MEB bir taraftan istediğini atamak için kural koyuyor diğer taraftan ise kendi koyduğu kuralı bile beğenmeyip keyfi davranıyor.

 
İstanbul gerçeğinde görüldü ki birilerinin okul müdürlüğü için bile hesabı var. İstanbul Lisesi için de Kabataş Lisesi için de ben istediğimi atayacağım diyor.

Böylece mevzuatı da, hukuku da, müdür adaylarını da hiçe sayıyor. Okul müdürlüğünü bile bu kadar önemseyen makamlar kendilerini ne kadar düşürdüklerini bir kez daha düşünmelidirler.

Okul müdürlüğü önemlidir, önemli de olmalıdır fakat isimler değil objektif kriterleri gözeten anlayış ön planda olmalıdır.

Bununla da sınırlı değil insanların rencide edilmeleri... Hak gaspı dışında bir de kazanılmış hakkı elden almak var MEB uygulamalarında. Onun da bir ayağı yeniden atama...

Evet yeniden atama;

Nedir yeniden atama?

Yönetici iken herhangi bir sebeple yöneticilikten ayrılanların tekrar geri dönebilmeleri.

Herhangi bir nedenle ayrılmak ne demek?

- Örneğin İl içi yer değiştirme kapsamında öğretmenliğe geçmiş olabilirsiniz.

- İl dışına yönetici olarak gidemediğinizden iller arası yer değiştirme kapsamında öğretmenliğe geçmiş olabilirsiniz.

- Eş bir ya da başka özür durumundan tayininiz çıkmış olabilir.

- Yöneticilikten bir süre uzak kalmak istemiş olabilirsiniz...

İşte bu sebeplerle yöneticilikten ayrıldıysanız yeniden atama isteyemiyorsunuz. Ne diyor bakanlık: sınava gir yeniden atan...

İyi de ben zaten sınavla, mevzuata uygun olarak yönetici olmuşum neden bu hakkımı elimden alıyorsunuz denildiğinde almıyorum deyip sınav gösteriliyor. Ortada sınav olmadığı halde.

Bakanlığa hak verebilirdik belki ama veremiyoruz çünkü bu ülkede çıkarılan her yönetmelikte yeniden atama yer almıştır.

Yeniden atama bekleyenlerin haklı serzenişleri vardır çünkü onlar biz nereden bilebilirdik yeniden atamanın kaldırılacağını sorusunu soruyorlar ve bilseydik sınava da girerdik diye ekliyorlar....

Allah aşkına hangi kurumda var böyle keyfi uygulama... Kural sonradan konulmaz konulursa da öncekine uygulanamaz.

Yeniden atama bu yönetmelikte eksikliktir ve mağduriyete yol açmaktadır. Puan üstünlüğüne göre yapılan İsteğe Bağlı yer değiştirmelere Yeniden atama da eklenmelidir geçmişte olduğu gibi. Adı üstünde puan üstünlüğü esas alınacak. Kimin puanı yeterse o atanacak. Ahmet bir okulda 3 yılını doldurdu, isteğe bağlı başvuracak Mehmet de daha önce idarecilik yapmıştı istifa etti yada bir şekilde idarecilikten ayrıldı ve dönmek istiyor başvuracak. İkisinin de Ek-1 puanına bakacağız. İkisi de aynı okulu istemişse Ahmet'in puanı çoksa Mehmet öğretmenliğe devam edecek, Ahmet'in puanı azsa Mehmet atanacak Ahmet'de eski okulunda yöneticiliğe devam edecek.

İşte bundan dahi kaçınan MEB'in yeniden atamayı kaldırmasındaki gerekçe olarak düşüncem;

"MEB eski yöneticileri de Mülakat tezgahından geçirmek istiyor hepsi bana ait olsun diyor" şeklindeydi.

İstanbul'da okulların listeden çıkarılması beni haksız çıkardı. Çünkü MEB ben istediğim yere istediğimi atarım. İstediğim yeri vekil yürütmeye devam ederim. İstediğim okula özel statü veririm yani ben istediğim gibi at koştururum demiştir. Yani MEB'i mülakat dahi kesmemiştir.

Mağduriyetleri gidermek MEB'in boynunun borcu olmalıdır. İstanbul'daki haksızlığı da geri almalı, yeniden atamayı da tekrar mevzuata almalıdır. Aksi halde her iki gruba da devlete güvenmemeyi anlatmış olacaktır. Bu da oturdukları makamların aşağılanması anlamına gelecek, binilen dal kesilmiş olacaktır.

Bu keyfiyetlerden sonra kimse bize; bu makamdaki iyi niyetli, bu çalışıyor, şu iş yapıyor, tebrik edelim, takdir edelim deme zahmetinde bulunmasın. Görünen köy kılavuz istememektedir. Kılavuzu karga olanın başı beladan düşmeyecektir. Başı belada olanın düşünce dostu dahi olmayacaktır. Bizden söylemesi. Yakın biri de söylesin bu sözleri korkmadan ve eklesin: dost acı söyler diye...(MBALMUK)