http://www.guncelegitim.com/files/uploads/news/default/siyasetin-cinsiyeti--bc205efca2ab634fc58f.jpg

Günümüzde kadınların siyasete katılımı hala erkeklerle eşit düzeye gelemedi özellikle seçilme hakkından yararlanma ve siyasal karar mekanizmalarında yer alma konusunda cinsiyetler arası eşitsizlik çok belirgin bir biçimde varlığını sürdürmekte ve kadınlar her zaman erkeklerin gerisinde kalmakta.

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı 1934‘te tanınmış olmasına rağmen, ülkemizin demokrasi sürecinde yaşadığı tartışmalar içinde kadınların konumu manidar. Bu süreçte kadınlar ataerkil toplumun sınırları içerisine hapsedilmiş. Uluslararası alanda bir ülkenin demokratik göstergelerinden biri kadınlara tanınan haklar olmasına rağmen ülkemizde kadınların siyasi alanda ki temsili oldukça kısıtlı. Siyasetin erkek egemen bir alan olarak toplumda kabul görmesi, kadınların bu alana katılımını da kısıtlıyor. Temsilde cinsiyet eşitliğini sağlamak için politikada da bu eşitliğin sağlanması gerekiyor. Ekonomik sosyal ve siyasal hayatta kadınlar için nihai eşitliği sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç olduğu bir gerçek. Peki, kadınların siyasette yer edinmeleri için sadece kadın olmalarımı yeterli mi?   Kadınların siyasal temsilcisi olmak için sadece "kadın olmak yeter" demek sorunlu ve "apolitik" bir görüş bence çünkü siyasal haklarını kullanabilmek için mücadele veren kadınlar biyolojik nitelikleriyle tanımlanan politik bir grup gibi algılanıyor. Siyasi partilerin kota uygulamaları kadınları biyolojik bir kategoriye indirgiyor. "Kadınlar parlamentoya girmelidir" derken bir şeyin göz ardı edilmemesi gerekiyor, insan haklarının ve hukuk devletinin bilincinde olmayan, düzene uygun, kafa yapısında ki kadınların parlamentoya kadın hakları açısından seçilmesinin fayda sağlayacağını sanmıyorum. Asıl sorun seçilenlerin cinsiyetinden çok siyasal düşünceleri ve bu alanda gösterecekleri mücadele olmalı. Kısaca insanlık onuru için "evrensel boyutta" düşünemeyen kadın aynı kafa yapısında ki erkek den farklı değil. Bu tür zihniyetler sonuçta hukuk devletinin seviyesine hiçbir katkıda bulunmayacağı gibi, hiçbir şeyi de değiştiremez.

Bir kadın olarak sadece cinsiyetimden dolayı değil yapabileceklerimden dolayı bu tür platformlarda yer almayı tercih ederim doğrusu. Erkeğin bu alanda yapabildiği birçok şeyi, mücadeleyi neden kadınlar yapmasın? Ama bizim ülkemizde kadınların siyasal süreçte ki temsili sadece simgesel. Kadın siyasetçiler sadece kadın sorunlarını çözmek için mi parlamento da olmalı ya da kadın kolları geziler, yemekler, balolar düzenlemek için bu yapıların içinde olmalı. Kadına ulaşmak için tek çözüm yine kadın mı? Bu örnekler çoğaltılabilir. Şimdi önümüzde bir seçim var. Görüyoruz ki aday adayları içinde yine kadın sayısı çok az olanlarda acaba listelerde yer bulabilecekler mi? Ha ama bir kota meselesi var değil mi? Gerçekten de kotanın kendi sorunlarını beraberinde getirebilecek bir çözüm olduğu düşünülebilir mi? Kadın temsilcisi sayısını arttırmak için kota tanımak, kadınların ezilen ve dışlanan olarak konumunu pekiştirmek ve derinleştirmek anlamına gelmez mi? Dahası, kota yoluyla göreve gelen kadınlar siyasetteki erkek meslektaşları tarafında kayrılan ve kıyak geçilen bir gruba durumuna düşmez mi? Kadına kadın olduğu için siyasette temsil edilme hakkı tanınması, kabinede kadından ve aileden sorumlu devlet bakanı koltuğundan başka yer bulmaması ne kadar doğru?

Kadın meslekleri diye bir şey olamayacağı gibi parlamentoda kadınların yapacağı bakanlıklar, çalışacağı komisyonlar ayrı tutulamaz bir kadın dan Adalet Bakanı da olur, Gençlik ve Spor Bakanı da, Kalkınma Bakanı da, Maliye Bakanı da olur geçmiş de olduğu gibi yani mesleklerin cinsiyeti olmayacağı gibi siyasetin de cinsiyeti olmamalı…

Bu ülkede bunu yapacak kadınlar var yeter ki kotalar kalksın kadınlara her alanda her yerde eşitlikler, özgürlükler tanınsın…

Nilüfer Kurumehmetoğlu
guncelegitim.com