Bir ülkede, öğretmenler yoksulluk sınırı altında maaş alıyorlarsa;
1- Ya o ülke çok yoksuldur
2- Ya o ülkede eğitime önem verilmiyordur
3- Ya da o ülkenin kaynakları sermaye sınıfına ve onlar adına iş tutanlara akıtılıyordur.
1- Eğer o ülke çok yoksul olduğu halde, ülkesi ve halkı için eğitimin önemini kavramışsa, kıt kaynakların akılcı kullanımıyla ve çağdaş, bilimsel eğitimle yoksulluktan hem kendisini hem halkını kurtaracaktır.
2- Eğer o ülkede eğitime önem verilmiyorsa ne kadar çok zengin kaynaklara sahip olursa olsun, geri kalacak ve yoksullaşacaktır.
3- Eğer o ülkenin kaynakları yeterli olduğu halde, sermaye sınıfına ve onlarla iş tutanlara akıtılıyorsa, eğitime önem verdiği ne kadar söylenirse söylensin, eğitimden ve eğitimcilerden esirgenenler ülkenin ve halkın geleceğinden esirgendiği için, o ülke geri kalmaya mahkum edilir.
Eğitim kalkınmanın motorudur. Eğitimin de ana unsuru eğitimcilerdir.
Eğitimden ve eğitimcilerden esirgenenler o ülkenin geleceğinden esirgenir. Ülkenin geleceğini düşünenler eğitimcilerini ve eğitimciliği imrenilir kılarlar.
Kalkınmanın motoru olan eğitim her alanı kapsayacak bütünsel bir programın parçası olursa hedefe tez götürür.
Ülkeler için eğitim, pahalı ve uzun vadeli bir yatırım olmakla birlikte, getirisi en garanti ve yüksek olan yatırımdır. Ülkenizde uygun koşulları oluşturamazsanız sizin yatırımlarınız başka ülkelerde üretime ve kazanca dönüşür. Beyin göçü, ülke kaynaklarının hiçbir karşılık almadan başka ülkelere sunulmasıdır.
Kendi geleceğini önemseyen ülkeler, eğitimi ve eğitimcileri sahiplenecekleri gibi eğitilmiş insanlarını da sahiplenirler ve onlar için en uygun koşulları ülkelerinde oluştururlar.
Eğitimin temel unsuru olan öğretmenlerin durumu, o ülkenin eğitiminin durumu ve o ülkenin geleceği hakkında kesin bilgiler verir.
Ebedi Önder M.K. Atatürk, eğitimin önemini ne güzel ifade etmiş:
"Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır ya da bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder."
Ramazan Yılmaz