Cep Arası Yaşam

Nilüfer KURUMEHMETOĞLU

02-01-2016 02:16

Cep Arası Yaşam

Hepimizin yüzünde aynı ifade, bütün dünya elimiz de, o küçük, parlak, siyah, cam ekranın içinde. Bir nevi minyatür bilgisayar.

Kim ne yapmış, ne demiş, ne giymiş, ne içmiş. Facebook da yaşanan sahte hayatlar, anı paylaşıp anında silen, çabucak tüketilen, sıkıştırılmış cep arası yaşamlar. Hepimiz kendimizin halkla ilişkilercisi olmuşuz. Sevgisizler ülkesinde, sevilmek ve takdir edilmek isteyen, bir beğeniyle mutlu olan, yüzü gülen yeni nesil sahte insan topluluğu.

Çoğu nesneyi, güzelliği bakmadan ve görmeden fotoğrafını çeker olduk elimizde ki küçük aletle, çabuk çok çabuk olmalıyız çünkü hemen çekip herkese ulaştırmalıyız ki tanıdık, tanımadık herkes fotoğrafı sevsin, beğensin diye. Tabii altına zekice birkaç cümle yazmak şartı ile.

 Eskiden böylemiydi, fotoğrafçıya gidilir otuz altılık film alınırdı fotoğraf makinesine fotoğraflar çekilirken dikkatle ve özenle poz verilirdi hiçbir kare boşa gitmesin diye, sonra heyecanla fotoğrafçıdan alınıp merakla bakılır, çoğu zaman arkalarına küçük notlar yazılır, özenle albümlere yerleştirilirdi. Değerliydi çok değerliydi o anı fotoğraflayan elimizde kalan tek basılı belgeydi çünkü.

Tüketim dünyasının çılgınca tüketen insanları olduk hepimiz, cep telefonu kadar çabuk tüketilen hiçbir teknolojik araç var mı, yoktur her halde sürekli kendini yenileyen, mucizevi, kara kutu. İnsanların tüketim şekillerini değiştirmezseniz, paylaşım şekillerini de değiştiremezsiniz. Cep telefonu öyle bir hale geldi ki bizim için sanki elimizin bir uzantısı, bir organımız oldu bu küçük alet o olmazsa yaşamayız sanki çoluk, çocuk, yaşlı, genç telefonsuz kalırsa ne olur vah vah…

Gözümüzü alamadığımız bu parlak siyah cam yüzünden birçok değerimizi yitirdik, içten gülümsemelerimizi, hoş sohbetlerimizi yardımlaşmayı, konuşmayı, birbirimizi anlamayı, gözlerimizin içine bakmayı, aşklarımızı, insanlığımızı, çalan bir telefon veya gelen bir uyarı sesiyle harcar olduk en kıymetli anlarımızı adına teknoloji dediğimiz bu illete. Hesabımız olmadan yaşayamaz olduk. Sahte dünyada, sahte hayatlar yarattık kendimize facebook’da, Instagram’da, güzelim cümleleri hapsedip, eskitiverdik whatsapp’ımızda.

Evet şimdi hemen bir fotoğraf çekin ve  paylaşın hesabınız da, hemen silin ardından nede olsa paylaşıldı, saklamaya ne gerek var, görmek isteyen de gördü zaten, hatıraymış, anıymış kaç yazar, çekin çekebildiğiniz kadar ve sonra yerleştirin  sahte dünyanızda ki,sahte hayatınızın ,sahte hesabına…

Nilüfer KURUMEHMETOĞLU

DİĞER YAZILARI Asla yalnız yürümeyeceksin! 01-01-1970 03:00 Maskeli Duygular 01-01-1970 03:00 No Touch! 01-01-1970 03:00 Virüsün Yaratıcısı 01-01-1970 03:00 Ben Nilo 01-01-1970 03:00 Eskiden Bayramdı 01-01-1970 03:00 Taraftar Olmak 01-01-1970 03:00 Hadi Kolay Gelsin 01-01-1970 03:00 İpotek 01-01-1970 03:00 Çok Şey Öğrendim 01-01-1970 03:00 Siyasetin Cinsiyeti 01-01-1970 03:00 Covid Dili 01-01-1970 03:00 40’ında Bir Lotus 01-01-1970 03:00 O Bir KADIN! 01-01-1970 03:00 Neyin Projesi? 01-01-1970 03:00 Değişen Bir Şey Yok 01-01-1970 03:00 İnsan Harcamak 01-01-1970 03:00 Tek Gerçek DEMOKRASİ 01-01-1970 03:00 Sahte Hayatlar Maskeli Yüzler 01-01-1970 03:00 Her Yer Suç Mahalli 01-01-1970 03:00 Suç Var Ceza Yok 01-01-1970 03:00 1 Mayıs 01-01-1970 03:00 Suçlusunuz ! 01-01-1970 03:00 40’a Bir Kala 01-01-1970 03:00 Ölümün Kıyısında 01-01-1970 03:00 Ah Be Kadın! 01-01-1970 03:00 Kabuk 01-01-1970 03:00 Yürüme Koş 01-01-1970 03:00 Enerji Vampirleri 01-01-1970 03:00 Türkiye’de Kadın Olmak! 01-01-1970 03:00 Dokunmak İnsana ve Hayata 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00