Avrupa Birliği Mi, Ayrılığı Mı?

Muhammet Ali GEZİCİ

26-06-2016 02:35

Avrupa Birliği denilince hemen aklımıza ekonomik sistemini en başta yoluna koymuş, hukuk kriterlerine uygun bir gidişat içinde demokratik toplum yapısına ulaşmış ülkeler topluluğu geliyor. Evet bu bir gerçeklik olarak resmin görüntüsünü ortaya koyan bir tanımlama olarak karşımızda duruyor. Konuyu biraz daha açarsak Avrupa Birliği özellikle soğuk savaş döneminden sonra nüfusuyla orantılı olarak ilk önce kendi kapısının önünü temizleyen, olmazsa olmaz koşullar içinde akılla bağdaştırdığı hareket tarzını belirlemiş toplumsal yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Bugünkü yapısına kolay gelmemiş, sistem oluşturmazsak dünya sistemi içinde farklı bir üst yapıya kavuşamayacağız diyebilme cesaretini sergilemiş insanlar topluluğu da diyebiliriz bu yapı için. Birlik içinde gözümüze çarpan en dikkat çekici durumlardan birisi, ülkeler arasında sınırların dolayısıyla mayınlı veya mayınsız tel örgülerin olmadığı bir seviyeye gelmiş, ülkeler arasında serbest dolaşma haklarının olması. Akıl yürütmeye çalışarak ve genelleyerek; çok yakın bir kültürel yapıda oldukları için durum böyle, bunlar zaten bir arada olmazsa geleceklerini şekillendiremezler savı ile birliği tek bir yöntem ile tarif etmek çok basit kalacaktır.

Peki birlik bu duruma gelebilmek için hepimiz Hrıstiyanız, bir din birliği içinde haçlı birliğine doğru yol alalım düşüncesi ile mi yola çıktı? Ya da dil birliğimiz var ve biz dil ile bir birlikteliğin sistemini oluşturursak dünya gelse bizi yıkamaz düşüncesi ile mi ortaya çıktı veya fikir sistemi bu düşünce üzerinden mi yürütüldü? Sabit veya tekdüze bir yöntem üzerinden oluşturacağımız düşünce yapılarımıza ne kadar da uygun sorular ve cevapları hazır her zaman bizim için! Belirtmek gerekir kİ ortaya koyduğumuz savlara ne birlik ne de dünya sistemi en ufak kafa yormaz ve biz hala kendi korku eksenli ve düşman oluşturma fikirli bakış açılarımızla yağımızda kavrulmaya devam ederiz…

Avrupa Birliği’ni birinci paragrafta tanımlamaya çalıştığım yapısının sonuçlarını, ortaya çıkan gelişmeler ortaya koymakta ve bundan sonraki gelecekte de, yapının mantıklı bir yol üzerinde giderken de karşılaşabileceği sorunları iyi bir şekilde süzgeçten geçireceğini düşünmekteyim. Birliğin bu kadar güçlü olduğunu mu düşünüyorsunuz sorusuna cevabım tek kelimeyle şu olur; evet, sebebi de merkezlerine insanı alarak düşündükleri DİPLOMASİ ve onu kullanma becerileri.

Ortaya çıkabilecek ön yargılara karşı belirtmem gerekirse; Avrupa Birliği’ni pembe bir tablo içinde çizdiniz ve tek kelimeyle hayran olunacak bir topluluk olarak mı görüyorsunuz derseniz, bunu ben değil birliğin ülkeler bazında EĞİTİM, SAĞLIK, TARIM, ADALET, üzerine oluşturmuş oldukları yapıları söylüyor.

Son gelişmeler de şu şekilde AB’de: İngiltere % 52 gibi bir evet oyuyla Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı aldı. Bu süre yaklaşık 2 ila 10 yıl sürecek. İsviçre'nin benim sistemim sizden daha güçlü ve daha iyi bir ekonomik güce sahibim diyerek girmediği, Norveç'in yıllarca oyalandığı ve sonunda girmeyerek ben de ülke olarak sizin kadar güçlü olmak için çalışırım dediği, Türkiye'nin ise 50 yıldır kapısında oyalandığı birliğin geleceğini yine diplomatik yapıları belirleyecek.  Türkiye'nin ideolojik tek taraflı bakış açısını, diplomasiye tercih ettiği bir rotada, başbakan ve cumhurbaşkanının açıklamaları ile elimizin tersi ile itmeye başladık AB'yi. Türkiye açısından şimdi ne mi olacak? Avrupa Birliği yolunda açılan sayfaların "DEMOKRASİ" ve "HUKUK" kültürü açısından bir değer kazanmadan kapanması an meselesi. Boş ver diyecek büyük bir çoğunluk. Biz bize yeteriz GURURU, KİBRİ, ÖZGÜVENİ (!) ile yürümeye (yani TOPALLAMAYA) devam ederiz diyecekler. Toplumun DEMOKRASİ, HUKUK, ADALET, EĞİTİM kaygısı olmazsa boş verilir tabi ki. Avrupa Birliği'nin bu kavramlarına muhtaç mıyız?! Değiliz!!! Cepheden silah tuttuğunuz her mevziden hedef; DÜŞMANDIR çünkü!!! Anlayamadığımız veya bilmediğimiz her yolun cahili kalmakta bize düşecektir çünkü…

Muhammet Ali Gezici
Anadolu Eğitim Sendikası Hukuk Sekreteri

 

DİĞER YAZILARI Not Verdirme Sorumluluğunun Altında Kalmayın! 01-01-1970 03:00 Öğretmen Sistemin Oyuncağı Değildir! 01-01-1970 03:00 Toplu Sözleşme Memura İhanete Dönüşmemeli 01-01-1970 03:00 İlkokulu Bitiren Öğrenci Velilerine Mektup 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin Kademe İlerlemesi Hesabı Yanlış Yapılmaktadır 01-01-1970 03:00 Öğretmenin Süt İzni Engellenemez 01-01-1970 03:00 Vergi Dilimi Memura Cezadır 01-01-1970 03:00 Madımak Ateşi Söndü Mü? 01-01-1970 03:00 Sahte Öğretmenler 01-01-1970 03:00 Sahte Öğretmenler 01-01-1970 03:00 12 Eylül’den Sonra… 01-01-1970 03:00 Özür Grubu Atamaları İçin Başucu Notları 01-01-1970 03:00 ÖSYM Bildiğiniz Gibi 01-01-1970 03:00 Siyasetin Başarısı Ne Olmalı? 01-01-1970 03:00 Meb ne iş yapar? 01-01-1970 03:00 Sendikalar hak arar, siyasi menfaat değil 01-01-1970 03:00 24 Kasım'da SEVMEYİN BİZİ 01-01-1970 03:00 Bu Yazı Dikkatinizi Sınayacak 01-01-1970 03:00 Andı Olmayan Millet! (M. Ali Gezici) 01-01-1970 03:00 Tabletlerimize ne oldu? (M. Ali GEZİCİ) 01-01-1970 03:00 Memurun hakkı ne olacak? 01-01-1970 03:00 Koalisyon hükümeti ve eğitimin öncelikleri! 01-01-1970 03:00 Acı bir sorumluluk dersi… 01-01-1970 03:00 Mülakat 01-01-1970 03:00 Teog Ve Sonrası… Rakamlar, Gerçekler 01-01-1970 03:00 Bu yıl da sınıfta kaldınız! 01-01-1970 03:00 Okul müdürünün performansı 01-01-1970 03:00 Siz yine de bayram yapın! 01-01-1970 03:00 Güvenli Sınavlar Olsun! 01-01-1970 03:00 Acının rengi olur mu? 01-01-1970 03:00 Torpil ve kayırmada 9-10 yaş seviyesine inildi 01-01-1970 03:00 Okul Nöbetlerinde Samimi Olun! 01-01-1970 03:00 Karârınca ''Milli Eğitim'' 01-01-1970 03:00 Eğitimin Tasarısını Yapabilir misiniz? 01-01-1970 03:00 Okul Yönetimi ve Okul İklimi 01-01-1970 03:00 Siyaset Ve Bağımlı Sendikacılık 01-01-1970 03:00 Kar Beyazdır 01-01-1970 03:00 Memura Acı Reçete: Vergi Dilimi 01-01-1970 03:00 Görmek için nasıl bakmalı? 01-01-1970 03:00 Ne İstiyorsunuz Öğretmenden? 01-01-1970 03:00 Eğitimde sonunculuk kader değildir -2 01-01-1970 03:00 Ne Çok Öldük Yaşamak İçin 01-01-1970 03:00 Öğretmene şiddette yasal sorun 01-01-1970 03:00 Şubat Soğuğunda Atalet 01-01-1970 03:00 Temizlik mi? Tabletimiz var ya 01-01-1970 03:00 Siyasi Tasarı Adalet Gözetir Mi? 01-01-1970 03:00 MEB'in karnesi zayıf! 01-01-1970 03:00 “Beynini Gördüm” Sen Bizden Değilsin! 01-01-1970 03:00 Eğitim Sorunlarına Merhaba 01-01-1970 03:00 Sendika Mantığına Doğru Giderken 01-01-1970 03:00 Siz öğretmensiniz vasıfsız işçi değil 01-01-1970 03:00 Seçimler Biter, Siyaset Düzelir! 01-01-1970 03:00 Eğitimde sonunculuk kader değildir -1 01-01-1970 03:00 Memur sendikaları ve değişim 01-01-1970 03:00 Valiye Hakkını Verin! 01-01-1970 03:00