4+4+4 sistemine geçilmesi ile birlikte bir dizi sorun baş gösterdi. Eğitim süreleri, okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzenlemeleri derken top yekûn değişikliğe uğradı. Değişim başlı başına sancılı bir süreç,  hele ki; milyonlarca öğrenci ve aileyi ilgilendiriyorsa etki alanı oldukça geniş bir değişimden söz ediyoruz demektir… Bahsetmek istediğim konuya gelecek olursak, örneklendirerek anlatmaya çalışacağım.

Örnek: Cumhuriyet ilköğretim okulu yeni sistem ile birlikte Cumhuriyet İlkokulu ve Cumhuriyet Ortaokulu diye ikiye ayrıldı. Pedagojik ve eğitimsel bakış açısıyla baktığımızda, okulların bu şekilde ikiye ayrılması faydalı bir uygulama olmuştur. Artık farklı iki bina da, birbirlerinden tamamen bağımsız iki okul oluşmuş oldu… Farklı yaş gruplarına ait çocuklar kendilerine uygun fiziksel ortamda kendi akranlarıyla eğitim öğretim almaya başladı ki doğrusu da budur.

Fakat pek çok okulumuzda ise okullar ikiye ayrılamadı. Öğrenciler; aynı binayı aynı sınıfları aynı bahçeyi aynı tuvaletleri kullanmaya devam etti… Sadece, artık okul girişinde yan yana yazılı 19 Mayıs İlkokulu/19 Mayıs Ortaokulu tabelası yer aldı. Okulların müdür yardımcıları farklı ama müdürü TEK bir kişi oldu. Bu okullarda artık her şey çift yapılmak zorunda... Okul aile birlikleri, Doküman Yönetim sistemi, TİF, TEFBİS, E okul, MEBBİS vs vs… Şimdi işin bir de iç yüzüne bakalım.

Lafı uzatmayayım… Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim… Bu şekilde aynı binayı paylaşan okullarımız devleti zarara uğratmaktadır.

Nasıl mı?

1- Üstte belirttiğim gibi,  okullarda yapılması gereken ve zorunlu olan uygulama ve sistemlerin ikişer kez yapılıyor olması hem iş yükü doğurmakta hem de ciddi anlamda bir israf oluşturmaktadır… Mesela İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden çıkan en basit bir resmi yazı aynı bina da hatta aynı oda da bulunan iki müdür yardımcısının önüne geliyor. Burada boşa harcanan zaman, emek ve personel gücü söz konusu…

2- Okul aile birliği, öğretmenler kurulu, disiplin vb onlarca kurul her iki okul için aynı binada olmasına rağmen ayrı ayrı yapılmak zorundadır… Yine emek, zaman ve enerji kaybı…

3- MEB Norm Kadro Yönetmeliğine göre ilkokullarda 100 den fazla öğrencisi olan okula 1 müdür yardımcılığı, ortaokullarda ise 501 öğrenciye kadar 1 müdür yardımcısı verilebilmektedir. Şöyle düşünün 100 öğrencili bir ilkokula bir müdür yardımcısı verilirken aynı binayı paylaşan ve yine 100 öğrencili ortaokula da bir müdür yardımcısı normu tahsis ediliyor. Yani aynı binayı paylaşan bu okulda toplam 200 öğrenciye 2 müdür yardımcısı verilmiş oluyor. Çok gereksiz…

4- Başka bir durum: Aynı binayı paylaşan ilkokula 1 İngilizce öğretmeni atanırken, ikişer şubeden oluşan ortaokula 2 İngilizce öğretmeni atanıyor. Ders yüküne baktığımızda ortaokuldaki İngilizce dersleri ancak ortaokul İngilizce öğretmenlerinin maaş karşılığını karşılayabilecek kadardır. Peki ya İlkokul İngilizce öğretmeni… O çoğu zaman maaş karşılığını bile dolduramaz durumdadır.Hele bir de bu aynı binayı paylaşan okullar bağımsız bölge okulu ise bu maaş karşılığını dolduramayan öğretmeni farklı bir yere de görevlendiremezsiniz.Alın size personelini doğru kullanamama ve devleti zarara uğratma durumu…Çoğu okulda ( bağımsız bölge okulu kapsamında ve aynı binayı paylaşan) ilkokul normundaki İngilizce öğretmeninin 7 -8 -9 -10 saat gibi dersi bulunmaktadır.Yani 4 haftadan hesap edecek olursak ayda ortalama toplam 30 saat dersi olan bu öğretmenlere bir tam maaş verilmektedir…İlkokullarda normu bulunan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni için de aynı durum söz konusu…Bu elbette oraya atanan öğretmenin hatası ya da suçu değildir ama ortada net bir sıkıntı olduğu aşikârdır.

Okulların  ilk ve ortaokul olarak ayrılma  gerekçeleri ne kadar doğru ve yerindeyse  aynı binayı paylaşma zorunluluğunda olan okulların sadece  tabela olarak ayrılması da bir o kadar yanlıştır.Bina yetersizliği ya da yeni bina yapmanın  ciddi külfet doğuracağı okullarda  eğitim  öğretim aynı binada aynı isim adı altında yapılmalıdır…Yönetmeliklerde yapılacak düzenlemeler  ile  bu tarz okullar eskisi gibi yine İLKÖĞRETİM OKULU adı altında devam etmelidir.Böylelikle öğrenci sayısı ve ders yüküne  göre yeterli sayıda idareci ve öğretmene sahip olunarak  ciddi bir  kazanç sağlanmış olacaktır.İleride  imkanlar el verir ve farklı binalara sahip olma durumu söz konusu olursa tabi ki ilk ve ortaokul olarak ayrılması makul olandır.

Biz zengin bir ülke değiliz… Kaynaklarımızı bu denli israf etmeye hakkımız yok. Bakanlığımızın bu duruma bir çözüm üretmesi gerekir
Saygılarımla…

Murat Mehmet GÜLER
Eğitimci –Yazar
egitimciyazar45@gmail.com