Andımız" karşıtlığını anlamak ve anlamlandırmak için oldukça geniş ve derinlikli bakmak gerekir.

Anadolu'ya "Türkiye" adını Avrupalılar koymuştur. Osmanlı İmparatorluğu zamanında da Avrupalılar bu topraklara "Türkiye" demiştir.

Aklın ve bilimin yolunda yürüyemediği için devlet ve toplum yapısı çöken Osmanlı'nın yerine, Atatürk önderliğinde bu topraklarda, bu toprakların bilinen adıyla Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Aklı ve bilimi yol gösterici olarak benimseyen çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, emperyalistlerle ve emperyalizmle girişilen ölüm kalım savaşının sonunda bir "ulus devlet" olarak doğmuştur. Adı Türkiye Cumhuriyeti olan bu devletin, ulusunun adı da Türk Ulusu'dur.

Türk Ulusu, etnik temelli bir ulus değil; hukuk, kültür, yurt ve yurttaşlık temelli bir ulustur.

Atatürk, bu ulusun tanımını yaparken hiçbir etnik ayrım ve vurgu yapmadan, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir." demiştir.

Ulus devletlerde, Avrupa'da olduğu gibi, yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkes, etnik kimliğine ve inancına bakılmadan ulusun adıyla anılır. İngiltere yurttaşına İngiliz, Almanya yurttaşına Alman, Fransa yurttaşına Fransız denildiği gibi Türkiye yurttaşına da Türk denir. Bu, hukuksal bir adlandırmadır. Ulus bütünlüğünü ve ulus bilincini oluşturmayı amaçlar. Ulus bilinci, o ülkenin ve ulusun akyuvarları gibidir. Etnik kimliğin ve inancın farklı olması bu duruma engel değildir. Yeter ki etnik kimlikler ve inançlar arasında adil olan, hukukun üstünlüğüne ve lâiklik ilkesine dayalı bir devlet olsun.

Çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kuran Atatürk ve yurtsever kadro, saltanat temelli Osmanlı'nın yerine kurdukları, ulus temelli Cumhuriyeti kalıcı kılmak için, Kemalist Program'ı geliştirmişler ve uygulamışlardır. "Andımız", bu programın, Türkiye halkını uluslaştırma, ülkesi ve ulusuyla kalıcı kılma çalışmalarının küçük ama önemli bir parçasıdır.

Bilinir ki, emperyalizmin en önemsediği düşmanı ulusal bilinçtir. Ulusal bilinçten yoksun toplumlar, emperyalist sömürüye ve işgale direnemezler. Yurdu ve ulusu için kendini feda edecek yiğit kadınlar ve erkekler bulamazlar. Yakın çevremizde gördüğümüz gibi, başka ülkelere çil yavrusu gibi dağılırlar. Andımız bunun içindir ve yurtsever yurttaşlar yetiştirmeyi amaçlar.

Eğitsel olmadığı savı emperyalist bir yalandır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus devlet yapısına yönelik saldırı, emperyalist bir saldırıdır. Bu saldırıda yer alan yerli unsurlar büyük oranda işbirlikçi ve beslemedir. Ya da bilgisizliğin bilginidirler. Emperyalistler, kendilerine karşı kazanılan ilk ulusal zaferin sahibiyle örtülü bir savaşa girişmişlerdir.

Atatürk ve kurucu kadro, ulus bütünlüğü ve ulusal bilinç yoksunluğunun yurdu, emperyalist sömürüye ve işgale nasıl açık hale getirdiğini yaşayarak görmüşlerdir.

"Andımız" bir simgedir; turnusol kağıdı gibi bir simge.

1- Andımız, ulus bütünlüğü ve ulusal bilincin simgesidir. Bu zayıflatılırsa, etnik ve inanç temelli ayrışmaya kapı aralanır. Bundan da emperyalistler ve işbirlikçileri yararlanır.

2- Andımız, şoven milliyetçilikten çok uzak, devrimci milliyetçi eğitsel bir simgedir. Devrimci milliyetçilik, yurt ve yurttaşlık bağına dayalı insancıl, evrenselci bir milliyetçiliktir.

3- Andımız, ulus devletçi yönüyle, çağdaş hukuku, aklı ve bilimi öncelediği için ümmetçiliğe ve dogmacılığa karşı bir simgedir.

4- Yayılmacı ve kan emici küresel sermayeye ve onun jandarmalarına karşı antiemperyalist bir simgedir. Çünkü, ulusal bilinç aşılar ve ulusal bilinç emperyalizmin düşmanıdır.

Andımız, bu anlayışla değerlendirilmezse yanlış ya da art niyetli olur.

Atatürk ve devrimci milliyetçiler yurdun kurtuluşuna öncülük ettikleri gibi çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna da öncülük etmişlerdir.

Hangi "ahval ve şerait içinde" olursa olsun, Kemalistler "Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar kalması" için ne gerekiyorsa yapacaklar, kurtarıcı ve kurucu kadronun emanetini aynı ilkelerle yaşatacaklardır.

Aklın ve bilimin ışığıyla, Kemalist Devrimin yolunda tam bağımsızlığa kadar.

Ramazan Yılmaz