Eğitimde yıl sonu geldi. Öğrenci ve öğretmenler 13 haziran itibariyle tatile girecekler. Emeğin en kutsalını, verdiği çabayla gösteren öğretmenlerimize ve gözbebeğimiz, geleceğimiz olan yavrularımıza geçmiş olsun. Bir yılın yorgunluğu üzerlerinde ve tatili hak ediyorlar.

Şimdi gelelim, başlıktan da anlaşılacağı üzere sınıfta bıraktıklarımıza…

Bilindiği gibi, memleketteki eğitim-öğretim faaliyetlerini, Milli Eğitim Bakanlığı planlıyor. Bize de, öğrenci ve öğretmenler adına bu plan üzerine eleştiri yapmak, görüş sunmak düşüyor. Hemen belirtelim ki; bu ülkede eğitimin önemi anlaşılmamış olduğundan, eğitimin siyaseten oyuncak haline getirilmiş olmasından, gereken doğruları anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz…

Bugün ülkemizde gördüğümüz ve yaşadığımız bir çok problemin nedeninde, sağlıklı eğitim koşullarının oluşturulmaması vardır.Bu problemleri görmeyen yapı vicdani bir sorumluluğun içindedir.

Anayasada karşılığı olan bir çok eğitim konusunun çözülmemiş olması, samimiyetsiz bir bakışın göstergesidir.

İlköğretimden yüksek öğretime kadar sınav sistemlerinin yanlışlığından şikayetçi olanların; sistemi düzenleyeceğiz sözlerini bir keyfiyet üzerine inşa ettiklerine şahit olduk malesef.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ciddiyetle çözmesi gereken, ancak üzerinde kafa yormadığı konulara veya yapılmış yanlışlara örnekler verecelim…

*Atanamayan öğretmen kalmayacaktı. Sağolun(!) her yere eğitim fakültesi açıldı, öğretmenler yetiştirildi. Ömrünü; hayatını kazanacağı mesleğine adayacak insanlara duvar oldunuz. Hayatlarının baharında ölüme sürüklenenler oldu. Yaşayanların halini anlamak için…Nasıl bir vicdan olmalı?

*Adaletli bir öğretmen tayin sistemini hayata geçiremediniz..Zorunlu hizmetini yapan öğretmenler,zorunlu hizmet affı hakkaniyetiniz(!) için dua etmekte(!)

*Belediyelerin özellikle son 20 yılda değiştirdiği imar planları ile okul arazileri gecekonduya, otoparka, çarpık yapılaşmaya hediye(!) edildi. Siyasetin eğitimi algılama zayıflığı bu kadardı. Milli Eğitim Bakanlığı bu okullar üzerinde hak iddia etmedi.

*4+4+4 eğitim sistemi ile, ülkemizde büyük bir oranda olan ikili eğitim yapılan okullarda, öğrenciler seçmeli ders almalı derken, dört duvar arasında arka arkaya yapılan 7 saat derse mahkum ettiniz. Seçmeli dersler çocuk üzerinde ilgi değil, bıkkınlık oluşturdu.

*Dönüşen okullardan, artık olmayan okullara öğretmen tayini yapıldı. Çünkü okulların durumunu, normunu bilmeyen, takip edemeyen bir bakanlığımız vardı. Hizmet puanı sıralamasına göre yapılan atamaların diğer öğretmenleri de etkilemesi telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurdu.

*Eğitim yöneticilerinin görevleri ile oynanması, bir belirsizliğin hüküm sürmesi, okullardaki atmosferi etkilemeye yetti. Tebrikler(!) eğitime bir darbeyi de bu şekilde vurdunuz…

Eğitimdeki genel yanlışları bu şekilde sıralamak, dile getirmek istemezdik. isterdik ki; herkes üzerine düşen görevi yapsın, eksikler üzerinde kafa yorulsun, bu eksikleri ve yanlışları gidermek için birlikte çalışılsın. Vermiş olduğumuz raporlarla bu durumları ve yapılması gerekenleri belirtiyoruz…

Sayın Yetkililer, eğitim iyi niyet isteyen, ülke insanımız için, geleceğimiz olan yavrularımız için, her zaman doğrusunu ve iyisinin yapılmasını gerektiren önemli bir iştir. Siyasetin eğitime çekidüzen verme tarzı ve yapılmayan doğrular, ülkeyi yaya bırakır. İnsanların üzerinizde hakkı var. Süslü sözlerle parti programlarınızı anlatan kitapçıklarda yazdıklarınızı uygulamakla yükümlüsünüz.

Gönül isterdi ki; eğitimde iyi işler yapılsın…

Derslerinizi iyi çalıştığınızı gösteren tavrınız kadar, keşke sınav sonuçlarınız da iyi olsaydı…

Ve karneniz keşke bizi utandırsaydı…

Keşke şaşırsaydık…

Biz demiştik veya haklı çıktık demek istemiyoruz…

Ama maalesef, karneniz kötü…

Bu yılda “SINIFTA KALDINIZ”