Hepinize günaydın...

Ekim ayı ancak bu kadar güzel başlayabilirdi. Dün Ankara'da, Eğitim-İş Sendikası'nın düzenlediği BÜYÜK YÜRÜYÜŞ'teydim.

1. Meclis binası önünden başlayan ve Anıtkabir’deki törenle son bulan yürüyüşte on bini aşkın aydınlık yürekle birlikte yürüdük, sesimizi yükselttik.

Canım ustam Attila İlhan, Türkiye Cumhuriyeti gibi işe eğitim devrimi yaparak başlamış ülkelerin ancak eğitimin belinin kırılması ile yıkılabileceğini söylerdi. Haklılığını, karşıdevrimin yıllar içinde bu doğrultudaki çabasıyla gördük, görüyoruz.

Öğretmeni geçim derdine sokan, "uzmanlık" ve "başöğretmenlik" gibi uydurma unvanlarla ayrıştırmaya çalışan, "boş öğrenci-emir kulu öğretmen" hedefleyen zihniyete karşı; tek başöğretmenimizin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu haykırdık. Öğretmen çocuğu bir tiyatro sanatçısı olarak, Atatürk'ün öğretmenlerinin yanında yürümenin onurunu, binlerce öğretmenimle yürek yüreğe vermenin gururunu ömrüm boyunca taşıyacağım.

Bu elleri öpülesi öğretmenlerimiz, umuduma umut, gücüme güç kattı dün Ankara'da.

Anıtkabir'de, dün gururla gülümseyen Atatürk'ümüzden aldığımız ödev ve sorumluluğu, öğretmen- sanatçı gibi dava birliktelikleri ile yerine getireceğiz. Ve kesinlikle başaracağız!

Yıllar sonra yeniden bir araya geldiğimizde sevgi ve özlemle sarıldığım Eğitim-İşli öğretmenlerime; Karşıyaka'dan birlikte hareket ettiğimiz İzmir 3 Nolu Şube'ye, başta Sayın Başkan Sevda Ketenci olmak üzere; çok teşekkür ederim.

Çocukluğumda bacak kadar boyumla, okuldan dönen anneme sarıldığımda, eteğine sinmiş tebeşir kokusu vardı. Dün o kokunun huzurundaydım yine...

Sağ olun, var olun...

UTKU ERİŞİK
Tiyatro Sanatçısı / Yazar