Pandemi Sürecinde Okuma Yazma Eğitimi

 

Bugün itibariyle yılın ilk ara tatiline girdik. Bu yıl hiç bilmediğimiz, önceden ön göremediğimiz bir eğitim öğretim süreci yaşıyoruz. İlginç ve zor bir süreç. Sadece öğrenciler değil, bizlerde sürece dair plânlarımızı yaşayarak oluşturuyoruz.

 

Okuma yazma çalışmaları bu sürecin önemli bir parçası. Zamana dair alışılagelmiş planlamanın tamamen farklılaştığı bir dönem. Öğrenci, veli ve öğretmen üçgeninde kullanılan tüm yöntem, yaklaşım ve alışkanlıklar bu dönem yeni baştan oluşturuldu. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.  Buna rağmen sosyal medyada devasa zümrelerin oluşturulduğu sınıf guruplarında gördük ki özellikle ses verme hızında bir kesim süreci doğru yorumlama ve yürütebilme açısından geçmiş yıllarla aynı noktada. İyi ama ne Dünya ne de Türkiye aynı noktada değil. Sesleri verirken pandemi şartlarının okullardaki yansımasını göz ardı etmemek gerek. Haftanın 5 günü bütün öğrencilerin yüz yüze eğitim aldığı günlerde yapılan ses verme hızını bu dönem sürdürmek doğru bir tercih değildir. Bu hıza öğrencilerin tamamını geçelim, genelinin ayak uydurması beklenemez. Bu hıza ayak uydurmayıp okuma yazma öğrenemeyen, ya da çok geç öğrenip aradaki farkı okul hayatı boyunca omuzlarında hissedecek bir çocuğun vebali vardır. Hiçbir öğretmen bulunduğu çevrede en çok harf vermiş öğretmen olma sevdasına kapılmamalı, okuma yazma çalışmaları sırasında tüm sınıfı birlikte götürmeye çalışmalıdır. Sınıfın ortalama hızını en çabuk öğrenen gruba göre değil, en yavaş öğrenen grubu da baz alarak ortalama bir hız belirlemelidir. Bu dönemde göz ardı edilen çocuk daha sonra ya içine kapanmakta yâda çevresine karşı saldırgan, uzlaşmaz ve nefret dolu davranışlara yönelmektedir.  Okuma yazma eğitimi ilkokul birinci sınıfın her öğrenci için öncelikli akademik hedefi olduğu unutulmamalı, her birinci sınıf öğrencisi için bu dönem amacına uygun kullanılmalıdır. Bu dönemde sınıf ortalamasına göre daha yavaş öğrenen çocukların hevesi kırılmamalı, özgüveni yıkılmamalı, ilerde başka alanlarda yeteneklerini sergileme şansları bu dönemde ellerinden alınmamalıdır.

 

Ara tatil süresince birinci sınıf öğrencileri, oluşturulan metinlerle ailesi kontrolünde bol bol okuma ve dikte çalışması yapmalı, öğrendiklerini canlı tutmalıdır. İyi bir birinci sınıf öğretmeni, planladığı hıza sınıfının ayak uydurmasını isteyen değil, sınıfına uygun bir hızı belirleyendir. Başarı, sınıfında bir gurubu ne kadar kısa sürede okutmakla ilgili değil, bu süreci çocuk ve ailesi adına ne kadar keyifli, yıpratıcı olmadan, öğrenciyi soğutmadan, aileyi bezdirmeden götürmek ve bunu ileriki sınıflara taşıyabilmekle ilgilidir. Unutulmamalıdır; Kimi hızlı, kimi yavaş her çocuk öğrenir. Çocuğun hangi yolla öğreneceğini bulmak öğretmenin işinin bir parçasıdır. Eğer birinci sınıf için gelişimi normal seyrinde giden bir çocuk öğrenmiyorsa, doğru yöntem henüz bulunmamış demektir.

 

Tüm öğrencilerimize iyi tatiller dileriz.

 

Ümit DEVECİ
guncelegitim.com