Belediyeler Eğitimin Merkezinde Olsun!

Yusuf Yahya

02-04-2024 12:38

Belediye seçimleri sona erdi.

 

Kazananı da kaybedeni de selamlıyoruz. Çünkü kazanan da kaybeden de sayısal verilere göre saptanıyor. Oysaki bizim hayatımızda nicelik niteliğin önüne geçemez. Aslolan, sayısı fazla ya da az olanın kumaşıdır. Bu kumaş, kişilik özelliği ile belli olur. Adalet ve dürüstlük nüvesi ile tabii... Yoksa sandıktan çıkan sayılar birer araçtır.

 

Biliyoruz ki asıl kaybetmek ve kazanmak nefse yenilmek ve nefsi alt etmekle ilişkilidir. Heyhat, nefsine yenilen kimselere!

 

Bütünleşebilen ve gece ile gündüzün birbirini tamamlarcasına dersler sunduğu doğa da insana pusuladır. İnsan, yarım yamalak değildir. İnsan insan ile bir bütündür. Bundan dolayıdır ki seçimlere katılımı değil, insanın farklılık gözetmeksizin insana katılımını önemsiyoruz.

 

Her neyse biz konumuza dönelim. Belediye seçimleriydi mevzumuz. İnşallah, tüm belediyeler ülke insanı için kamu yararı gözeterek önümüzdeki 5 yıllık süreçte iyi işler çıkarır.

 

Malum seçimlerden önce belediyelere eğitim konusunda anayasal ve yasal bir yük verilmesi gerektiğini belirttik. Bu, belediyelerin halka boynunun borcu değil mi?

 

Seçim kazanarak kitlelere yön verebilecek potansiyeli olan güçlü figürlerin gündemi eğitim olmalıdır. Ve bu potansiyelleri ile eğitimin potansiyelini açığa çıkarmalıdırlar. Bunu da kendilerine ülkü ve şiar edinmelidirler. Halkın çocuklarının eğitimi, yereldeki birçok akçeli işten daha efdal değil midir? Belediye bilinci, budur. Yoksa halet; gaflet, dalalet hatta seçene ihanete yol alma riski taşır.

 

Belediyeler; eğitimi "yap bir güzellik" ya da görüntü için geçiş güzergahı şeklinde geçiştiremezler.

 

Eğitim belediye için geçiş değil, bağlantı hüviyetine bürünmelidir. Belediyeyi eğitime bağlamak şart... İnanın, böyle daha hissedilir ve düşünülür olur taşra. Yoksa merkezden taşraya doğru emile emile geliyor taşranın hissedilir ve düşünülür olması. Böylelikle eğitimin merkezi yapısı, his ve düşünce kaybına yol açıyor. Pekala, belediyeler nasıl yerleşecek eğitimin merkezine?

Bu yerleşme; ancak ve ancak anayasal ve yasal görevler, yetkiler ve sorumluluklar ile hasıl olabilir.

Eğitimin yeniden yapılandırılmasında ve şekillendirilmesinde belediyelere misyon ve vizyon icap ediyor artık. Bu minvalde belediyelerin, eğitim teşkilatları olmalı. MEB merkezi teşkilat gibi dallanıp budaklanmalı. Bakınız, aklınıza eyalet sistemi gelebilir. Hayır, öyle düşünmeyin. Merkezi yapının esnetilmesi diyebilirsiniz. "Yaptım oldu"dan kurtaracak bizi. Yani eğitime özerklik katıldığı gibi daha bağımsız ve katılımcı olacak. Yine MEB denetiminde ve gözetiminde... Lakin yerele daha çok yetki ve sorumluluk... Yerelin iş ve işlemlerinde daha fazla hissetme ve düşünme olacaktır. Ne yazık ki gözden uzak gönülden de uzak oluyor.

 

Eğitim reformu ve eğitimde köklü değişiklikler için de yerelde halkı hazırlayacak insanlara ihtiyaç duyulacak. Ne yazık ki valiler, milli eğitim müdürleri bir enerji bir sinerji oluşturamıyorlar. Halka inmede müthiş problem söz konusu... Bütünleşme hak getire... Hep mış, miş... Halkı topyekün harekete geçirmede etkisiz ve zayıf kalıyorlar. Bu bakımdan belediye başkanları bu işi, vazifeyi üstlenmeliler. Kolları sıvamalıdır. Siyasetten ve ideolojiden arınmış olarak, evrensel bir bakışla ulusal değerleri ve kültürü de içine alarak eğitim alanına hizmet etmeliler. Biliyorum, cümle içinde daha kolay... Fakat cümle içine çıkmak gerekiyor.

 

Okullar tekdüzelikte boğuluyor. Öğrenci okullarda şaşırmıyor ve anlamdan uzaklaşıyor. Soğuk butonlar ve yüzler... Bu ezberleri belediyeler bozacak. Belediyeler, anayasal bir araç kılınacak.

 

Eğitim sahası çeşitlenmeli, diyoruz. Her öğrenci bu çeşitlenmeden nasiplensin istiyoruz. Okullar, öğrenci için mahpushane olmasın diye düşünüyoruz.

 

Belediyeler ideolojiden ve siyasetten arınmış olarak eğitim alanına girmelidir, girmelidir, girmelidir. Eğitim, halkın yerelde seçtiklerine devredilmelidir. Elbette eğitimi külliyen terk etme değildir bu. Ne var ki eğitimi kaderine terk etmeden daha iyidir.

 

Belediyeler eğitime müdahil olmalıdır.

Müdafaa devri kapandı. Korkuyu yenelim, halk ile güven tazeleyelim.

Müdafaa edilecek ne kaldı ki? Eğitimin özü çok eskilerde takılı kaldı.

Eğitim, büyük bir dönüşümü ancak belediyelerin yerinde görgüsü ve destekleriyle başarabilir.

 

Haydi, haydi, haydi!

 

 

Saygılar...

 

 

DİĞER YAZILARI ATAmadan mülakATAMAya 01-01-1970 03:00 10 Mayıs Günü, Öğretmenin Gücü! 01-01-1970 03:00 Bir Canın Ardından  01-01-1970 03:00 Ruh Üfle! Of, Püf Deme! 01-01-1970 03:00 Kazuistik Müfredat mı? 01-01-1970 03:00 Yılan Hikayesi 01-01-1970 03:00 Öğrencinin ''Kendimi Öğrenmiyorum!'' Haykırışı 01-01-1970 03:00 Sosyal Etkinlikler Karneye Girdi - Çıktı! 01-01-1970 03:00 Öğretmeni Güçlendirmek 01-01-1970 03:00 Müdür ve Öğretmenlerin Yetkisi Az, Sorumlulukları Fazla... 01-01-1970 03:00 MEB Yönetici Atama: Ne Varsa Eskilerde Var... 01-01-1970 03:00 Okullarda İş Günü 200 Gün Olacakmış. Eğitimde Asıl Mesele Nicelik mi, Nitelik mi? 01-01-1970 03:00 MEB Müfredatı: İyi İnsan Yetiştirecek mi? 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin, çocukları okulda daha fazla tutmakla övünüyor! 01-01-1970 03:00 Yorgun Savaşçılar 01-01-1970 03:00 Müfredat Revizyonu Üzerine 01-01-1970 03:00 Öğretmenler Kara Kara Düşünüyor! 01-01-1970 03:00 Okul Bazlı Performans Değerlendirme, Ama Nasıl? 01-01-1970 03:00 Herkes Bir Hava iken Netice Berhava 01-01-1970 03:00 Sil Baştan: Büyük Eğitim Devrimi 01-01-1970 03:00 Yusuf Tekin'in hızından nasiplenemeyen konular 01-01-1970 03:00 Değişiklerle Değişmeyen Bakanlık 01-01-1970 03:00 Mülakat 01-01-1970 03:00 Yeni Ders Yılı Başlarken… 01-01-1970 03:00 2 Yıllık Esaret: Toplu Sözleşme 01-01-1970 03:00 Siyah Beyaz Bir Eğitim Hikayesi 01-01-1970 03:00 Yeni DYK ile Toplu Sözleşmeye Dair Çıkarımlar 01-01-1970 03:00 Toplu Sözleşmede Hayali Bir Enstantane 01-01-1970 03:00 Memur Memnun Değil 01-01-1970 03:00 Güçlü Öğretmen Güçlü Türkiye  01-01-1970 03:00 Çocuklara değer aşılamanın en güzel yolu büyüklerin örnekliğidir 01-01-1970 03:00 Ziya Selçuk’tan Yusuf Tekin’e... 01-01-1970 03:00 Ali Yalçın’ın ihanet mi edelim sözleri ve memurların durumu 01-01-1970 03:00 Öğretmen Maaşını Yuvarlarsak 30 Bin TL 01-01-1970 03:00 Bu Okul Halleri, Hal Değil Artık! 01-01-1970 03:00 Dağlanan Yüreklerimize Terapi: Kafamızı Dağıtmak 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Müdürü ve Öğretmeni Koruma Kanunu 01-01-1970 03:00 Yetenek Tozu: Piyano Çalan Motokurye 01-01-1970 03:00 Boydan Boya Darboğaz Bir Eğitim Sistemi 01-01-1970 03:00 Kepçe Kepçe Müjde, Kaşık Kaşık Zam Oranı 01-01-1970 03:00 Yaz-Kış Kurs, Yaz-Kış Kurs 01-01-1970 03:00 Mersin Olayının Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı, Öğretmeni Küçümsedi 01-01-1970 03:00 Uzmanlık Sınavı Öncesi Serenat 01-01-1970 03:00 Mahmut Özer'i Görünce Ziya Hoca'yı Anladı 01-01-1970 03:00 Sayı Kasan Sendikaların Armağanı: 19 Kasım 2022 01-01-1970 03:00 Ey Eğitim Sendikaları, Birleşin! 01-01-1970 03:00 Elimizin Altındaki Anayasa ile Yasalar 01-01-1970 03:00 14 Ekim İş Bırakma Terazisi: Sendikal Ağırlık Yapın! 01-01-1970 03:00 ''Müdür Görev Süresi 12 Yıl Olsun!'' Serenatı 01-01-1970 03:00 1 Ekim Uzmanlık ve Başöğretmenlik Beklenti Günü 01-01-1970 03:00 Bursluluk Sınavına Giremeyen Tek Maaşlı Öğretmen Çocukları  01-01-1970 03:00 Efendiler, Öğretmenlerin Dayanacak Gücü Kalmadı 01-01-1970 03:00 Üçü Bir arada: Müdür Odası, Özel Tuvalet, Değerler Odası 01-01-1970 03:00 Öğretmen kalabilmek... 01-01-1970 03:00 Etkisiz sendikalardan büyük bir istifa dalgası gelebilir 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin canına okumayın, can kulağı ile dinleyin! 01-01-1970 03:00 Siyasi emeller uğruna bu kesimlere prim vermeyin! 01-01-1970 03:00 Nagehan Alçı Yine Sahnede... 01-01-1970 03:00 Sınavı Kaldırın, Öğretmeni Bu Cendereden Kurtarın 01-01-1970 03:00 Önce Uzman Öğrencilik Sonra Uzman Öğretmenlik 01-01-1970 03:00 3 Vakte Kadar Uzmanlık ve Başöğretmenlik Sınavları İptal 01-01-1970 03:00 Çöp Adam 01-01-1970 03:00 Uzmanlık ve Başöğretmenlik Süreci: Sendikalar, Profesörler, Diğerleri 01-01-1970 03:00 Enes Kara’nın Ardından… 01-01-1970 03:00 MEB’de Neye ‘Tamam’ Neye ‘Devam’? 01-01-1970 03:00