Özel okullarda müthiş hareketlilik var.

Son yıllarda sektör öyle büyüdü ki herkesin iştahını kabartıyor.

Vakıf üniversitelerinin sayısı 100’e yaklaştı.

İlk ve orta dereceli okul zincirlerine her yıl yenileri ekleniyor.

Pek çoğu Anayasa’ya göre yasak olmasına rağmen, çoktan yabancı evlilikler yaptı...

Peki yaşanan son gelişmeler neler?..

 

Bakalım ne olacak?

İşte bu konuda öne çıkan bazı satır başları:

 Öğretim kurumlarının görünen patronlarından çok, gizli patronları olmaya başladı.

 Uluslararası en büyük yatırım fonları çok daha yoğun bir şekilde piyasaya giriyor.

 Cemaat okulları hızla kimlik değiştiriyor.

 Dershane okullar türedi.

 Eğitim kurumları da para aklama, itibar kazanma, çevre edinme aracına mı dönüşüyor?

 Okulların gerçek sahipleri neden öne çıkmıyor?

 El değiştiren ya da ortak alan okullar velilerini neden bilgilendirmiyor?

 

Arka bahçe sevdası mı?

Yabancı fonların, özellikle de ABD kökenli fonların ülkemize gelmesi bir anlamda ABD’nin yeni dış politikası çerçevesinde şekilleniyor.

Amerika, Vietnam’dan sonra, Afganistan ve Ortadoğu’da da bataklığa saplanınca, etkinliğini silahla değil, tıpkı 1800’li yılların sonunda olduğu gibi eğitimle sağlamaya çalışıyor.

Bu yüzden dünyanın dört bir yanındaki ve özellikle de Türkiye’deki büyük okul zincirlerini bir bir satın alıyor.

Şimdi, şu okulu şunlar aldı, bu okulu bunlar aldı ya da alıyor diye liste yapmak yerine, her öğretim kurumu, yeni patronajlarını kendileri açıklasa çok daha iyi olur. Çünkü bazıları, isimlerinin saklı kalmasını özellikle istiyor!..

Bu arada, Cumhuriyet öncesi yabancı okulların, şu andakinin en az on katı olduğunu özellikle hatırlatmak isterim...

 

Lozan çöpe mi?

Lozan’a göre, yabancıların yeni okul açmaları, mevcut yabancı okulların öğrenci sayılarını artırmaları ya da kapatılmaları mümkün değil. Örneğin çok az ya da hiç öğrencisi olmamasına rağmen hâlâ faaliyetini sürdüren çok sayıda yabancı okul var.

Yine aynı şekilde Anayasa ve Temel Eğitim Kanunu’na aykırı olarak faaliyet gösteren bir hayli yabancı ortaklı, hatta sahipli öğretim kurumu bulunuyor.

Uzun yıllardır bu Anayasa engeli kaldırılmaya çalışılıyor ama bir türlü arkası gelmedi! Çünkü Anayasa’yı değiştirmek, hele hele bu konuda değiştirmek hiç de kolay gözükmüyor...

Doğruluğu, yanlışlığı ayrı bir yazı konusu ve artıları kadar eksileri de var.

 

Kolej ve dershaneler

Üniversitelerde olduğu gibi kolejler ve yeni kurulan dershane liseler de müthiş bir yapılanma içerisinde ve pek çoğu öyle ya da böyle el değiştiriyor.

Kimler gidiyor, kimler geliyor?

Kime sorsanız farklı bir senaryo anlatıyor.

Havuzlardan bahsedenler de var, yabancı sermayeden de...

Yeni arka bahçe iddiaları da var, hiç akla hayale gelmeyecek senaryo üretenler de...

İşte bu yüzden, öğrenci ve velileri tedirgin etmemek için her şey şeffaf olmalı. Yoksa zaten çok küçük olan ve bir türlü büyümeyen özel okul sektörü, son yıllarda yakaladığı ivmeyi yeniden kaybedebilir...

Özetin özeti: Eğitim başka alanlara benzemez, atılan her adımın çok iyi düşünülmesi gerekir...

Milliyet