MADIMAK ATEŞİ SÖNDÜ MÜ?

http://www.duzceyerelhaber.com/resim/upload/40970.jpg

Sivas Madımak katliamının ayrıntıları acının ne olduğunu yeterince anlattı bize.
Yalnız ortada bir gerçek varsa o da şudur : Madımak'ta 35 aydın insan ideolojisini silah zanneden kişilerce katledildi. Oyuna geldiler, getirildiler. Bu yapanları masum göstermez, ölen insanlarımızı geri getirmez. Oysa ki yapılabilecek tek bir şey vardı: Fikirleri ile aydınlanmayan insanlar; hoşgörü merkezinden bakamadıkları hayatta, kendilerini gözden geçirerek ne yaptıklarını, inançlarını, dünya görüşlerini  AKIL düzlemine oturtmaları idi.

Bir Özel Harp Dairesi üyesi üst teğmen H.Ç, İngiltere’de, İsrail ve ABD’de eğitim görüyor. Üst teğmen Özel Harp Dairesi’nin yapısı ve Sivas katliamını anlatıyor: “Helikopterle geldik ve Sivas’a 11 km kala bir mezraya indik. Askeri haritalarda koordinatları 58’e 47… 13 kişiydik herkes ikişerli gruplara ayrıldı… Üç yazar özel hedefti başlarında da Aziz Nesin vardı… Duyum Jitem’den geldi… Bizim bölgede yaptığımız en büyük olay insanların Madımak oteli önünde toplandığı zaman taşı atmamız ve geri çekilmemizdir….”

Üstteğmen anlatmaya devam ediyor...

"Benim oradaki görevim askeri istihbarat teşkilatının işine yarayacak görüntüleri almak kişileri tespit etmek ve iletişimi sağlamaktı. Olay olduğu gün ateş eden insanlardan birisiydim. Bir çatışma esnasında ele geçen 9 mm’lik bir silah. O silahla ateş edildi hatta madımak otelinin camlarından bazı kurşunlar çıkarıldı balistik incelemede gene kayboldu. Çünkü bir hayalet silahı tespit etmeniz kolay değil. Silah tekrar ordu içerisinde kullanıma geçti. Ve en son hatırladığım bu silah gene birkaç olayda kullanıldı.

Biz yapmamız gerekeni yaptık. Halkı ateşledik halk olaya girdi ve timler bir anda geriye çekilmeye başladı. Ve geldiğimiz yoldan aynı şekilde geri dönüşümüz yapıldı.

Bizim görevimiz sadece kargaşayı çıkartmaktı ama dediğim gibi kargaşa bizim beklediğimizin üzerine çıktı. Yani böyle bir kargaşayı biz bile beklemedik..."

Madımak bitti mi? Hiç zannetmiyorum.

Asıl acı olan da bu. İNSAN olabilme erdemine ulaşmamış varlıkların Madımak benzeri olaylar için her an bekler olması... Çünkü bu ülkede hala ideolojisini vahşetle yan yana getirmek isteyenler var. Lakin İNANMAK zalimlikle yan yana gelmeyecek kadar basit bir olgu değil...

Ne demişti rahmetli Uğur Mumcu "Kontrgerilla Öğretileri" adlı çalışmasında;

Bu tartışma içinde artık "demagojiye" hiç gerek yok. "Terminoloji şehveti" ile kişisel çatışmalara ideolojik kılıf giydirip, bilgiçlik yapmaya ise hiç, ama hiç gerek yok.

Devam ediyor ve gerçeği dile getiriyor Mumcu:

Fakat öylesine alışmışlar ki, ne yasa dinliyorlar, ne de hukuk. Bu son beyliğimizdir, ne yaparsak yapalım, diye düşünüyorlar. Nasıl olsa, şimdiye kadar hiç hesap soran olmamış.

Aliya İzzetbegoviç dediği gibi, başka var mı açıklaması:

Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyorlar.

Huzurlu bayramlar olsun...

maligezici@aes.org.tr