Yetkili sendika yanlış anladı, yetkiyi. Kendi üyelerini, devletin kurumlarının neredeyse tamamına, yönetici olarak atattı. Kurumları ehil olmayanalar teslim etti. Yetmedi, kendi üyelerine devletin bütçesinden daha çok pay talep etti. Yetkiyi, yetkili olanlara ayrıcalık olarak gördü… Bunu görenler de pastadan pay almak. Devran sürdükçe rahat etmek için değirmene su taşıdı.

Üniversiteye Rektör olan da yetkiyi yanlış anladı

Yetki ben de değil mi dedi. Yedi sülalesine üniversitede kadro verdi. Bilim yuvasını aile yuvasına çevirdi. Mutlu mesut yaşıyorlarmış. Umurlarında mı bilim adamları yetiştirmek.

Milli Eğitim Müdürü de yetkiyi yanlış anladı. Akrabasını, yandaşını kurumların başına dikti. Eşler, kuzenler biri müdür diğeri müdür yardımcısı yapıldı. Aile şirketi misali. Çıkarlarına nasıl uyuyorsa kanun yönetmelik ona uyduruldu. Liyakattir ehil olmaktır nelerine lazım. Memlekete hizmet. Görev ahlakı kimin umurunda, fırsat bulmuşken at koşturalım zihniyetiyle kullanıldı yetki.

Yetki öyle yanlış anlaşıldı ki; "Kabe’nin anahtarını liyakatli olduğu için gayrı Müslime veren bir medeniyet, kenar mahalledeki okul yöneticiliğini layığına veremiyor" söylemleri dillendirildi.

Ne yazık ki yetkiyi yanlış anlayanlar bile yetkiyi getirdikleri hale şaşıp kalıyorlardır. Çünkü yetkiyi kullanacağız derken. Yetkilerini de aşıp, insan hak ve özgürlüklerini bile ihlal ettiler.

Yetkiyi çok çok yanlış anladık kısacası

Yetkiyi sonuna kadar lehimize çevirmek için etik olan tüm değerleri deldik. Tüm duvarları yıktık. Haddimiz olmayanları yaptık. Hakkımız olmayanları aldık. Geriye ne kaldı? Halkın güvenini yitiren kurumlar. Hakkı olmayanı alan zalimler. Hakkı elimden alınan mağdurlar. Değerlerini yitiren biz duygusunu kaybetmiş bir toplum.

Yetkiyi yanlış anladık evet.

Yetkinin yetkili olanların çıkarlarını korumak olarak anladık. Yetkili olmayı "BEN" olmak anladık. Oysa yetki "BİZ" içindi. Yetki; bizim geleceğimiz. Bizim yarınlarımız için en iyisi, en doğrusu neyse gerekeni yapmaktı. Yetki, adaletin görünen yüzüydü. Hem İnancımız hem de üstlendiğimiz görev gereği yetki, kutsaldı aslında. Yetkili olmak da kutsala hizmet etmekti.