Türkiye’de Kadın Olmak!


Bu ülkede kadın olmak zordur, çünkü daha doğarken yenik başlarsınız hayata. Örneğin doğuda bir yerlerde dünyaya geldiyseniz aileniz sizi kabullenmeyebilir hele birde evde bir erkek çocuğu varsa ,kız çocuğunun her şeyi ikinci plana atılır.

Genel olarak erkek çocuklarına daha serbest bir çocukluk tanınırken, kız çocukları namus kavramı yüzünden, birçok şeyden mahrum kalır, toplum baskısına uğruna kısıtlamalar, ayıplar, günahlar, giriverir hayatına. Daha çocukken başlar eziyet evcilik oyunlarında bile işe giden erkeğine yemek yapmaktır onun görevi. Beş yaşındayken başlanır çeyizi hazırlanmaya, kiminle evleneceği bile bellidir. Seçme ya da sevme şansı yoktur bile…

Adım adım büyürken çocukluğunu bile yaşayamaz layığınca, kendi rızasının dışında babasının ona biçtiği hayat beklemektedir onu ve sonrası toplumumuzun kanayan yarası çocuk gelinler.

Türkiye’de kadın olmak ve insanca yaşamak çok ama çok zor bir olaydır çünkü ne tam anlamıyla çocukluğunu yaşayabilir nede kadınlığını hissedebilirsin. Evlenene kadar babandır her davranışında sorumlu olan sonra bir eşya gibi devrediliverirsin yeni sahibine.

Bu ülkede kadın olmak yeri gelince en kutsal varlık olan anne olmak fakat yeri gelince dayak yiyen, ezilen, sömürülen, ama her şeye rağmen hayatı sürdürebilen olmaktır. Kadın olmak küçük yaşta çalışmaya başlamaktan okula gidememek yada annen çalıştığı için evde ki kardeşlerine bakmak zorunda kalmandır. Bazendi okuyup öğretmen olmak ama aynı anda öğrencinden“sen kadınsın “ben senin anlattığın dersi dinlemem demektir.

Türkiye’de kadın olmak, hava karardığında arkanda biri varmış hissi ile eve koşa koşa gitmek, sokakta taciz, laf yemek, birde üstüne evde şiddet görmek demektir. Kızını dövmeyen dizini döver deyip döverler, karımsın hem döverim hem severim de derler. Güzelsen namussuz, çirkinsen işe yaramaz olursun.

Kadınsan sevemesin seversen de ödersin bedelini

 On yedi yaşında birine aşık olursun ve bir gün cansız bedenin çöp konteynırında parçalanmış halde bulunur bu ülkede.

Okulundan eve dönerken minibüsle sana tecavüz etmeye kalkan kişiye direndiğin için öldürülürsün.

Eski kocanla görüşmek istemediğin için bıçaklanırsın bilmem kaç yerinden çünkü sen kadınsın.

Ben kadınım demek yürek ister !!

Bu ülkede kadın olup, kadın kalmak güçlü olmayı, kendini ezdirmemeyi, ne olursa olsun her koşulda mücadele etmeyi gerektirir. Mücadele de ancak farkında olmakla mümkündür. Dünyanın neresinde olursa olsun kadınların özgürlük haykırışları her türlü baskıya rağmen hiçbir zaman susturulmamış ve susturulamayacaktır çünkü kadını isyana teşvik eden koşullar halen mevcuttur. Baskının olduğu yerde isyan etmek meşrudur.

Kadına şiddet en ağır insanlık suçları arasındadır bence, kadına şiddet bir utançtır, kadın ya da erkek olmaktan vazgeçip insan olalım artık diyerek Mustafa Kemal ATATÜRK’ün şu sözlerini hatırlatmak isterim.”Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”.

Nilüfer KURUMEHMETOĞLU