Öğretmenler Covid 19 salgınında fiziki olarak okuldan ve öğrencilerinden uzak kalarak beslendiği köklerden mahrum kalmış durumda. Mesleki yaşamında teknolojiyi gerektiği kadar kullanırken şimdilerde sadece teknoloji ile ders işlemek zorunda kaldı.

Matematik öğretmeni olarak salgının ilk gününden beri vicdani olarak hiç rahat olmadım.   Görev aldığım okulun sınıfları ortalama 40 kişiden oluşurken dersleri düzenli takip eden öğrenci sayısı 10’u geçmedi, geçmiyor. Dersi yap maaşını /ek dersini al geç değildir öğretmenlik. Bugüne kadar hiç derse katılmayan, ara sıra katılan öğrencilere ulaşamamak rahatsızlık veriyor. MEB öğrencilere ulaşmada başarısız olmuştur. Sadece yapılan ders sayısına bakılarak her şey yolunda diyemeyiz.

MEB derse katılmayan/katılamayan öğrenciler için özelikle bir çalışma yapmalı. Bunu öğretmenlerin vicdanına bırakarak sorumluluktan kurtulamaz.

EBA şu an sınırsız olarak açıldı ama kullanım saati kısıtlı. Öğretmenler diğer uygulamalara yöneliyor. Ara yüzü bile Türkçe olmayan bu uygulamalar öğretmenleri ders bitiminde başka sayfalara yönlendirerek satın almaya zorlamaktadır. MEB uygulamaların ücretsiz olarak sunulmasını sağlamalıdır.

Cep telefonundan giren, okuldaki kadar uzun süreler küçük ekran karşısında ders işleyen ve uzun süre hareketsiz kalan çocukların ileride sağlık problemi yaşaması kaçınılmaz gözüküyor.

Bakanlık salgın döneminde sürekli olarak kendi içinde çelişen kararlar almaktadır. EBA TV artık atıl durumdadır. Öğrenci günlük 6/7/8 dersi takip için cep telefonu/tablet/bilgisayar başına geçtiği için TV’den takibi bıraktı.

Eldeki imkanları TV, EBA, canlı ders koordineli kullanılarak eğitim yapmak çok zor değil. Salgın öncesi durumdaki işleyişin aynısını salgında da devam ettirmeye çalışmak en büyük yanılgıdır.

Yusuf KAYA / Eğitimci