Rivayet edilir ki General Charles De Gaulle, Fransızlar’ın ağzının tadını bilen bir askeriymiş. Bu yüzden Fransa dışına yaptığı gezilerde aşçısını da yanına alırmış. Böylece, generalin yabancı ülkelerde pek beğendiği bir yemek olursa, onu da yemek listesine katabilmesi mümkün olurmuş. 60’lı yıllarda Türkiye’ye yaptığı seyahat sırasında General De Gaulle tattığı Türk yemeklerini enfes bulmuş. Aşçısına bunların hepsini öğrenmesi talimatını vermiş. Fransız aşçı, mutfağa inerek Türk meslektaşlarıyla görüşmelerde bulunmuş. Daha sonra da generaline raporunu vermiş: “Beğendiğiniz bütün Türk yemeklerinin nasıl yapılacağını gayet iyi belledim efendim” demiş, “ancak bir mesele var.” Nedir mesele?” diye sormuş General. “Eğer” demiş Fransız ahçı, “Türklerin ‘karârınca’ dedikleri zaman hangi miktarı kastettiklerini keşfedebilirsem size en nefis Türk yemeklerini yapabilirim. Zira Türk aşçılara yemeğin yağını, tuzunu ve diğer bütün malzemelerini ne miktarda koyduklarını sorduğum zaman aldığım cevap hep şu oldu: “Karârınca.”

Düzenin inşasında karşılaştığımız, ‘karârınca’ sözcüğünün ne ölçüde anlam ifade ettiğini inceleyelim şimdi. Tabi bizde Fransız Ahçı gibi bu miktarla neyin kastedildiğini anlayabilirsek…

Bilindiği üzere, şubat-mart aylarında şube müdürlüğü atamaları yapıldı. Sadece sözlü sınav puanları ile yapılan torpilli atamalar, şube müdürlerinin atanmasından sonra mahkeme kararı ile iptal edilmişti. ‘Karârınca’ yapılan bu atamalar milli eğitim yemeğine tat vermekten öte tadını bile bozmuştu. Şimdi merak ediliyor, yaklaşık 1 yıldır ‘karârınca’ neler yapılacağı ve milli eğitimin bu atamaları nasıl düzelteceği…

Milli Eğitim Bakanlığı yaz döneminde okulların eksiklerini gidermesini, demirbaşların, tesisatların, makine v.b. bakım onarımlarının yapılmasını istedi. Ayrıca, kapı, sıra gibi onarımların da tamamlanmasını istedi. Bakanlık ‘karârınca’ bir destek ile bu çalışmaların yapılacağını düşünmeden, okulların parası olmasa da ‘karârınca’ halletsinler işlerini dedi…

Bakanlık, okul öncesi yönetmeliği ile ilköğretim kurumları yönetmeliğini birleştirerek yeni bir yönetmeliği yine ‘karârınca’ çıkardı. İçinde tezat durumların olduğu, hukuki olarak sorunların oluşacağını incelediğimizde gördük. Ayrıntılarına bakılmadan, hesap edilmeden, yönetmeliğin çıkmış olmasına şaşırmadık…Çünkü ‘karârınca’ yapılacağını tahmin ediyorduk…

Bakanlık, atamalarda elini cömert kullanan milli eğitim müdürlüklerinin sistemde bütün okulları açmasına ses etmedi. Öğretmenler hangi okulda ne kadar açık olduğunu bilemeden yazdı. Norm fazlası olundu, okulun dönüşümden dolayı kapanmış olduğu görüldü…Olan öğretmene oldu…Olsun…’Karârınca’ yaptık işleri…
Bakanlık, son olarak özür durumu atamaları için sistemi açtı. Bu sefer ne olur ‘karârınca’ yapılmasın dediğimiz, özür durumu atamalarının sonucunu beklemekteyiz. Aile bütünlüğü, öğretmen çocuklarının geleceği için, sorun yaşanmamasını diliyoruz…

Bakanlığın ‘karârınca’ yapamadığı işlerden, okul dönüşümlerinin yapılması ile zorunlu görülen, Anadolu Eğitim Sendikası’nın yoğun çabası sonucu, bakanın kararına kalan, 2. il dışı atamanın yapılmasını, en azından bu hakkın verilmesini talep ediyoruz…

Unutmayalım, devlet okullarında eğitimin kalitesini sağlayamayanlar, bir karar aldı. Özel okula gidecek öğrencilere destek sağlanacakmış. Dünyanın her yerinde, kaliteli eğitime ulaşmak için devlet okullarına önem veren ülkelerin aksine ülkemiz, özel okullara para verecekmiş! Ne kadar güzel ‘karârınca’ bir icraat!...

Milli Eğitim Bakanlığı’nda ‘Karârınca’ geçirilmiş bir yaz dönemi bu şekilde geçti. Ha unutmayalım… Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.Siyasetin gölgesi ile  sorunlar yine rafa kalktı…Beklentimiz, okulların açılması ile kendimize gelmemiz…

Türk yemeklerinde ‘karârınca’ kullandığımız malzeme ile tadı tuttursak da, inanın milli eğitimde bu tutmuyor…

Milli eğitimde ‘karârınca’ olmayan, ayarın tutturulacağı günler dileği ile…


maligezici@aes.org.tr