Bu sorunun cevabı o kadar çok, o kadar çeşitli ki, öğretmeni isyan ettiren insani ve insanlık dışı durumları sıralamaya çalışsam inanın satırlarda sütunlarda yer kalmaz. Bunu bilerek yirmi yıllık meslek hayatımın sekiz yılını bizatihi sınıfta ders okutarak,5 yılını okul müdürü, kalan yedi yılını da eğitim yöneticisi olarak geçiren bir kardeşiniz olarak ilk anda aklıma gelenleri sıralayayım… Bu satırları okuyan öğretmen arkadaşlarımın büyük çoğunluğu bana hak verecektir…

İnsandan insana farklılık göstermekle birlikte öğretmeni isyan ettiren en önemli yoksunluk:

     *Adalet yoksunluğudur. Bir okulda aynı çatı altında çalışan öğretmenleri fikirlerine, inanç ve düşüncelerine göre kategorize ettiğinizde isyan ederler.

     *Vefa Yoksunluğu… Kimi insanlar için vefa İstanbul’da bir semtin adı olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Ömrünü uğrunda harcadığı çocuklarından ve devletinden vefa görmemek en acıtıcı olandır.

     *Hoşgörü yoksunluğu: Öğretmenlik insan yetiştirme sanatı, eğitim bireyi insancıllaştırma ise, bu süreçte küçük hataların olması mukadderdir. Küçük hataları büyüterek, öğretmenlerden korkulacak bir nesne gibi söz etmek onları isyan ettirir.

     *Tevazu yoksunluğu: Binlerce meslek mensubu yetiştirir, adam sınıfına geçirirler, kozasından çıkıp kabuğunu beğenmeyen böceklerin onlara tepeden bakarak azarlaması, onları isyan ettirir.

     *Paylaşım yoksunluğu: İsimlerinin sadece zahmette anılması, rahmet alanlarında yok sayılması onları çıldırtır.

     *Zaman yoksunluğu: Öğretmenler her ne iş olursa olsun kapılarda bekletilmekten, yağcılıktan, ötelenmekten nefret ederler.

     *Plan yoksunluğu: Öğretmenlerin hayatı plan yapmak ve plan yürütmekle geçer. Onlar hedefine böyle ulaşır. İğne ile kuyu kazar gibi sabırla planlarını uygular ve bir bakarsınız ki altı yaşında ellerine teslim eteğiniz çocuklar, okuyan, yazan, düşünen, konuşan, kendine, ailesine, vatanına, milletine yararlı bir fert olmuş. Planlı yaşamaya alışmış insanlar olarak plan yoksunluğu ve kargaşa onları isyan ettirir.

     *24 Kasımlarda adına tören düzenleyip protokolü önceleyip, onları geri plana atmaktan nefret ederler. Bir de sadece o güne münhasıran, atılan hamasi nutuklar onları çıldırtır.

     *Karakter yoksunluğu: Bu meslek mensuplarının çoğu saf, temiz çocuklarla uğraştıklarından birçok özellik gibi temiz karakter özelliklerini muhafaza ederek saflıklarını korurlar. Saflığın karşılığı olan üçkâğıt ve bukalemun karakteri onları isyan ettirir.

Öğretmeni isyan ettiren bunca işin eylemin yanında onlara gösterilecek birazcık, vefa, biraz tevazu, biraz saygı, birazcık planlı hareket, bunları çay kaşığı ile de verseniz rıza gösterirler.

Yeter ki size zamanında kepçe ile doldurdukları  erdemden, zerre miskal onlara verin ve o erdemden sizde de bulunduğunu gösterin.

Sözün özü, her ne oldunuz ise bir meslek erbabı… Önce insan olduğunuzu asla unutmayın. İşte o zaman öğretmenleri sağlığında da mezarında da rahat ettirirsiniz. Bunu yaparsanız ustalarınıza vefa borcunuzu da ödemiş olursunuz.
 


Emin KÜÇÜK

Tokat-Reşadiye İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü