Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz günlerde ek derslerle ilgili bir yazı yayınlayarak, dayanak noktası tam olmayan bir bakış açısı ile, "öğretmen ek ders ödemeleri bu şekilde yapılacaktır, daha doğrusu bir ödeme yapılmayacaktır" şeklinde bir açıklamaya gitmiştir.
Bu yazıya karşılık olarak Bakanlığa buradan bir yanıtımız var.
Hemen belirtelim ki; öğretmenlik belki de üzerinde 24 saat kafa yorulan bir meslektir. Bunu yaşayan, bu mesleği yapan bilir. Memleketin en ücra köşesine kadar öğrenciler için ne yapabilirim düşüncesi ile hareket içinde olan meslektaşlarımız, pandemi sürecinde olsa dahi işini boşlamamış, hafta sonu, gece, gündüz durmadan çalışmaya devam etmiştir, etmektedir. Bu ülkenin öğretmenleri okul kapalı diyerek, telefonunu da kapatarak ben iş yapmıyorum, çalışmıyorum dememiştir. Ne yapmıştır? Sesli görüşme, videolu görüşme, canlı ders, çalışma kağıtları gönderme, kontrol etme, çalışmalarına devam etmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl seminer takvimini 24-28 Ağustos olarak belirlemiştir. Ardından okullara yazı göndererek, 31 Ağustos-18 Eylül arasında okullarda çalışmalar sürecek, telafi eğitimi, zümre istişareleri, veli toplantıları, Eba ders çalışmaları, Eba canlı ders uygulamaları gibi çalışmalar yapılacağını belirtmiştir.
Ve şimdi aynı Milli Eğitim Bakanlığı çıkarak sadece Eba canlı ders uygulaması üzerinden, ilk önce maaş karşılığı ders saati doldurulması suretiyle, ardından kalırsa canlı derse ek ders verirsiniz gibi bir yola başvurmuştur.
Ayrıca Öğretim yılını 21 Eylül yerine 31 Ağustos'ta başlatan bakanlığımız, durun diyor ve telafi eğitimi bu diyerek yeni bir ek ders düzenlemesini es geçiyor.
Devam edelim, ayrıca mesai saatleri dışında verilen canlı ders uygulamalarını aynı kategoride değerlendirerek, ek ders kararındaki dar bir madde içerisine bunu da koyuyor.
Durun bitmedi, yine yasadaki dar çerçeveye DYK(Destekleme ve Yetiştirme Kursları)nı koyuyor ve maaş karşılığı içine bu kursların derslerini de ekliyor.
El insaf...
Ortada büyük bir yanlış olduğunu herkes görüyor. Ek derslerle ilgili yeni bir düzenlemeye gidilmesi aşikârdır. Yaklaşık 1 milyon öğretmeni bu şekilde mağdur etmek, Geçen hafta Milli Eğitim Bakanı'nın konu ile ilgili sorulan bir soru üzerine; öğretmenlerimizi 31Ağustos-18 Eylül haftasında mağdur etmemek için çalışıyoruz sözü ile hiç bağdaşmıyor...
Bu konu daha çok tartışılacak ve buradan sesleniyoruz, bu konunun hukuki süreçleri olacaktır, öğretmen sistemin oyuncağı değildir...
Muhammet Ali GEZİCİ
Anadolu Eğitim Sendikası
Hukuk ve Toplu Sözleşmeden Sorumlu
Genel Başkan Yardımcısı