Ne çok severdik birbirimize sarılmayı, öpmeyi, kucaklaşmayı ya şimdi herkes birbirine yaratık görmüş gibi bakıyor.

Covıd -19 salgını hayata bakış açımızı değiştirdiği kesin ve bundan sonra hayatımızı değiştirecek etkiler bırakacağı ortada. Bundan aylar önce sadece Çini saran bu virüsün bizim hayatımızı bu kadar değiştireceğini çoğumuz tahmin etmiyorduk.

Dünyanın başına gelebilecek en büyük felaketlerden birini yaşıyoruz tüm dünya kendini metrekarelerin içine sığdırdı virüs hayallerimizi esir aldı ve bizimle dalga geçiyor. Hepimiz kanseriz şimdi …

Haberlerde her gün verilen rakamlar ölümü bir o kadar sıradanlaştırıp günlük rutinlerimizin arasına dahil etti neredeyse. Korku önce zihnimizi sardı, sonra yavaş yavaş ruhumuzu, bedenimiz yeni düzenin içinde kendine yer bulmak için çabalıyor hala.

Ve yeni nesil buluşmalar başladı, sosyal medya da herkes kendi halkla ilişkilercisi oldu kimin evinde ne var ne yok biliyoruz, yemek tarifleri sayesinde bir sürü şefimiz var artık, yapılan spor egzersizleri videolarına bakarsak olimpiyatlarda şansımız da olacak. Eba ile daha öce içi boşaltılmış olan eğitim sistemiz ilk günden patladı. O gün virüs haberleri bile bu kadar tıklanmadı. Yeni dünya düzeni çaktırmadan hayatımızın içine hop diye giriverdi önceleri hepimiz çok farkına varamadık bu çılgın virüsün gücüne ve şimdi çaresizce bekliyoruz sığındığımız evlerimizde.

Ya peki evi olmayanlar ya peki işe gitmek zorunda olanlar, ya peki evde kaldıkları için şiddete maruz kalan çocuklar ve kadınlar, virüs nedeniyle işinden çıkarılanlar. Her gün TV de verilen evinde kal çağrılarına karşı kademeli olarak önümüze sürülen karantina önlemleri ile yaşama tutunmaya çalışıyor bazılarımız işte …

Ha şimdi herkes evinde kaldı diye insanoğlu değişecek mi? Bu tehlike bittiği anda herkes zincirinden koparılmış köpek gibi kendini sokaklara atacak yine ego çatışmaları, yine koltuk savaşları, yine gösteriş yarışları, hepsi devam edecek son hızıyla hani içimize dönme fırsatı bulduk, kendimizi bulduk, en önemli şey aile, huzurmuş diyenler var ya farkındalığı olan insanlar için virüse gerek yoktu onlar zaten kendi yaşamlarında bunların ayrıcalığı ile mutlu, mesut yaşıyorlardı. Şimdi sıkıldım, bunaldım şımarıklığı ile ortada gezegenler hadi içinize dönün merak etmeyin dışarıda hayat durdu kaçıracağınız bir şey yok ama kazanacağız çok şey var tabii işinize gelirse…

Dokunmak ne kadar önemliymiş meğer bir insana dokunmak, bir canlıya, doğaya, hayata dokunup sıkıca tutunmak, bakmak değil, görmekmiş asıl olan şimdi kuşlara bakıp ah çekiyorsunuz hepiniz onların özgürlükleri canınızı acıtıyor bu dünya sizindi bencil, kıskanç, acımasız insanlar ellerinizle kötü ruhlarınızla, hırslarınızla virüse teslim ettiniz tüm dünyayı oysaki gökyüzü hep maviydi ve hepimizi yetecek kadar sonsuz ve eşsizdi şimdi soluduğumuz her nefesle virüsün kiracıyız…

Ve uzun süre bize her yer  ‘’NO TOUCH’’…