Bazı sosyal medya hesaplarında bir habere rast geldim.

Habere göre MEB okul bazlı performans değerlendirme sistemine geçecekmiş.

Aslında öğretmen performansını değerlendirme sürecini yaşadık bir dönem.

Velilerin, öğrencilerin ve okul idaresinin el birliği ile öğretmeni masaya yatırıp hesaba çektiği yıllardı.

Olgusu ile algısı arasında dağlar kadar fark vardı.

Epey tepki gelince MEB bu uygulamadan geri adım attı. MEB’in mülga, ilga çukurunu boyladı.

Elbette okulların takibi için bir sistem şart… Geri dönütlere herkes ihtiyaç duyuyor. Olumlu ya da olumsuz, fark etmez. Bu da ancak bir takip sistemi ile hasıl olur. Değerlendiren bir takip sistemi ile… Yargılayan ya da cezalandıran değil.

Yani sistem, öğretmeni ya da okul yöneticisini kesinlikle bir hedef tahtasına oturtmamalıdır.

Aksine öğrencinin okul hayatında kendisini bulabileceği fırsatların, ortamların ve imkanların yaratıcısı olmalıdır. Öğretmen ve okul idaresi, bunda rol ve yetki almalı, bunun özel ve önemli bir parçası olmalıdır. Yani el birliği ile öğrencinin önünü açmalıdırlar. Onu menzile taşımalıdırlar. Gerekirse deneye deneye, değiştire değiştire… Bu, okul değişikliği de olabilir.

Öğrenci tıkandığında o tıkanıklığı gidermelidir sistem. Allah’ın bildiğini kuldan saklamayan bir sistem olursa öğrenci için çözüm yolları da imkanlar ve fırsatlar çeşitlenerek geliştirilebilir.

Öğrenci; ihtiyacı, ilgisi ve yeteneğine göre şekil alan bir sistemin parçasıysa değerlendirme uygulamasında bence hiçbir sorun yok. Niye olsun ki! Aslolan öğrencinin kendisini bulması… Mevcut sistem, öğrenciyi eleye eleye ilerliyor. Ve mevcut sistemin gazabına uğrayarak kendini bulamayan birçok cevher, elendiği için sistemin içinde çöpe dönüşüyor. Topluma zarar değil mi? Devlete problem değil mi?

Bakınız Selçuk Şirin, ‘‘Yetişin Gençler’’ kitabında şunlar üzerinde durmuş, konumuzla da ilintili olduğu için paylaşmak isterim:

‘‘… benimle birlikte Müslüman Amerikalılar kitabını yazan meslektaşım Mıchelle Fine tarafından kaleme alınan klasik Framing Dropout adlı kitap bu noktanın altını dramatik bir şekilde çizmektedir. Michelle yaptığı saha araştırmalarında gençlere niçin okulu terk ettiklerini sorunca şu yanıtı alır: Çünkü ertesi gün okula gelmesem okulda kimse bunu fark etmeyecekti.’’

Öğrenciler, okullarda kendilerine bir yer ve anlam yüklemezse okul onlara zindan ve ağır bir travma olacaktır.

Bu bağlamda okul bazlı performans değerlendirme öğretmeni ve okul idarecilerini yerin dibine sokmak ya da onlara mobbing uygulamak gibi gizil amaçlar güderse okullarda barış ve huzur kalmaz.

Bu sistem, hiyerarşiyi olumsuz manada tepeden tırnağa tetikler. Ve buradan zararlı çıkan en alt katmandaki öğretmen olur. Altta kalanın canı çıkar. Meselemiz tabii ki bu olamaz.

Yukarıda da dediğimiz üzere bu değerlendirme sistemi, öğretmenlere ve idarecilere karar verme yetkisi verebilmelidir. Öğretmen ve idareci karar verme gücü ile rol almalıdır. Yani sistemin meselesi, sistemi Google gibi kullanarak günah keçisi aramak olmamalıdır.

Öğrencinin okul hayatına yön verebilen bir mekanizmadan kimse şikayet etmez.

Düşünsenize çocuğun akademik başarısı zayıfsa farklı okul türlerine yönlendirilebiliyor. Olmadı, başka başka tür okullara gidebiliyor. Yani deneye deneye, değiştire değiştire…

Bunun için de ilkokul ve ortaokullarda okul çeşitliliği olmalıdır.

Okulun performansı sadece Türkçe, matematik, fen gibi temel dersler baz alınarak ölçülürse bu uygulamadan bir sonuç alınmaz. Yük olur. Ve performans bir alanda sıkışıp kalır. Performans değerlendirmesi de bu bakımdan hedef kitlesi olan öğrenciye değil, günah keçisi sayacağı okul idaresine ve öğretmenlere kilitlenir. Yani eğitim camiasını yine rahatsız eder.

Doğrusu, sistem geleceğimiz olan çocuklarımız üzerinde durmalıdır.

Çocuğun akademik yönü yoksa o zaman ihtiyaçları ve ilgisi devreye girerek başka okullara yönlendirilebilmelidir. Çocuk, eğitim ortamında kendisine sunulan seçenekleri, fırsatları, imkanları böylece tatmalıdır. Deneye deneye, değiştire değiştire…

Bu bağlamda hep söylüyorum ve söyleyeceğim: ‘’Mesleki, sportif, kültürel ve sanatsal ortaokullar hemen şimdi… Yelpaze daha da genişletilebilir.’’

Çocuklar, okullarda edindikleri beceri ve kazanımlar ile hemen hayata akmalıdır.

Hayata akışı sağlayacaksa okul bazlı performans sistemi neden karşı çıkalım?

Lakin yerelde şu paylaşımı yapan insanların ellerinde MEB’in her uygulamasının inkıtaya uğrayacağının bilinmesini isterim.