Yüz yılı aşkın bir süre önce çalışanlar emeklerinin hakkı , ‘’gün doğumundan gün batımına kadar çalışmama ‘’ için seslerini yükseltmeye başladılar…

8 Saat İş 8 Saat İstirahat 8 Saat Uyku

Aradan çok uzun yıllar geçtikten sonra 1 Mayıs‘ın bugünkü anlamı üzerine, daha doğrusu dünü ile bugünkü anlamları üzerine yeniden kafa yormak gerekiyor. 1 Mayısın doğuşuna baktığımız da, 19. Asrın sonlarında bir 1 Mayıs günü işçilerin topluca iş bırakarak üretimi durduklarını, kol kola meydanlara inmiş olduklarını ve burjuvazinin militer güçleriyle dövüşüp bedel ödedikleri bir mücadeleye giriştiklerini görüyoruz.  Dolayısıyla 1 Mayıs, işçilerin tatil yaptıkları, eğlendikleri, daha çok tükettikleri ya da iş güçlerini dinlendirdikleri bir gün olarak değil, birlikte ortak kararlar aldıkları, birlik ve dayanışma içinde oldukları, mücadele alanlarında yer aldıkları, burjuvazinin uykularını kaçırdıkları, örgütlenerek gündelik hayata müdahale ettikleri bir başkaldırı günü olarak ortaya çıkmış ve sınıf mücadelesi tarihinde de bu anlamıyla yer almıştır.  Bu tarihi günün her yıl dönümün de, Dünya’nın her yerinden işçiler, aynı coşkuyla ve mücadele ruhu ile alanlara inerek mücadele sloganlarını haykırmış, böylece bu mücadele gününü gelenekselleştirerek 1 Mayıs günün işçilerin günü olarak ilan ve kabul edilmesini sağlamışlardır. 

Bugün ise işçilerin, emekçilerin çoğunluğu bu günün anlamını unuttukları, ya da umursamadıklarını, ya da işten atılma riskini göze alamadıkları, ya da can güvenliği bakımından tehlikeli buldukları için katılmadıkları ve fabrika ve işyerlerinde kalıp patronları için meta ve hizmet üretmeye devam ettiklerini görüyoruz.

1 Mayıs resmi tatil günüdür. 1 Mayıs’ın tatil günü ilan edilmesi bir kazanım olmadığı gibi, önemli olan bu günün tatil olup olmaması değil işçiler, emekçiler tarafından nasıl yaşanıp yaşatıldığıdır.

İşte bu bağlamda Eğitim emekçileri olarak bizlerde bu 1 Mayısta alanlarda olup, kaybettiğimiz, kazanamadığımız; toplu sözleşme, grev, norm kadro, sözleşmeli- geçici öğretmenlik, öğretmenlerin derecelendirilmesi, ücret eşitsizliği, çalışma saatlerinde ki dengesizlik gibi yaşadığımız ve yaşamaya devam edeceğimiz sıkıntıları dile getirmek için, tarih de 1 Mayıs’ lorda kaybettiğimiz işçi, emekçi kardeşlerimiz için, geleceğimiz için, ortak bir tavırla haykırmak için meydanlarda olmalıyız.                                                                  

Unutmayın ki hak ve özgürlükler örgütlü mücadeleler sonucunda kazanılır.