Birinci yarıyılda ders notlarının, canlı derslere katılım ve etkinilik-proje puanları ile oluşturulacak olmasını Güncelegitim.com için değerlendiren Eğitimci Esra BULUT YAŞAR, ''Birçok öğrenci evinde internet, bilgisayar hatta telefonu olmadığı için canlı derslere katılamamaktadır. Eğitimde fırsat eşitsizliği derin uçurumlar açmışken öğrencilerin erişemediği uzaktan eğitimi notla değerlendirmek bu ağır yükü öğretmenlerin omuzlarına yüklemektedir. Bu hem meslek ahlaki hem de vicdani olarak rahatsız edicidir'' ifadelerini kullandı.
Covid-19 salgınının hala yüksek risk düzeyinde seyrettiği bu günlerde uzaktan eğitim sürecini hem biz öğretmenler hem de öğrencilerimiz zorlansak da özveri ile sürdürmekteyiz.
Uzaktan eğitim sürecinde çeşitli alanlarda yaşanan birçok sorun bir yana dursun benim ve benim gibi birçok öğretmen arkadaşımın vicdanını rahatsız eden asıl konu, uzaktan eğitime hiçbir şekilde erişimi olmayan çocuklar.
Bizler Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün "Eğitimde feda edilecek tek bir fert bile yoktur" anlayışı ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda her Türk vatandaşı için açıkça korunan "eğitim hakkı" ile “fırsat ve imkân eşitliği" ilkeleri doğrultusunda yetiştirildik ve mesleki hayatımız boyunca da bu ilke ve anlayışla çalıştık, çalışıyoruz.
Olağanüstü şartlarda eğitimi yürüttüğümüzün bilincindeyiz fakat her öğrenciye teknolojik araç gereç ve internet desteği sağlanamamışken MEB'in ortaokul ve lise öğretmenlerinden öğrencilerin ders etkinliklerine katılımı ve yaptıkları dijital ödevlere göre performans notu istemesi hem öğretmenleri vicdanen olumsuz etkilemekte hem de yeterli imkanlara sahip olmayan birçok öğrenciyi haksız yere dezavantajlı duruma düşürmektedir.
Birçok öğrenci evinde internet, bilgisayar hatta telefonu olmadığı için canlı derslere katılamamaktadır. Eğitimde fırsat eşitsizliği derin uçurumlar açmışken öğrencilerin erişemediği uzaktan eğitimi notla değerlendirmek bu ağır yükü öğretmenlerin omuzlarına yüklemektedir. Bu hem meslek ahlaki hem de vicdani olarak rahatsız edicidir.
İzmir'de meslek lisesinde görev yapan bir öğretmen olarak yaşadığımız depremin yaralarını hala sarmaya çalıştığımız ve artan salgınla mücadele ettiğimiz şu günlerde öğrencilerimizin ruh ve beden sağlığının her şeyin üstünde olduğunun altını çiziyor, fırsat eşitliğinin tam olmadığı bir ortamda verilecek notların hakkaniyetli olmadığını düşünüyorum.
MEB birinci dönemi ilkokullarda olduğu gibi ortaokul ve liselerde de herhangi bir not verilmeden kapatmalı ve en kısa sürede tüm öğrencilere uzaktan eğitime ulaşabilecekleri teknolojik desteği sağlamalıdır. Ancak bu koşullarda verdiğimiz eğitimin ölçme ve değerlendirmesi yapılabilir.
Esra BULUT YAŞAR
guncelegitim.com