TYT 2019'da adayların 4'te 1'i barajı geçmek için gerekli 15 neti yapamamış, 41281 aday sıfır çekmiştir.
Bu bir sonuçtur; bu sonuç üzerinden eğitim sistemiyle ilgili birçok değerlendirme ve tespit yapılabilir.
Örneğin;
* Sistemin lise düzeyindeki çıktılarının önemli bir kısmı lise mezunu yeterliliğinde değildir.
* Lise düzeyinde ölçme ve değerlendirmeyle ilgili bir sorun vardır.
* Sistem içerisinde öğrenciler ilgi ve yetenek alanlarına göre yönlendirilmemiştir.
* Eğitim sisteminde nicelik niteliğe tercih edilmiştir.
Bunlar gibi başka birçok boyuttan birçok tespit yapılabilir.
Ortaöğretim, bireyleri bir üst öğrenime ve hayata hazırlayan eğitim düzeyidir. Bu sonuçla 41 bin kişi, hakedilmemiş diplomalarıyla hakedenlerin haklarına sahiptir ve üst öğrenime hazırlanamamışlardır.
Başka bir programda başarılı ve verimli olabilecek 41 bin kişi başarısız olduarı bir programla, yetersiz bilgi ve beceriyle hayata hazırlabamamışlardır.
Sistem başarısızdır.
Çözüm yine sistemdedir. Eğitim biliminin gereklerine göre düzenlenecek sistem içinde, bireyi tanıma ve bireyin kendisini tanımasına dayalı, ilgi ve yetenek alanına göre kurgulanacak yöneltme süreci hastalığın bir kısmını sağaltacaktır.
Ayrıca;
* Okulöncesi 5 ve 6 yaşları kapsayacak şekilde iki yıl zorunlu olmalıdır.
Bu şekilde, farklı aile yapılarından gelen, sistemin girdisi olan öğrencilerin ilkokula başlarken görece homojenliği sağlanmış olur. Bu, ileriki yaşlarda toplumsal uyumu da kolaylaştırır.
Bu eğitim düzeyinde, zorunlu olacak aile eğitimleriyle ailelere doğru eğitsel tutum ve davranışlar kazandırılarak, eğitim sürecinde ailelerden kaynaklı olumsuzluklar ortadan kaldırılarak ailelerin olumlu katkısı sağlanabilir.
* İlkokul, 7-12 yaşlarını kapsamalıdır.
Eğitimin bir etkileşim süreci olduğu kabul edilirse, ailelerce benimsenen yetkin sınıf öğretmenleriyle öğrencilerinin etkileşimi soyut zeka evresinin bir kısmını içine almalıdır.
* Ortaokullar, 3 yıllık bir üst öğrenime öğreci hazırlayan programlar uygulamalı, bu süreçte öğrencilerin ilgi ve yetenek alanları tespit edilmelidir.
Ayrıca mesleki teknik ortaöğretim kurumları bünyesinde de ortaokullar olmalı; akademik eğitime devam edemeyecek öğrenciler buralara yönlendirilmelidir. Buradaki öğrenciler mezun olurken durumlarına göre meslek liselerine ve mesleki eğitim merkezlerine yönlendirilmelidir. Akademik eğitime devam edecek kriterleri karşılayan değişimi gösteren öğrenciler akademik liselere geçiş yapabilmelidir.
Yine, sanat ve spor liseleri bünyesinde de ortaokullar olmalı, belirlenecek kriterlere uyan öğrenciler hem ortaokul hem lise düzeyinde buralara yönlendirilmelidir.
İmam hatip liseleri, lise düzeyinde, ülke ihtiyaçlarına göre sınavla öğrenci almalıdır.
Yine akademik liseler de belirlenen kontenjanlara göre sınavla öğrenci almalıdır.
Mesleki eğitim merkezleri, tan donanımlı güncel atölyeleriyle ortaöğretim kurumlarından yönlendirilen öğrencilere ve talep eden yetişkinlere "yetişkin eğitimi kurumu" olarak eğitim vermelidir.
Meslek okullarındaki alan ve dal yönlendirmeleri de ilgi ve yetenek alanlarına göre yapılmalıdır.
Her eğitim düzeyinde ölçme ve değerlendirme ilkelerine uygun değerlendirmeler yapılmalı, başarı ve başarısızlığın sonuçları olmalı; ölçme değerlendirme araçları yöneltmeye temel oluşturacak şekilde ilgi ve yetenek alanlarının tespitine de olanak sağlamalıdır.
Bireyler, ortaöğretim düzeyinde aldıkları eğitim alanlarında yüksek öğrenime devam edebilmelidirler. Bu, eğitimin verimliliğini artıracak, eğitimde bazı kaynak israflarını önleyecektir.
Bunların yanında programların bilimselliği, öğretmen yetiştiren kurumların ve çıktılarının niteliği, yönetici yetiştirme sistemi ve liyakata dayalı görevde yükselmenin varlık-yokluğu sistemin başarısını doğrudan etkileyecektir.
Özel Eğitim, eğitim sisteminin her kademesinde, özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak ve onları kendileri, çevreleri ve toplum için yararlı olacak donanımda yetiştirecek biçimde düzenlenmelidir.
Ayrıca, eğitim-öğretimin özeli olmaz. Eğitim bir ticari meta değildir ve sermayenin acımasız sömürüsüne hem çalışanlar hem de müşteri gördükkeri aileler terkedilemez.
Eğitim, yurttaşların devletten talep edecekleri bir hak ve devletin yurttaşlarına sunmak zorunda olduğu kamusal görevlerinden biridir.
Eğitim ayrıca, toplumsal uyum, toplumsal barış ve toplumsal kalkınmanın reçetesidir.
Ramazan YILMAZ