Siyaset Ve Bağımlı Sendikacılık

Muhammet Ali GEZİCİ

31-08-2015 08:31

Bugünkü yazımızda Türkiye’deki sendikacılığın doğuşu, gelişimi, siyaset ilişkisi, bu ilişkinin neden, nasıl olduğunu inceleyeceğiz, bu ilişkinin memura fayda mı zarar mı getirdiği üzerinde duracağız.
Türkiye'de sendikacılık 1946'da yasallık kazanmıştır. Yaklaşık 70 yıllık süreçte ülkedeki sendikal gelişimi değişik zamanlara ayırmak mümkün. 1960 öncesi sendikalar siyasete ihtiyatlı bakmış, yakın ilişkiler kurmaktan kaçınmışlardır. 1960 ile 1980 yılları arasında sendikalar siyasi partilerle içi içe olmuş, partiler günümüzde de görüldüğü gibi sendika üst yönetimlerini belirler halde olmuş ve sendikal üst örgütler kurulmasında etken rol oynamışlardır.1980 sonrasında sendikaların bağımsız bir yapıya kavuştuğu gözlemlense de, aslında bağımlı bir halde olduğu görülmektedir. Bu bağımlılığın hangi noktada kendini gösterdiğine bakacağız.

Sendikaların siyasetle dolayısıyla, iktidar ile yakın ilişkiler kurması, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısıyla ilişkili olduğu bir gerçektir. Ancak, sendikaların iktidar bağımlılığı akla, tek partili totaliter rejimlerin altında örgütlenmeye çalışan sendikaları getirmektedir.
Demokrasi anlayışı yerleşmemiş veya demokrasi deneyimi uzun bir geçmişe dayanan gelişmekte olan ülkelerde bağımlı sendikaların, iktidar ile normal şartlarda, ekonomik çıkar ve ideoloji üzerinden ilişki kurduğu görülür. Normal şartlarda dedim, çünkü ideolojik kısmı ile bir uyuşma olsa dahi, ekonomik çıkarın ön planda tutulmadığı görülür. O zaman ideolojik yakınlık ile kurulan bağın aslında, sendika üyelerinin grup menfaatlerinden de uzaklaştırdığı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde sendikal hakların alınması, batıdaki gibi mücadeleler sonucu olmamıştır. Sendikaların iradesi ölçüsünde, siyasetin bu hakları uygun görülen zamanlarda, iktidarın kabul ettiği ölçüde, aşama aşama verdiğini de görmekteyiz. Bunun yeterliliği hiçbir zaman kabul görmeyecektir. Çünkü iktidar sahipleri kendi iktidarlarının hesabını yaparken, bu hakları uzun bir zaman yayarak seçim dönemlerinde kullanabilmekte ve sendikal haklarda çağdaş ölçülere ulaşılamamaktadır.
Ülkemizde sendikalar siyasete çanak tutan bir yapıdadır. Kendi özgür örgütlenme modelini ortaya koymayan veya sayıca çoğunlukta olduğunu gördüğümüz sendikalar, bağımsız bir modelin temsilcisi olmaktan uzaktır. Bağımsız sendikalar, belirli bir siyasi partinin arka bahçesi olmak yerine, tüm partilere eşit mesafede durur ve güçlü olma özgürlüğünü ellerinde bulundururlar. O  zaman görülecektir ki, siyaset sendikaları yönlendiremeyecek, sendikalar gücü ile siyaseti yönlendirecek ve sendika üyelerinin haklarını alma noktasında elini güçlendirmiş olacaktır.
Ülkemizdeki sendikacılıkta, siyasetle veya iktidarla yakın ilişkilerde ve dolayısıyla bağımlı olan sendika yöneticilerinin, menfaat durumlarına bakalım biraz da. Ülkemizde sendika yöneticilerinin zaman içinde milletvekili ve hatta bakan, bakan yardımcısı olduğunu görmekteyiz. Sendikaların ülkemizdeki siyasetle yakın ilişkileri, sendika yöneticilerine menfaat olarak dönmektedir. Bu menfaat, üyelerinin çıkarlarını unutan ve gerekirse yok sayan bir hale dönüşmektedir. Geçmişten günümüze kadar ülkemizde, özellikle işçi sendikalarından 40’ ı aşkın sendika yöneticisi parlamentoya  girerek milletvekili olmuştur. Siyasetle yakın ilişkiler kuran,  meclise girince çalışanı unutan sendika yöneticilerinin, hakların alınmasında mecliste mücadeleyi verememiş, partilerin politikalarına yenik düşmüştür. Sendikal hakkın alınmasında siyaset gücünü kullandırmayacaktır. Sendika yöneticilerinin siyaset ilişkisi sendika yöneticisinin menfaatine yatırım olmaktan ileri gidemeyecektir. Yöneticilerin gemiye atladığı, üyelerin bu denizde boğulmaya bırakıldığını gösterecektir.
Meclise girmezden önce, toplu sözleşmelerde memurun unutulması, kamu personeli danışma kurulu kararlarından sonuç çıkmamasında sendika yöneticilerinin siyasete yatırım yapan gücünü görmekteyiz.
Siyasetin arka bahçesi olarak yapılan sendikacılık, çalışanların haklarını savunuyormuş gibi görünse de, aslında hükümetin çıkarlarını veya sendika yöneticilerinin çıkarını gözeten sarı sendikacılıktır.
Siyasetin karşısında tüm renkleriyle sendika üyelerinin menfaati için çalışmayan tek renkli sarı sendikacılık, doğru sendikacılıktan uzaktır.
Tarih, bu çelişkilerden hesap soracak, gerçek ve doğru sendikacılık bu toplumda er veya geç anlaşılacaktır…

facebook.com/AES.maligezici
twitter.com/AESmaligezici

DİĞER YAZILARI Not Verdirme Sorumluluğunun Altında Kalmayın! 01-01-1970 03:00 Öğretmen Sistemin Oyuncağı Değildir! 01-01-1970 03:00 Toplu Sözleşme Memura İhanete Dönüşmemeli 01-01-1970 03:00 İlkokulu Bitiren Öğrenci Velilerine Mektup 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin Kademe İlerlemesi Hesabı Yanlış Yapılmaktadır 01-01-1970 03:00 Öğretmenin Süt İzni Engellenemez 01-01-1970 03:00 Vergi Dilimi Memura Cezadır 01-01-1970 03:00 Madımak Ateşi Söndü Mü? 01-01-1970 03:00 Avrupa Birliği Mi, Ayrılığı Mı? 01-01-1970 03:00 Sahte Öğretmenler 01-01-1970 03:00 Sahte Öğretmenler 01-01-1970 03:00 12 Eylül’den Sonra… 01-01-1970 03:00 Özür Grubu Atamaları İçin Başucu Notları 01-01-1970 03:00 ÖSYM Bildiğiniz Gibi 01-01-1970 03:00 Siyasetin Başarısı Ne Olmalı? 01-01-1970 03:00 Meb ne iş yapar? 01-01-1970 03:00 Sendikalar hak arar, siyasi menfaat değil 01-01-1970 03:00 24 Kasım'da SEVMEYİN BİZİ 01-01-1970 03:00 Bu Yazı Dikkatinizi Sınayacak 01-01-1970 03:00 Andı Olmayan Millet! (M. Ali Gezici) 01-01-1970 03:00 Tabletlerimize ne oldu? (M. Ali GEZİCİ) 01-01-1970 03:00 Memurun hakkı ne olacak? 01-01-1970 03:00 Koalisyon hükümeti ve eğitimin öncelikleri! 01-01-1970 03:00 Acı bir sorumluluk dersi… 01-01-1970 03:00 Mülakat 01-01-1970 03:00 Teog Ve Sonrası… Rakamlar, Gerçekler 01-01-1970 03:00 Bu yıl da sınıfta kaldınız! 01-01-1970 03:00 Okul müdürünün performansı 01-01-1970 03:00 Siz yine de bayram yapın! 01-01-1970 03:00 Güvenli Sınavlar Olsun! 01-01-1970 03:00 Acının rengi olur mu? 01-01-1970 03:00 Torpil ve kayırmada 9-10 yaş seviyesine inildi 01-01-1970 03:00 Okul Nöbetlerinde Samimi Olun! 01-01-1970 03:00 Karârınca ''Milli Eğitim'' 01-01-1970 03:00 Eğitimin Tasarısını Yapabilir misiniz? 01-01-1970 03:00 Okul Yönetimi ve Okul İklimi 01-01-1970 03:00 Kar Beyazdır 01-01-1970 03:00 Memura Acı Reçete: Vergi Dilimi 01-01-1970 03:00 Görmek için nasıl bakmalı? 01-01-1970 03:00 Ne İstiyorsunuz Öğretmenden? 01-01-1970 03:00 Eğitimde sonunculuk kader değildir -2 01-01-1970 03:00 Ne Çok Öldük Yaşamak İçin 01-01-1970 03:00 Öğretmene şiddette yasal sorun 01-01-1970 03:00 Şubat Soğuğunda Atalet 01-01-1970 03:00 Temizlik mi? Tabletimiz var ya 01-01-1970 03:00 Siyasi Tasarı Adalet Gözetir Mi? 01-01-1970 03:00 MEB'in karnesi zayıf! 01-01-1970 03:00 “Beynini Gördüm” Sen Bizden Değilsin! 01-01-1970 03:00 Eğitim Sorunlarına Merhaba 01-01-1970 03:00 Sendika Mantığına Doğru Giderken 01-01-1970 03:00 Siz öğretmensiniz vasıfsız işçi değil 01-01-1970 03:00 Seçimler Biter, Siyaset Düzelir! 01-01-1970 03:00 Eğitimde sonunculuk kader değildir -1 01-01-1970 03:00 Memur sendikaları ve değişim 01-01-1970 03:00 Valiye Hakkını Verin! 01-01-1970 03:00