Milli Eğitim ile ilgili güzel haberler vermek istiyorduk bu hafta. Malumunuz, biliyorsunuz bayram geliyor. Neşe ve mutluluğunuz eksilmeden, dostlarımız ve akrabalarımızla iyi bir bayram geçirmeyi bekliyorduk…

Neden, ne oldu ki? Neşe ve mutluluğumuz neden eksilsin ki? Biliyorsunuz, gün geçmiyor ki, “Milli Eğitim” de garip bir haber duymayalım…

Efendi, sen de çok abartıyorsun söylemini hem ben sorgulayayım, hem de siz okuyucular… Bakalım, ben mi abartıyorum, yapılan veya yapılamayanların ortada olduğuna kanaat mi getirilecek.
Gelelim sadede…

Geçtiğimiz hafta yazdığımız, yeni çıkan okul kursları ve çocuk kulüpleri yönergeleri ile ilgili büyük tepki geldi.Eğitimciler yönergenin bu haliyle uygulanamaz bir halde olduğunu paylaştılar.Öğretmenlerin emeğinden, “HİZMETLİ SSK PRİMİNİN” ödenmesinin büyük bir yanlış olduğunu dile getirdiler…

Bu geçtiğimiz haftanın yanlışıydı. Gelelim bu haftanın yanlışlarına…
2014 yılında, bir G-20 ülkesinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların temizliğine katkısını(!) inceleyeceğiz bugün.

Konu, yani katkı şu: Okulların temizliği için, TYÇP(Toplum Yararına Çalışma Programı) kapsamında, İŞKUR okullara 1’er hizmetli veriyor. Vermeye çalışıyor da aslında, ama bir türlü veremiyor. Neden mi? İŞKUR hiç kaydı olmayan, yeni elemanlar istiyor. Neymiş efendim? Okullarda daha önceden bu kapsamda çalışmış olanları çalıştırmak istemiyorlarmış. Desteği ancak bu şekilde sağlayabilirlermiş.1 hizmetli alınacaktı. Okul ihya olacaktı(!)…

Sayın İŞKUR’a seslenelim. Okullara güvenilir, çalışacak eleman bulmakta zorlanıyoruz. Zaten okullarda çalışacak personel, devamlı oldukça verimli oluyor. Bu elemanlar bir şekilde, bu kapsamda çalışmış.Başka bir eleman bu işi yapamayacak ki; okul hizmetlisi olmamış.Bir ilçeye 50 hizmetli verilecekse, İŞKUR kaydı olmayan 10 kişi çıkıyor…

Bunlar olanlar. Şimdi soralım bakanlığa… Okullara hizmetli personel desteği sağlanacak mı? 1 kişi dahi olsa, okullar destek bulacak mı? Okullar temizlenecek mi?

Bu hafta şikayetini çok fazla aldığımız konulardan biri; yönetici görevlendirmelerle ilgiliydi. Yönetici görevlendirmelerini parti veya sendika yoluyla alanlar ayrı bir vaka. Burada işin o kısmına değinmeyeceğim. Ancak, üzücü başka bir durum var. Yönetici görevlendirmesi 4 yıllığına, hakkıyla yapılmış nadir okul müdürlerine, müdür yardımcısı görevlendirmesi için milli eğitim müdürlükleri tarafından baskı yapılıyormuş. Okul müdürlerine, müdür yardımcısı alımı için, parti veya sendikayla görüşme yapılıp yapılmadığı soruluyormuş. Bu görevi hakkıyla yapan okul müdürleri, müdür yardımcısı görevlendirmesi için kendilerinin teklif yapacağını söylemiş. Ancak, baskı karşısında dayanamayan okul müdürleri, istifa ederek öğretmenliğe dönüyorlar. Fayda sağlamış, faydalı olabilecek okul müdürleri, kurumlarından ayrılıyorlar…

Yazdı mı yazdı diyorlar. Anlatınca sürekli muhalifsin diyorlar. Yok efendim. Kabul etmiyoruz.Yazdıklarımız da haksız isek, biz buradayız, eleştiriyi her zaman dinleriz.Aşağıda e-posta adresimiz, sitemizde telefonumuz var.

Bir toplumun eğitim kalitesini çağın gerisinde bırakarak, nasıl düşürürsünüz?
Tabi ki, belli kalıpların, haksızlığın, dar bakış açılarının, politikanın içinde tutsak ederek…
Ehliyetli insanlar yerine, benden olsun çamurdan olsun dediğiniz kişilere görev(!) vererek…
Bu işi bu hale getirenlere sesleniyorum.

“Senden olup, liyakatsiz görev alacağıma, Kendim olurum, bir işi yapabildiğim ölçüde, haddimi bilerek yaparım daha iyi…”

Meb’den bu haftaki haberler ve yorumlar böyleydi.

Sizler de yorumlayın lütfen.

Eğitim neden bu halde?

Yakında bu uygulamalardan dolayı, her gün bayram yapar hale geleceğiz, çünkü akıl almıyor…

Bozmayın moralinizi(!) ülkenin eğitimi için.

Siz yine de bayram yapın.
İyi bayramlar…

maligezici@aes.org.tr