Nagehan Alçı Yine Sahnede...

Yusuf Yahya

18-08-2022 21:30

Ve beklenen oldu.

Siyasi arenaya çekilen kariyer basamakları konusuna dair bir çift söz de Nagehan Alçı söyledi. Nagehan’sız  düğün olmaz tabii. Hele hele öğretmenlerin deliye döndüğü bir süreç orta yerde duruyorsa Alçı için bu durum düğün ve bayram edilecek bir olaydır. Neyse ki bir avukat gibi müdahil oldu ve sürecin kendisi için oluşturduğu bu fırsatı kaçırmadı. Sınavlarla köşeye sıkıştırılan ve yaz günleri daraltılan öğretmen topluluğu için Alçı önce ellerini ovuşturdu sonra da kalemini eline alıp oynatmaya başladı. Öğretmenin sinirini zıplatacak, tepesini attıracak tümceler döküldü kaleminden. Şaşırmadık... Şöyle ki:

Nagehan Alçı, daha evvel öğretmenlerin onurunu kıran ve gururları ile oynayan sözlerin sahibesi bir gazeteci...

Ayrıca dibine kadar siyasi bir tarafı var.  Kalem oynattığı her şey siyasallaşıyor. Öğretmenlerin sınavlara karşı tepkisinden alttan alta haz almadığı yazısında öğretmenleri, sözüm ona siyasallaşma noktasında dikkatli olmaya çağırmış olması da yaman bir çelişki...

Öğretmenlerin ekseriyeti onunla ilgili olumlu bir algıya sahip değil. Bu bilinen bir şey...

Hatta ona antipati besleyen büyük bir çoğunluk söz konusu... Bu da yeni bir vaziyet değil.

Keşke bu konuya hiç girmeseydi Nagehan Alçı... Bilinen şudur ki Alçı öğretmeni anlamak değil, alt etme derdinde... Bu esastan dolayıdır ki öğretmeni anlamak ve hissetmekten ırak oynuyor kalemi. Zaten malum yazısında da öğretmenlerin sınavlara karşı oluşunu anlamakta zorlandığını ifade etmiş.

Olayın bir başka boyutu da şudur ki kariyer basamaklarına olumlu bakan bir kısım öğretmen bile Alçı’nın bu konuya ilişkin yazısından sonra Nagehan Alçı'nın kariyer sınavlarına beslediği olumlu duygu ve düşüncelere muarız olacaktır kanısındayım. Alçı etki-tepkisi, öğretmen camiasında bu şekilde koşullanmış. Durum böyledir yani.

Öte yandan Alçı, yazısıyla hem siyasi kutuplaşmanın değirmenine su taşıyor hem de öğretmen camiasının sınavlara karşı oluşturduğu reaksiyonun daha da galeyana gelip nicel yönünü zenginleştiriyor. Ve sınava muarız öğretmenlerin adam toplamasına yardımcı oluyor aslında.

Anlaşıldığı üzere işler iyice sarpa sarıyor ve çığırından çıkıyor. Sürecin neticesi olan bu haliyle bile mevcut kariyer basamaklarının yürütülmesi çok zor... Yani bu uygulamanın üstüne tüy dikiliyor ha bire.

Daha saha sonuçları ile karşılaşmadık. Orası da ayrı bir dert olacak gibi... Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının birkaç kat daha ağır bir yükü ile rastlaşacağız. Bu durumda sürecin başında nasıl rast gele deriz. Diyemiyoruz işte...

Yukarıda belirttiğim üzere Alçı da Sayın Bakan gibi öğretmenlerin sınava karşı çıkmasını anlamlandırmakta zorlandığını ifade ediyor.

Halbuki öğretmenler bu sürecin içeriğine, yöntemine, usulüne, verilen mesajına, oluşan niyetine, meydana gelen algısına karşıdır.  Sınavlar ise öğretmenin sınıflandırılmasının önünü açan bu sürecin bir parçasıdır ve ona da bu yüzden karşıdır öğretmen camiası. Çünkü öğretmenler, gelişimleri için hazırlanan bu yolda kendilerini rahat ve özgür hissetmelidir. Ayrıyeten öğrendiklerini hür ve rahat süreçlerde düşünmeliler, deneyimlemeliler ve en önemlisi bundan haz almalılar. Öğretmen, zaten başarılı olduğu sınavlar silsilesi ile mesleği icra etme yetkisini haizdir. Bundan sonrası için yöntem sınav olamaz, olmamalı.  Nagehan Alçı, Habertürk’e sınavla mı girmiş? Sınava çok meraklı ise gazetecilik alanında da bunun uygulanması için yazılar yazsın.

İyi bilinsin ki öğretmen, bu sürecin maddi-manevi baskısının arasında kendisini yetiştiremez. Bir öğretmeni sürecin sonunda öğretmen kalırsa ezen, aşağılayan ve uzmanlığa geçenlerden ayırt eden böyle bir uygulama kesinlikle orta-uzun vadeli olamaz. Olsa olsa kısa vade için kurgulanmıştır. İdareliktir. Herkes bilir ki bu süreç bir yerde patlak verecektir. Süreç, herkesi yolda ve yaya bırakacaktır. Bunların olmaması, kariyer sisteminin rayında ve düzgün yürümesi içindir öğretmen camiasının bu çırpınışı.

Öğretmen, bu tarz ve şekilde geliştirilemez de yetiştiremez de...

Öğretmenin gelişmesi için doğru ve rayında gidebilecek orta ya da uzun vadeli bir süreç kurgulanmalı ve yapılandırılmalı, diyoruz.

Nagehan Alçı'ya ise bu işe girmemesini salık veriyoruz.

Nitekim sahadaki geri dönütler de bu cihettedir.

Nagehan Hanım, lütfen eğitim sahasına girmeyiniz!  Bu alandaki size dönük malum koşullanma, eğitim konularına objektif bakış açısının yok olmasına neden oluyor.

Son söz: Sınav baraj puanı değil, sınav kendisi düşsün.


Saygılarımla...

DİĞER YAZILARI Ruh Üfle! Of, Püf Deme! 01-01-1970 03:00 Kazuistik Müfredat mı? 01-01-1970 03:00 Yılan Hikayesi 01-01-1970 03:00 Öğrencinin ''Kendimi Öğrenmiyorum!'' Haykırışı 01-01-1970 03:00 Belediyeler Eğitimin Merkezinde Olsun! 01-01-1970 03:00 Sosyal Etkinlikler Karneye Girdi - Çıktı! 01-01-1970 03:00 Öğretmeni Güçlendirmek 01-01-1970 03:00 Müdür ve Öğretmenlerin Yetkisi Az, Sorumlulukları Fazla... 01-01-1970 03:00 MEB Yönetici Atama: Ne Varsa Eskilerde Var... 01-01-1970 03:00 Okullarda İş Günü 200 Gün Olacakmış. Eğitimde Asıl Mesele Nicelik mi, Nitelik mi? 01-01-1970 03:00 MEB Müfredatı: İyi İnsan Yetiştirecek mi? 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin, çocukları okulda daha fazla tutmakla övünüyor! 01-01-1970 03:00 Yorgun Savaşçılar 01-01-1970 03:00 Müfredat Revizyonu Üzerine 01-01-1970 03:00 Öğretmenler Kara Kara Düşünüyor! 01-01-1970 03:00 Okul Bazlı Performans Değerlendirme, Ama Nasıl? 01-01-1970 03:00 Herkes Bir Hava iken Netice Berhava 01-01-1970 03:00 Sil Baştan: Büyük Eğitim Devrimi 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin'in hızından nasiplenemeyen konular 01-01-1970 03:00 Değişiklerle Değişmeyen Bakanlık 01-01-1970 03:00 Mülakat 01-01-1970 03:00 Yeni Ders Yılı Başlarken… 01-01-1970 03:00 2 Yıllık Esaret: Toplu Sözleşme 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz Bir Eğitim Hikayesi 01-01-1970 03:00 Yeni DYK ile Toplu Sözleşmeye Dair Çıkarımlar 01-01-1970 03:00 Toplu Sözleşmede Hayali Bir Enstantane 01-01-1970 03:00 Memur Memnun Değil 01-01-1970 03:00 Güçlü Öğretmen Güçlü Türkiye  01-01-1970 03:00 Çocuklara değer aşılamanın en güzel yolu büyüklerin örnekliğidir 01-01-1970 03:00 Ziya Selçuk’tan Yusuf Tekin’e... 01-01-1970 03:00 Ali Yalçın’ın ihanet mi edelim sözleri ve memurların durumu 01-01-1970 03:00 Öğretmen Maaşını Yuvarlarsak 30 Bin TL 01-01-1970 03:00 Bu Okul Halleri, Hal Değil Artık! 01-01-1970 03:00 Dağlanan Yüreklerimize Terapi: Kafamızı Dağıtmak 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Müdürü ve Öğretmeni Koruma Kanunu 01-01-1970 03:00 Yetenek Tozu: Piyano Çalan Motokurye 01-01-1970 03:00 Boydan Boya Darboğaz Bir Eğitim Sistemi 01-01-1970 03:00 Kepçe Kepçe Müjde, Kaşık Kaşık Zam Oranı 01-01-1970 03:00 Yaz-Kış Kurs, Yaz-Kış Kurs 01-01-1970 03:00 Mersin Olayının Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı, Öğretmeni Küçümsedi 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı Öncesi Serenat 01-01-1970 03:00 Mahmut Özer'i Görünce Ziya Hoca'yı Anladı 01-01-1970 03:00 Sayı Kasan Sendikaların Armağanı: 19 Kasım 2022 01-01-1970 03:00 Ey Eğitim Sendikaları, Birleşin! 01-01-1970 03:00 Elimizin Altındaki Anayasa ile Yasalar 01-01-1970 03:00 14 Ekim İş Bırakma Terazisi: Sendikal Ağırlık Yapın! 01-01-1970 03:00 ''Müdür Görev Süresi 12 Yıl Olsun!'' Serenatı 01-01-1970 03:00 1 Ekim Uzmanlık ve Başöğretmenlik Beklenti Günü 01-01-1970 03:00 Bursluluk Sınavına Giremeyen Tek Maaşlı Öğretmen Çocukları  01-01-1970 03:00 Efendiler, Öğretmenlerin Dayanacak Gücü Kalmadı 01-01-1970 03:00 Üçü Bir arada: Müdür Odası, Özel Tuvalet, Değerler Odası 01-01-1970 03:00 Öğretmen kalabilmek... 01-01-1970 03:00 Etkisiz sendikalardan büyük bir istifa dalgası gelebilir 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin canına okumayın, can kulağı ile dinleyin! 01-01-1970 03:00 Siyasi emeller uğruna bu kesimlere prim vermeyin! 01-01-1970 03:00 Sınavı Kaldırın, Öğretmeni Bu Cendereden Kurtarın 01-01-1970 03:00 Önce Uzman Öğrencilik Sonra Uzman Öğretmenlik 01-01-1970 03:00 3 Vakte Kadar Uzmanlık ve Başöğretmenlik Sınavları İptal 01-01-1970 03:00 Çöp Adam 01-01-1970 03:00 Uzmanlık ve Başöğretmenlik Süreci: Sendikalar, Profesörler, Diğerleri 01-01-1970 03:00 Enes Kara’nın Ardından… 01-01-1970 03:00 MEB’de Neye ‘Tamam’ Neye ‘Devam’? 01-01-1970 03:00