3 Mart Devrim Yasalarıyla ilgili dikkatleri çeken ilk şey, birbirini besleyen 3 ana sorunu, birlikte çözen önemli bir girişim olduğudur. 3 Marta, yalnızca "yasal" bir düzenleme olarak bakarsak, bugün ona sahip çıkanlarla karşı çıkanlar için neden bu kadar önemli olduğunu anlamak mümkün değildir. Oysa bu yasal düzenlemenin altında bir tür toplumsal tabakalaşmanın yattığını ya da daha açık söylersek bir sınıf mücadelesinin olduğunu ifade edersek yaşanan tartışmaları daha anlamlı bir çerçeveye oturtmuş oluruz. 

Hilafet ile Şeriye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması ve Tevhid-i Tedrisat yasası, aşağıda irdeleyeceğimiz tarihsel sancımalarımıza bir çözüm arayışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Devleti oluşturan egemenlik ilişkilerini yeniden düzenleyen bu devrim yasaları geçmişle hesaplaşma olduğu kadar gelecekle yüzleşme olarak da değerlendirilmelidir. 

Ama bunlardan çok daha önemli olan bir başka gerçeklik, bugünkü çatışmanın gerçek nedenini ortaya koymaktadır. Eğitim sistemi üzerinden kastlaşan ve sınıf temelli bir statüye sahip olanlar yine eğitim sistemi üzerinden Devrimle hesaplaşmaktadır. 

3 Mart bir laikleşme çabasıdır ve önemli bir eşiğin geçilmesidir. Hilafetin Osmanlıya getirilmesiyle başlayan dinselleşme süreci 1839 Tanzimat Fermanıyla kesintiye uğramıştır. 1839'dan 3 Mart sürecine kadar geçen süre ise laik nüvelerin yeşermesine neden olan oluşumlarla doludur. Bugün ise, AKP iktidarında, bu dönemlere bir yenisinin eklenmesinden bahsedilebilecek gelişmeler yaşamaktayız. 

Önder YILMAZ
Eğitim İş Genel Eğitim Sekreteri