Okullarda İş Günü 200 Gün Olacakmış. Eğitimde Asıl Mesele Nicelik mi, Nitelik mi?

Yusuf Yahya

15-02-2024 00:26

MEB'in 180 iş gününü 200 iş gününe çıkarma çalışması bir nicelik meselesi...

Asıl mesele nitelik değil mi?

Sosyal medya mercilerinden ve ulusal kanallardan aldığımız haberlere göre MEB 180 iş gününü 200 iş gününe çıkaracakmış.

Böyle bir haberi görünce ağzım açık kaldı.

Almanya’nın çalışma günlerini eksilttiği ve diğer Avrupa ülkelerinin esnek çalışma modellerine geçtiği şu zamanlarda öğretmen ve öğrencileri daha uzun bir süre okulda tutmamızı icap ettirecek gerekçe ne olabilir?

Tutmak, diyorum. Okullarımız bu halleriyle, görüntüleriyle, içerikleriyle ve düzenleriyle bilhassa öğrenciler için bu manaya geliyor.

Ne yazık ki MEB’te işleri sahiplenen ve benimseyen insan sayısı azaldı.

MEB’in ve taşranın yönetim tarzı da bunda etkilidir.

Eğitim ortamına çıkar girdi gireli ‘‘çıktı’’ alamıyoruz.

Çünkü insanlar kendine çalışıyor ve kendi için taşın altına elini koyuyor.

Bu da koordinasyonu ve bütünlüğü bozuyor.

İş günü sayısından çok işlerin aslolan hedeflere ne kadar kilitlendiğinin sorgulanması, bunun üzerinde kafa yorulması gerekir.

Tezvirat, söylenti, dedikodu, algılar, takıntılar, kaygılar, takılmalar eğitime yön veremez.

Bir çocuğun gözünün içi, bir öğretmenin yüreğinin sesi eğitimi şekillendirme gücünü haiz olabilmeli.

Sayının yükseltilmesi, eğitimin öğretim seviyesinin yükseleceğini düşündürüyorsa bakışımız dar, zihnimiz sığ demektir.

Böyle bir ortam hem manipülasyona hem de istismara açıktır.

Şöyle ki:

Bir ara okulların 4 gün olacağı söylentisi dolaştı.

Yine bir ara cuma günlerinin tatil olacağı dedikodusu yayıldı ortalığa.

Yine yine bir ara ara tatillerin kaldırılacağını işittik.

Daha sonra u dönüşü oldu, ara tatillerin devam edeceği ama öğretmenlerin okullarda olacağı dile getirildi.

Gelinen noktada da ara tatiller sürecekmiş, bunu öğrendik.

Lakin 180 iş günü 200 güne çıkacakmış.

Yani bir kaşık tatil, kepçe kepçe iş günü...

Tatil, dinlenme unutmayınız ki bazı insanlar için kültür, gezi ve sanattır.

Kendi kendine gelişim için fırsat, ortam ve imkandır.

Bunu onların ellerinden almamak lazım.

Müfredatın sadeleştirilmesine paralel ders saatlerinin azaltılacağını düşünüyorduk.

Hatta ve hatta şöyle hayaller kuruyorduk bu bağlamda:

Haftalık ders saatleri azaltılır. Günlük ders saatleri de buna koşut azalır. Müfredat dersleri öğleden önceye yayılır. İlgi, yetenek, beceriye ilişkin ortamlar yaratılarak çocuğu keşfetme ve yönlendirme süreçleri başlar. Aileler daha fazla birbirine vakit ayırır. Çocuğun anne, baba, kardeş, arkadaş ile zaman geçirme süresi de artar. Öğretmenlerden azami verim ve enerji alınır. Ek dersler kaldırılır. En fazla 20 saat ders verilir öğretmene. Maaş 50 bin TL olur. Kültür-sanat-gezi ile kendi kendine öğrenme ve gelişme alanları doğal akışında ortaya çıkar. Yapay ortamların meydana getirdiği yaratıcılık ile doğal ortamların ve süreçlerin yarattığı yaratıcılık arasında çok fark var. Açık ara doğal olan öndedir.

 

MEB, haberler gerçekse sağ gösterip sol vuruyor demektir.

MEB’in her adımını güzele ve iyiye yorarken birden hiç aklımızın ucundan bile geçmeyen yerlere evrilmesi hem tuhaftır hem de MEB’e karşı güven boşluğu yaratır.

MEB’in inandırıcılığı bu hamleler boşluğa düşer.

Öğretmenlerde oluşan güven ve inanç boşluğu ise işi sahiplenme ya da benimseme gibi alt sorunları sökün ettirir.

İş gününü artırma gibi bir niyetiniz varsa hemen vazgeçiniz.

Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin okul ortamına değil, ilgi-yetenek-beceri-psikolojilerine iyi gelecek dişe dokunur ortamlara ihtiyacı var. Rahatlama, rahatlama, rahatlama... Gevşeme, gevşeme, gevşeme...

Okullar küplere binilen yerler olmuş. Bunu bir araştırın bakalım. Neden acaba? Çünkü okul idaresine, öğretmenlere ve öğrencilere bindirilen, içlerinin almadığı yükler onların sabır taşlarını çatlatıyor. Bazen öğrenciye bazen de kendi ailelerine sabır tükenmiş olarak muamele ediyorlar. Hatalar da beraberinde geliyor. Denge, ölçü idarenin bilinçli yönetimi ile hasıl olur. Paldır küldür, haldır haldır ile değil.

Bilhassa belediyeler, seçim arifesindeyiz, öğrencilerin keşif - yönlendirilme süreçlerinde yasal roller ve sorumluluklar üstlenmelidir. Düzenlemeler bu perspektifte yapılmalıdır.

Biliyoruz ki hayalimizdekilerin gerçekleşmesi için merkezi değil, yerel ve yerinde yönetim çok mühimdir.

Yerel enstrümanlar daha aktif ve dinamik olmalıdır.

Merkez, illere yetişemiyor. İlleri çekip çeviremiyor. Bunu anlamalıyız.

Eğitim öğretim merkezden yerele doğru doğru dürüst akıp gelemiyor.

Koştur koştur öğretmenler ne yaparsanız yapın verimli olamaz. Zira koltuklarda oturanlar da bunu hissederek anlayamaz.

Okulları kuşatan MEB ve taşra projeleri de birbiriyle çakışan ve çatışan kimi zaman, neticeye ulaşamamaktadır. Öğretmeni ya enerji olarak sıfırlıyor ya da öğretmenin iyice boşlamasına bahane oluyor.

-mış gibi düzenden kurtarmalıyız eğitim öğretimi.

Her açmazımız, çıkmazımız, ezberlerimiz bize zaman kaybettiriyor.

Uzaya giden astronotumuz, Türkiye Yüzyılı ufku sadece göz önünde olmakla yetinmemeli, eğitimin özüne de göbeğine de girmelidir.

Bu giriş, alışkanlıklarımızdan çıkışla tahakkuk eder.

Yeni rutinler, yeni alışkanlıklar şart, şart, şart...

Her zaman söylüyorum ve dilim döndüğünce de söylemeye devam edeceğim:

‘‘Sade eğitim, sadece eğitim, daha az ile daha fazla sonuç elde etme...’’

Meselesi eğitim olan değerli MEB yetkilileri,

Lütfen meselesi eğitim olmayanların kıyaslamalarla dolu bakış açısının peşine takılmayınız.

Hedefi eğitim olanlar bilir ki eğitim ortamı rahatlık ve ferahlık ister.

Baskı, zorlama varsa yaratıcılık ölür. Her şey bir öncekidir.

Bir öncekinde döner dururuz.

ASIL MESELE NİCELİK DEĞİL, NİTELİK...

Saygılarımla...

 

 

 

 

DİĞER YAZILARI Bir Canın Ardından  01-01-1970 03:00 Ruh Üfle! Of, Püf Deme! 01-01-1970 03:00 Kazuistik Müfredat mı? 01-01-1970 03:00 Yılan Hikayesi 01-01-1970 03:00 Öğrencinin ''Kendimi Öğrenmiyorum!'' Haykırışı 01-01-1970 03:00 Belediyeler Eğitimin Merkezinde Olsun! 01-01-1970 03:00 Sosyal Etkinlikler Karneye Girdi - Çıktı! 01-01-1970 03:00 Öğretmeni Güçlendirmek 01-01-1970 03:00 Müdür ve Öğretmenlerin Yetkisi Az, Sorumlulukları Fazla... 01-01-1970 03:00 MEB Yönetici Atama: Ne Varsa Eskilerde Var... 01-01-1970 03:00 MEB Müfredatı: İyi İnsan Yetiştirecek mi? 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin, çocukları okulda daha fazla tutmakla övünüyor! 01-01-1970 03:00 Yorgun Savaşçılar 01-01-1970 03:00 Müfredat Revizyonu Üzerine 01-01-1970 03:00 Öğretmenler Kara Kara Düşünüyor! 01-01-1970 03:00 Okul Bazlı Performans Değerlendirme, Ama Nasıl? 01-01-1970 03:00 Herkes Bir Hava iken Netice Berhava 01-01-1970 03:00 Sil Baştan: Büyük Eğitim Devrimi 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin'in hızından nasiplenemeyen konular 01-01-1970 03:00 Değişiklerle Değişmeyen Bakanlık 01-01-1970 03:00 Mülakat 01-01-1970 03:00 Yeni Ders Yılı Başlarken… 01-01-1970 03:00 2 Yıllık Esaret: Toplu Sözleşme 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz Bir Eğitim Hikayesi 01-01-1970 03:00 Yeni DYK ile Toplu Sözleşmeye Dair Çıkarımlar 01-01-1970 03:00 Toplu Sözleşmede Hayali Bir Enstantane 01-01-1970 03:00 Memur Memnun Değil 01-01-1970 03:00 Güçlü Öğretmen Güçlü Türkiye  01-01-1970 03:00 Çocuklara değer aşılamanın en güzel yolu büyüklerin örnekliğidir 01-01-1970 03:00 Ziya Selçuk’tan Yusuf Tekin’e... 01-01-1970 03:00 Ali Yalçın’ın ihanet mi edelim sözleri ve memurların durumu 01-01-1970 03:00 Öğretmen Maaşını Yuvarlarsak 30 Bin TL 01-01-1970 03:00 Bu Okul Halleri, Hal Değil Artık! 01-01-1970 03:00 Dağlanan Yüreklerimize Terapi: Kafamızı Dağıtmak 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Müdürü ve Öğretmeni Koruma Kanunu 01-01-1970 03:00 Yetenek Tozu: Piyano Çalan Motokurye 01-01-1970 03:00 Boydan Boya Darboğaz Bir Eğitim Sistemi 01-01-1970 03:00 Kepçe Kepçe Müjde, Kaşık Kaşık Zam Oranı 01-01-1970 03:00 Yaz-Kış Kurs, Yaz-Kış Kurs 01-01-1970 03:00 Mersin Olayının Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı, Öğretmeni Küçümsedi 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı Öncesi Serenat 01-01-1970 03:00 Mahmut Özer'i Görünce Ziya Hoca'yı Anladı 01-01-1970 03:00 Sayı Kasan Sendikaların Armağanı: 19 Kasım 2022 01-01-1970 03:00 Ey Eğitim Sendikaları, Birleşin! 01-01-1970 03:00 Elimizin Altındaki Anayasa ile Yasalar 01-01-1970 03:00 14 Ekim İş Bırakma Terazisi: Sendikal Ağırlık Yapın! 01-01-1970 03:00 ''Müdür Görev Süresi 12 Yıl Olsun!'' Serenatı 01-01-1970 03:00 1 Ekim Uzmanlık ve Başöğretmenlik Beklenti Günü 01-01-1970 03:00 Bursluluk Sınavına Giremeyen Tek Maaşlı Öğretmen Çocukları  01-01-1970 03:00 Efendiler, Öğretmenlerin Dayanacak Gücü Kalmadı 01-01-1970 03:00 Üçü Bir arada: Müdür Odası, Özel Tuvalet, Değerler Odası 01-01-1970 03:00 Öğretmen kalabilmek... 01-01-1970 03:00 Etkisiz sendikalardan büyük bir istifa dalgası gelebilir 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin canına okumayın, can kulağı ile dinleyin! 01-01-1970 03:00 Siyasi emeller uğruna bu kesimlere prim vermeyin! 01-01-1970 03:00 Nagehan Alçı Yine Sahnede... 01-01-1970 03:00 Sınavı Kaldırın, Öğretmeni Bu Cendereden Kurtarın 01-01-1970 03:00 Önce Uzman Öğrencilik Sonra Uzman Öğretmenlik 01-01-1970 03:00 3 Vakte Kadar Uzmanlık ve Başöğretmenlik Sınavları İptal 01-01-1970 03:00 Çöp Adam 01-01-1970 03:00 Uzmanlık ve Başöğretmenlik Süreci: Sendikalar, Profesörler, Diğerleri 01-01-1970 03:00 Enes Kara’nın Ardından… 01-01-1970 03:00 MEB’de Neye ‘Tamam’ Neye ‘Devam’? 01-01-1970 03:00