Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladık.

Atatürk'ü anarken sorumluluk sahibi olanlar, yurdu kurtaran ve Cumhuriyeti kuran ebedi öndere rapor verecek olsalar ve Atatürk sorsa:

* Cumhuriyet ne durumda çocuk? Cumhuriyetçilik anlayışımız geliştirilerek sürdürülebiliyor mu?

Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirebiliyor mu? Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi mi hala? 

Cumhuriyet, kendisini emanet ettiğimiz gençliği, yeterli bilinç, bilgi ve beceriyle donatıyor mu?

* Devrimler ve devrimcilik, halkın ihtiyaçlarına ve uygar dünyanın önünde yer almasına olanak sağlayabiliyor mu?

 “İnkılap, mevcut müesseseleri zorla değiştirmek demektir. Türk milletini son asırlarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak, yerlerine milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini temin edecek yeni müesseseleri koymuş olmaktır.” demiştik. Devrimcilik bu anlayışla sürdürülüyor mu, yoksa eski müesseseler geri getirilmeye mi çalışılıyor çocuk?

* Devletçilik, devletçi ekonomi anlayışıyla, kaynakları israf etmeden planlı, hızlı toplumsal kalkınma ve toplumsal refahı sağlayacak biçimde sürdürülüyor mu? Yoksa devletçiliği kapitalizme boğdurdunuz mu çocuk?

* Halk, ayrımsız ve ayrıcalıksız, nimeti de külfeti de paylaşabiliyor mu? Birlik ve beraberlik içinde  mi? Halkın egemenliği sağlanabilmiş mi? Egemenliğini doğru biçimde kullanabilmesi için  bilgilendirilmiş ve bilinçlendirilmiş mi? Halk huzurlu ve mutlumu?

* Lâiklik ne durumda çocuk? İnsanlar inanç ve ibadetlerinde özgür mü? Devlet nazarında inançlar ve her inançtan insanlar eşit mi? Toplumu düzenleyen kurallar, akıl ve bilimin kuralları mı? İnançlar ve inananlar din istismarcılarından kurtarıldı mı? Tarikat ve cemaatlerin,  halkın kanını emmesi, ayrıştırması, kutuplaştırması ve devleti dönüştürme çabası sonlandırılabildi mi?

* Peki milliyetçilik ne durumda? Milliyetçilik, etnik ve kimlik ayrımcılığı yapmadan, yurttaşlık hukuku üzerinden milli bütünlük, milli kalkınma ve milli bağımsızlık temelinde sürdürülüyor mu?

Tam bağımsızlık hedefine ulaşıldı mı çocuk?

Emperyalist sömürüye ve işgale karşı, yokluk ve yoksulluk içinde giriştiğimiz ve bedelini evlatlarımızın canlarıyla ödeyerek kazandığımız bağımsızlığımız korunuyor mu? Yoksa emperyalistler, ordularıyla giremedikleri yurdumuza sermayeleriyle girerek ve adil olmayan ticaret yoluyla sömürüyü en acımasız biçimde, işbirlikçileriyle birlikte sürdürüyorlar mı?

Milliyetçilik, yurtseverlikten, milli bütünlükten, milli kalkınmadan ve tam bağımsızlıktan etnik kökenciliğe mi indirgendi?

*Gençler mutlu mu çocuk?

Eğitim sistemimiz fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirebiliyor mu?

Yurdu işgalden kurtarmak için cephede düşmanla savaşırken bile şûra düzenlediğimiz eğimde ne durumdayız.

Her sorunun çözümünde ve hedefe varılmak istenen her çalışmada bilimin birikiminden yararlanılıyor mu?

Gençlere ilgi ve yetenek alanlarına göre kendilerini geliştirebilecekleri eğitim olanakları sunuluyor mu?

Gençlere ve çocuklara her düzeyde parasız, çağdaş eğitim olanağı, fırsat ve imkan eşitliği sunuluyor mu?

Gençlere, öğrenim sürelerince tarikat ve cemaatlere muhtaç etmeden barınma olanağı  sunuluyor mu?

Gençlerin, dünyadaki en nitelikli eğitim olanaklarıyla her alanda gelişmeleri sağlanabiliyor mu?

Gençlere, yetiştikleri alanlarda iş olanakları sunuluyor mu?

Gençlerin enerjileri ülke kalkınması için kullanılıyor mu çocuk? Yoksa ülkeyi ve toplumu kalkındıracak ve dönüştürecek olan, gençlerin kıymetli enerjileri israf mı ediliyor?

Gençler kaderlerini yurdumuzla mı birleştirmişler yoksa geleceklerini başka ülkelerde mi arıyorlar?

Sonra, sus pus başını öne eğenlere sorsa: Bu bayramı kutlamayı hak etmek için ne yaptınız?

O mahçup sessizlikten sonra da;

"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

Der mi der; hakkı var.

Ramazan Yılmaz