Yine sancılı bir şekilde başlayan eğitim ve öğretim yılının başındayız, görüyoruz ki değişen bir şey yok. Her geçen gün daha da kötüye giden bir sistem içinde işini yapmaya çalışan eğitim emekçileri.

Açıklanması gecikmiş atamalar, açığa alınan, hakları iade edilmemiş proje okulunda ki ve norm fazlası öğretmenler, kitapları gelmemiş öğrenciler ve her geçen gün çağdaş eğitim anlayışından uzaklaşan eğitim sistemi 4 +4+4 sisteminin yarattığı düzelmeyen sorunlar. Ülkemizin içinde bulunduğu süreç doğal olarak eğitim öğretime yansıyor. Buda yetmezmiş gibi birde bu sorunları çözüm bulmaktan çok daha çok sorun yaratan sistemin müdürleri. Üç soruyla bir gecede yönetici olmuş müdürler. Biliyoruz ki liyakat diye bir şey kalmadı, yandaşsan her hakkın var bu ülkede. Ve bu yandaşlığın hat safhada yaşandığı yerlerin başında okullar geliyor. İstedikleri okullara gidebilmek, istediği dersi alabilmek, istediği programı yaptırabilmek için düşüncelerinden, ideolojilerinden, duruşlarından vazgeçen her devrin, her dönemin insanları ne yazık ki bunların bazıları eğitimci. Asıl işimiz eğitim öğretim olması gerekirken mevcut düzenin içinde her geçen gün biraz daha birbirimizi ötekileştirir ve birbirimize yabancılaşır olduk. Eskiden öğretmenler odasında oturduğumuz da tek derdimiz öğrencilerimiz olur her teneffüs de neredeyse ‘’şök ‘’ yapardık.  Şimdi ise her şey değişti birlik ve beraberliğin yerini yandaşlık aldı. Yandaş olanlar ve olmayanlar…

Ve böyle bir ortamda görüyoruz ki yeni eğitim öğretim yılında da değişen bir şey yok. Öğretmen huzursuz, öğretmen mutsuz her gün bir yenisi ekleniyor sıkıntılarına seçmeli dersler yüzünden binlerce öğretmen okullarında norm fazlası durumuna düşüp norm sürgününe mecbur bırakıldı. Dindar nesil yetiştirmek adına resim, müzik, beden eğitimi derslerinden vazgeçiliyor. Yerine dersin öğretmeni bile olmayan Osmanlı Türkçesi, Arapça dersleri seçiliyor. Sanattan, spordan anlamayan sistem yöneticileri İmam Hatip Liselerinin sayısının artmasıyla övünürken ülkemiz de eğitimin geldiği nokta göz ardı ediliyor. Birçok Anadolu Lisesi proje okuluna dönüştürülerek öğretmenler istemedikleri halde başka okullara gönderiliyor. Mesleğe yıllarını vermiş öğretmenler yapılan haksız uygulamalar karşısında sistemin içersinde her geçen gün biraz daha da itibarsızlaştırılıyor. Sonuçta yine kaybeden eğitim sistemimiz oluyor.  Geleceğimizi inşa edecek nesiller yetiştirmek için bu ülkenin eğitim sisteminin yeniden planlanıp köklü bir değişikliğe gidilmesi gerekmektedir.  

Bütün kaynakların eğitme aktarılıp akla, bileme, dayalı sorgulayıcı, proje üretici öğrenciler yetiştirmek için, bu ülkenin kalkınması için, geleceğimiz için eğitim ve öğretim tek hedefimiz olmalı yaşanan bu süreçte mücadelen vazgeçmemeli ve umutlarımız asla yitirmemeliyiz.
Gelecek öğretmenlerin attığı tohumlardan fışkıracaktır…

Nilüfer KURUMEHMETOĞLU