Aslında seni buraya yazmayacaktım ama hepinize birden ulaşmak mümkün olmuyor. O yüzden böylesini uygun gördüm.

Evet, sen tam bir lahanasın. Buradaki sebze, öyle hıyar, badem gibi bir anlam içerdiğinden değil. Cidden lahanaya benzediğin için öylesin. Öylesine güvensiz, öylesine zayıf ve zavallısın ki kendini tıpkı lahana gibi birçok zırhın içine sarıyorsun. 

Öncelikli olarak kendini sevdirebilmek için rol yapmaya ihtiyacın var. Hemde öylesine iyisin ki bu konuda, hangi film kapalı gişe oynuyorsa, hemen bir rol çalıveriyorsun. Kendini güvenceye alabilmek için güçlüden yana olmalısın. Başka yol bilmiyorsun. Ağzında sürekli dini ifadeler. Çünkü sende çok iyi biliyorsun ki inancımız bizim kutsalımızdır. O ifadeleri kullanarak fikirlerinin tartışılmasını önlüyorsun. Cemaatler, tarikatlar bir başka zırhın. Oralarda boy göstererek isim yapmaya çalışıyorsun. Başka türlüsünü zaten bilmezsin. Amirlere yağcılık başka bir zırhın. Böylece aranı hoş tutacağını sanıyorsun. En çok güvendiğin ise iktidarlara hoş görünme çabaların. Hâlbuki senin pozisyonunu tanımlarken DEVLET memuru deniyor. 

İşte böyle canım kardeşim. Hani belli etmemeye çalışsan da içini kemiren o soru varya:"Bu insanlar, bizde bulamadıkları neyi bunlarda buluyor? Sorusu… Bizi saran kabuklarımız yok. İnsanlar bize bakınca sadece iki şey görür. Kişiliğimiz ve mesleki performansımız yüzden yıllar geçse de hep göründüğümüz gibi olduk. Başka türlüsünü de bilmiyoruz zaten. İşte bu seni rahatsız ediyor ve etmeye de devam edecek. O kadar çeşitli enstrümanı kullanıp çaldığın müzik bu kadar. Bizim ise bir sazımız birde sözümüz. 

Sakın beni yanlış anlama! Sana hak veriyorum. O zırhları tek tek atsan geriye küçücük bir şey kalacağının ben de farkındayım. Kalan o parçada bir işe yaramaz. Ancak turşusu olur. Sadece bildiğimizi bil istedim. Yine de sen beni dinle, gel vazgeç böyle matruşka gibi yaşayarak ömrünü heba etme. Aldığın eğitime, mesleki becerine güven. Eksik olduğun yönlerini gizlemek için güce tapınmayı, çeşitli gruplardan, cemaatlerden, siyasilerden medet ummayı bırak. Doğruya doğru de, yanlışa yanlış. Göstereceğin tavırda birilerini kızdırırsam, bedeli olursa, büyüklerimin kulağına giderse diye düşünme. Mesleki onurun, hakkın, doğrunun yanında dur. Yoksa gün gelir memleketinde çoluk çocuğa tecavüz ederler, ne diyeceğini bilemez, ne yapacağını şaşırırsın. Rüzgârı arkana alıp yürüsen, yorulmazsın, yolculuğun kolay olur ama o rüzgâr kesilirse öylece ortada kalıverirsin.

(Önemli Not: Yazdıklarımın gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Öyle bir izlenim uyanırsa sadece tesadüften ibarettir. Öylesine yazılmış bir yazıdır.

Ümit DEVECİ