Efendiler, Öğretmenlerin Dayanacak Gücü Kalmadı

Yusuf Yahya

25-09-2022 19:07

Efendiler, Öğretmenlerin Dayanacak Gücü Kalmadı

Enflasyon karşısında özellikle sabit ücretlilerin ezildiği aşikar...

Sabit ücretli denildiğinde akla ilk gelen meslek grubu öğretmenlerdir.

Genel bir ifade ile asgari ücretli çalışanlar ve memurlardır.

Esnafın ve diğer kesimlerin enflasyon karşısında günlük, haftalık ve aylık zamlarla kazançları erimemektedir. Bu, herkesin malumudur. Serbest piyasa ekonomisinde vaziyet böyledir.

Gelin görün ki sabit geliri olan insanlar başta öğretmenler ve diğer kamu görevlileri olmak üzere 6 ay sonrasını beklemektedirler. Yani 6 ay sonra gelecek olan maaş zamlarını... Televizyonlara bakıldığında "müjde" olarak haberleri şimdiden veriliyor. Azıcık dişinizi sıkın ve birazcık sabredin, çok ama çok kısa bir süre kaldı diye... Hayatın gerçekleri var iken bu haberler bir zamana kadar insanları bir yerde tutar, bir zamandan sonra duyulan ile yaşanılan arasındaki fark artmışsa artık kimse işittiğine kulak asmaz. Halihazırdaki hal tam da böyledir.

Hal böyle olunca memurun ve öğretmenin 6 aydan da kısa bir sürede mevcut enflasyon karşısında aldıkları zamlı maaşlar eriyip bitmiştir. Biz buna enflasyona karşı memurun ya da sabit gelirlinin tükenişi diyoruz. Hükümet buna dair acil önlem paketleri ile müdahale etmez ise gidişat açıkçası çok iyi görünmüyor. İnsana kendisini iyi hissettirecek algı haberleri de bir yerden sonra karşılıksız kalacaktır.

Bilhassa beyin (zihin) gücüyle yani kafa gücüyle ayrıyeten beden gücüyle çalışan öğretmenler, maaşlarındaki bu tükenişten ötürü mesleklerine kendilerini vermekte güçlük çekiyorlar. Kafaları, ödenecek faturada ve diğer gider kalemlerinde olunca öğretmenlerimiz insan doğası icabı ister istemez geçim sıkıntısı ya da derdine düşüyor. Kafasına takması bile mesleki yönlerine büyük çapta tahribatta bulunuyor. Ciddi bir motivasyon ve verimlilik kaybı yaşayan öğretmenler için önemli ekonomik paketler ivedilikle açıklanmalıdır. Maaşlarının ciddi oranda artışı için önlerine konulan uzmanlık ve başöğretmenlik gibi sınavlar da bu süreçte onları çok ama çok fena bir şekilde hırpalamıştır ve yıpratmıştır. Bunu sağır sultan bile duymuştur. Kör göze parmak boyutundadır. Lakin öğretmen sendikalarının öğretmenleri oyalayan ve kandırmaya dönük sendikal mavraları ve oyunları geldiğimiz şu süreçte camiayı büyük bir kaygıya, endişeye ve ümitsizliğe sevk ediyor.

Bakınız birkaç örnek üzerinden sizlere umumi ahvali sunmak istiyorum.

Okuyucularımızdan bir öğretmen arkadaşımız, eşinin havalimanında çalışan bir personel olduğunu söylüyor. Sonra şunları ilave ediyor. Noktasına ve virgülüne dokunmadan umumi ahvali müşahede edebilmeniz ya da derinden hissedebilmeniz için anlayışınıza güvenerek paylaşmak istiyorum:

" Yusuf Bey, merhaba. Yazılarınızı takip ediyorum. Sorunlar ve sıkıntılar çok ciddi boyutlarda... Bir insanın ya da bir öğretmenin sıkıntılarını ifade etmesi ağlaması demek değildir. Bunu kabul etmiyorum. Özlük ve mali haklarımızda önemli iyileştirmelerin olmasını bekliyoruz. Gelin görün ki kimsenin umurunda değiliz. Lafa gelince herkes en önde görünmek çabasında iken bizler sözlerimizin boşlukta kaybolduğunun farkındayız. Bu lafların sahada hiçbir karşılığı olmadığını çok derinden hissedebiliyoruz. Kimseye inanacak ve güvenecek durumda olmadığımızı da bilmenizi istiyoruz. Eşim havalimanında çalışan bir personel... Ben ise bir köy öğretmeniyim. Her ikimiz de işe araçlarla gidiyoruz. Yalnız onunla benim aramda bir fark var. Eşim ücretsiz bir şekilde servis aracıyla giderken ben 30 kilometre uzaklıktaki okuluma aylık 1.500 TL karşılığında gidebiliyorum. Serviste toplam 10 kişiyiz. Bu ulaşım ücreti, eşimin de çalışmasından ötürü beni ciddi etkilemese de servisimizdeki tek maaşlı arkadaşlar her sabah kara kara düşünüyorlar. Gün, işte biz öğretmenler için böyle aydınlanıyor. Şimdi sormak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı şu süreçte özellikle köy öğretmenlerinin ulaşımı için ulaşım yardımında bulunamaz mı? Bunu hak etmiyor muyuz? Bakanlık bu sıkıntımızı almış olsa motivasyonumuz katlanmaz mı? Yusuf Bey, biz öğretmenler olarak artık gerçekten yardıma muhtacız. Bunu ağlamak ya da sızlanmak gibi anlayanlara bir çift lafım var. Derslere gülerek ve kafa rahatlığı ile girsek çocuklarımıza daha faydalı olmaz mıyız? Niçin bunu es geçiyoruz? Ya da önemsemiyoruz... Hani eğitim hayatımızda ilk plandaydı. Ben ilk planda olduğumuzu düşünmüyorum. Yine sormak istiyorum. Öğretmenler bir köşeye atılıp orada unutulan insanlar mıdır? Ne haliniz varsa görün, muamelesini kabul etmiyoruz. Saygılarımla..."

Genel ahval böyle ne yazık ki... Bir başka örneğe geçmek istiyorum. Anlayanlara ve hissedenlere selam olsun. Çok iyi biliyorum ki öğretmeni bazı öğretmenler bile anlamıyor ve hissetmiyor. Öğretmenleri bazı öğretmenler bile şükürsüz ve ağlayan olarak nitelendiriyor. Öğretmenleri bazı öğretmenler bile incitiyor ve kırıyor. Bu öğretmenimizin kardeşi Güneydoğu'da uzman çavuşmuş, kendisi de bir köy öğretmeni...

 

"Merhaba Yusuf Bey, öncelikle sizleri saygı ve selamlarımla karşılamak istiyorum. Güneydoğu'da bir köyde çalışan öğretmenim. Öğrencilerimi ve velilerimi çok ama çok seviyorum. Onlarla eğlenceli ve güzel etkinlikler yapıyoruz. Büyüklerin sönük gözlerine bakarken umutsuzluğu, küçüklerin parlayan gözlerine bakarken umudu görüyorum burada. Amacım, umutsuzluğa umudu karıştırıp umudu sonsuza dek yaşatmak... Umuda karışan umutsuzluğu yok etmek derdindeyim. Asıl derdim budur. Eğitim felsefem ve anlayışım bunun üzerine inşa edilmiştir. Gelin görün ki son bir iki yıldır bu felsefem ve anlayışım yürüyor olsa da çok yorulduğumu ve yıprandığımı söylemek mecburiyetindeyim. Allah'ın bildiğini kuldan saklamak istemiyorum artık. Zira hak ettiğimiz maaşı alamıyoruz. 10.000 küsur TL gibi bir maaş inanınız öğretmen için çok yetersiz. Uzman çavuş olan kardeşimin 20.000 TL'ye yakın maaşı karşısında... Birçok meslek grubunda maaşın yanında çeşitli yardımların ve desteklerin devlet eliyle sunuluyor olması da şu zamanlarda ister istemez "Biz neden böyle bir desteği ve yardımı görmüyoruz?" sorusunu sorduruyor insana. Sormayalım mı? Ulaşım, kira, giyim gibi çeşitli yardım ve destekler, inanınız maddiyattan ötürü çökmüş olan bizleri bir nebze olsun rahatlatacak ve belimizi doğrultacaktır. Söylenecek çok söz var fakat o sözlerin öyle çarpıtıldığını ve öyle bir yerlere çekildiğini görüyoruz ki bazen susarak anlaşılmak ve hissedilmek de bir başka yoldur diyerek bu yolu deniyoruz. Ne diyelim? İnşallah bizi anlayan ve hisseden birileri çıkar ve bu camiaya kol kanat gerer. Sahiplenilmek istiyoruz. Çünkü o kadar sahipsiziz ki... Sahipsizliğimizi ifade etmek için kelimeler kifayetsiz. Sizlere sağlıklı günler dilerim."

Efendiler, genel ahvalin hülâsası böyle...

Anlar ve hissederseniz ne âlâ... Yok ya abarttığın gibi değil, derseniz onu da siz bilirsiniz.

Şunu da biliniz ki tek maaşlı öğretmenlerin eşleri, geliri düşük olan her aileye verilen 500 TL'lik yardımlara (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının zaman aralığı itibarıyla seçime endeksli) başvuruda bulunuyor. Çocuklarının bez, süt, kırtasiye, giyim gibi ihtiyaçlarını karşılama niyetiyle... Tek maaşlı öğretmenlerin, kendi ailelerinden destek yoksa düştükleri ve içinde bulundukları durum budur. İşte o denli yardıma muhtaçlar. Devletimiz tek maaşlı öğretmenlere çocuklarının ihtiyaçlarına destek için belli bir tutar para verse batar mı? Bence devletimiz güçlü ve asla yıkılmaz. O zaman yapmamız gereken nedir efendiler?

Öğretmenler, destekleri de unutulmuşluğu da unutmayacak. Biliniz...

Saygılarımla...

 

 

DİĞER YAZILARI Kazuistik Müfredat mı? 01-01-1970 03:00 Yılan Hikayesi 01-01-1970 03:00 Öğrencinin ''Kendimi Öğrenmiyorum!'' Haykırışı 01-01-1970 03:00 Belediyeler Eğitimin Merkezinde Olsun! 01-01-1970 03:00 Sosyal Etkinlikler Karneye Girdi - Çıktı! 01-01-1970 03:00 Öğretmeni Güçlendirmek 01-01-1970 03:00 Müdür ve Öğretmenlerin Yetkisi Az, Sorumlulukları Fazla... 01-01-1970 03:00 MEB Yönetici Atama: Ne Varsa Eskilerde Var... 01-01-1970 03:00 Okullarda İş Günü 200 Gün Olacakmış. Eğitimde Asıl Mesele Nicelik mi, Nitelik mi? 01-01-1970 03:00 MEB Müfredatı: İyi İnsan Yetiştirecek mi? 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin, çocukları okulda daha fazla tutmakla övünüyor! 01-01-1970 03:00 Yorgun Savaşçılar 01-01-1970 03:00 Müfredat Revizyonu Üzerine 01-01-1970 03:00 Öğretmenler Kara Kara Düşünüyor! 01-01-1970 03:00 Okul Bazlı Performans Değerlendirme, Ama Nasıl? 01-01-1970 03:00 Herkes Bir Hava iken Netice Berhava 01-01-1970 03:00 Sil Baştan: Büyük Eğitim Devrimi 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin'in hızından nasiplenemeyen konular 01-01-1970 03:00 Değişiklerle Değişmeyen Bakanlık 01-01-1970 03:00 Mülakat 01-01-1970 03:00 Yeni Ders Yılı Başlarken… 01-01-1970 03:00 2 Yıllık Esaret: Toplu Sözleşme 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz Bir Eğitim Hikayesi 01-01-1970 03:00 Yeni DYK ile Toplu Sözleşmeye Dair Çıkarımlar 01-01-1970 03:00 Toplu Sözleşmede Hayali Bir Enstantane 01-01-1970 03:00 Memur Memnun Değil 01-01-1970 03:00 Güçlü Öğretmen Güçlü Türkiye  01-01-1970 03:00 Çocuklara değer aşılamanın en güzel yolu büyüklerin örnekliğidir 01-01-1970 03:00 Ziya Selçuk’tan Yusuf Tekin’e... 01-01-1970 03:00 Ali Yalçın’ın ihanet mi edelim sözleri ve memurların durumu 01-01-1970 03:00 Öğretmen Maaşını Yuvarlarsak 30 Bin TL 01-01-1970 03:00 Bu Okul Halleri, Hal Değil Artık! 01-01-1970 03:00 Dağlanan Yüreklerimize Terapi: Kafamızı Dağıtmak 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Müdürü ve Öğretmeni Koruma Kanunu 01-01-1970 03:00 Yetenek Tozu: Piyano Çalan Motokurye 01-01-1970 03:00 Boydan Boya Darboğaz Bir Eğitim Sistemi 01-01-1970 03:00 Kepçe Kepçe Müjde, Kaşık Kaşık Zam Oranı 01-01-1970 03:00 Yaz-Kış Kurs, Yaz-Kış Kurs 01-01-1970 03:00 Mersin Olayının Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı, Öğretmeni Küçümsedi 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı Öncesi Serenat 01-01-1970 03:00 Mahmut Özer'i Görünce Ziya Hoca'yı Anladı 01-01-1970 03:00 Sayı Kasan Sendikaların Armağanı: 19 Kasım 2022 01-01-1970 03:00 Ey Eğitim Sendikaları, Birleşin! 01-01-1970 03:00 Elimizin Altındaki Anayasa ile Yasalar 01-01-1970 03:00 14 Ekim İş Bırakma Terazisi: Sendikal Ağırlık Yapın! 01-01-1970 03:00 ''Müdür Görev Süresi 12 Yıl Olsun!'' Serenatı 01-01-1970 03:00 1 Ekim Uzmanlık ve Başöğretmenlik Beklenti Günü 01-01-1970 03:00 Bursluluk Sınavına Giremeyen Tek Maaşlı Öğretmen Çocukları  01-01-1970 03:00 Üçü Bir arada: Müdür Odası, Özel Tuvalet, Değerler Odası 01-01-1970 03:00 Öğretmen kalabilmek... 01-01-1970 03:00 Etkisiz sendikalardan büyük bir istifa dalgası gelebilir 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin canına okumayın, can kulağı ile dinleyin! 01-01-1970 03:00 Siyasi emeller uğruna bu kesimlere prim vermeyin! 01-01-1970 03:00 Nagehan Alçı Yine Sahnede... 01-01-1970 03:00 Sınavı Kaldırın, Öğretmeni Bu Cendereden Kurtarın 01-01-1970 03:00 Önce Uzman Öğrencilik Sonra Uzman Öğretmenlik 01-01-1970 03:00 3 Vakte Kadar Uzmanlık ve Başöğretmenlik Sınavları İptal 01-01-1970 03:00 Çöp Adam 01-01-1970 03:00 Uzmanlık ve Başöğretmenlik Süreci: Sendikalar, Profesörler, Diğerleri 01-01-1970 03:00 Enes Kara’nın Ardından… 01-01-1970 03:00 MEB’de Neye ‘Tamam’ Neye ‘Devam’? 01-01-1970 03:00