek... 01-01-1970 03:00 Etkisiz sendikalardan büyük bir istifa dalgası gelebilir 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin canına okumayın, can kulağı ile dinleyin! 01-01-1970 03:00 Siyasi emeller uğruna bu kesimlere prim vermeyin! 01-01-1970 03:00 Nagehan Alçı Yine Sahnede... 01-01-1970 03:00 Sınavı Kaldırın, Öğretmeni Bu Cendereden Kurtarın 01-01-1970 03:00 Önce Uzman Öğrencilik Sonra Uzman Öğretmenlik 01-01-1970 03:00 3 Vakte Kadar Uzmanlık ve Başöğretmenlik Sınavları İptal 01-01-1970 03:00 Çöp Adam 01-01-1970 03:00 Uzmanlık ve Başöğretmenlik Süreci: Sendikalar, Profesörler, Diğerleri 01-01-1970 03:00 Enes Kara’nın Ardından… 01-01-1970 03:00 MEB’de Neye ‘Tamam’ Neye ‘Devam’? 01-01-1970 03:00