Toplumumuzda ki  memur algısı  şudur ; “Kadrolu ol, devlete kapağı at, sırtını devlete daya tamamdır”...Yine benzer bir algı da ; “Sallabaşını al maaşını! Anlayışıdır”…Her ne kadar artık  pek  çok memur işini özümseyip, sonuna kadar elinden geleni yapsa da ne yazık ki binde bir denecek sayıda ki  memur nedeniyle  oluşmuş bu algılar yenilemiyor…

Peki, bu olumsuz düşüncelerin önüne  geçebilmek için MEB ne yapıyor? Olumlu adımlar  söz konusu… Takdir etmek lazım.

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Genel Müdürü Sayın Semih Aktekin’e göre ; “ Sistem içerisindeki  mevcut bir milyon öğretmenin niteliğini arttırmak bakanlığımızın  öncelikli hedefidir. Fakat bu kaliteyi arttırmak  için somut, ölçülebilir, gözlenebilir ölçütler gerekiyor”…

Yine Sayın Semih Aktekin ‘e göre ; “ Performans değerlendirme  süreci bir cezalandırma aracı olarak değil, ödüllendirme ve  teşvik mekanizması olarak işleyecek”…

Sayın MEB Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin 12.06.217 tarihinde ; “Bir aksilik olmazsa önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren hizmet içi eğitim mekanizmasını, sürecini daha akademik biçimde planlayan, öncesinde öğretmen arkadaşlarımızın neye ihtiyaç duyduğunu tespit edecek ve ardından bu eğitim sürecini yönetecek bir öğretmen akademisi kavramı ve kurumu üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki yıl, öğretmen akademileri çok farklı kategorilerde çok farklı isimlerle beraber kurumsallaşmış olacak. Hizmet içi eğitimleri bu anlamda ciddi bir revizyondan geçirmiş olacağız. Öğretmen akademilerinde, öğretmenlerin kendilerini geliştirmek istedikleri alanlara yönelik taleplerini karşılamaya dönük bir planlamanın yapılmasını sağlayacağız” dedi

Anlayacağınız  öğretmenlik mesleği adına yerleşmiş  durumda olan olumsuz algıları yok etmek   ve eğitim sistemimizdeki kaliteyi arttırmak adına  bakanlık hızla çalışmaktadır.

Peki, bir de madalyonun  diğer  yüzüne bakalım…

Binlerce  kadrolu öğretmen; kendisini geliştirip, daha  mutlu daha  verimli olmak adına,  maddi manevi onca zorluğa göğüs gererek İKİNCİ ÜNİVERSİTE  DİPLOMASI ‘nı aldı… Yanlış anlaşılmasın kadroluyken; SALLABAŞINI AL MAAŞINI demediler, eski adıyla  ÖSS  yeni adıyla YGS ve LYS sınavlarına girip koskoca  4 yıllarını daha harcayıp bakanlığın karşısına donanımlı  şekilde  çıktılar. Atama bekleyen gençler ne eziyet çektiyse bu arkadaşlar kadrolu devlet memuruyken aynı eziyetleri çekerek ikinci diploma sahi oldular. Aslına bakarsanız  ödüllendirilesi öğretmen grubundadırlar…

İkinci üniversite  diplomasına sahip bu öğretmenler 4 yıldır yönetmelikte var olan ama bir türlü uygulanmayan alan değişikliği hakkını  istemektedirler.

Mesela bir okulumuzda norm fazlası sınıf  öğretmeni var, yine aynı okulda  ise İngilizce öğretmeni olmadığından derslere ücretli  öğretmen  girmekte… Bu okuldaki bir sınıf  öğretmeni gecesini gündüzüne katıp İKİNCİ  ÜNİVERSİTE olarak İngilizce  öğretmenliği diplomasını alıyor, fakat alan değiştiremiyor… Bu iş de bir yanlışlık yok mu  sizce de? Personel rejimi açısından da baksanız, pedagojik   açıdan da baksanız bir anlamsızlık  söz konusu…

Yönetmeliğe aynen bağlı kalınarak alan değişikliği yapılmalıdır. Yapılacak bu alan değişikliği ile hem  kendini geliştiren öğretmenler  ödüllendirilmiş olacak  hem de norm fazlası öğretmen sorunu bir nebze azaltılmış olacaktır…

Ayrıca yapılacak alan değişikliğinin atama bekleyenlere hiçbir olumsuz etkisi olmayacak, bir norm dolarken başka bir alandan da bir norm açılacak. Diyorsanız ki düşük KPSS puanı ile atanılmış bir alandan yüksek KPSS puanı ile atanılan alanlara alan değişikliği yapılmak isteniyor bu haksızlık! Bakanlık da bu konuda sizle hem fikirse getirirsiniz bir KPSS alt limit puan kıstasını, geçilmek istenilen branşın en son atanılan KPSS puanından az olmamak şartı dersiniz olur biter…

Bakanlığın; öğretmenlerini  sürekli ve  planlı bir  şekilde geliştirme  politikasına en büyük katkıyı, üstelik tamamen   idealistlikleri sayesinde okudukları  İKİNCİ ÜNİVERSİTELER  ile sağlayan bu  öğretmenleri  görmezden  gelip gelmeyeceğini yakın zamanda göreceğiz…      

Dileğim şu dur  ki; laf olsun  diye çıkarılmamış olan yönetmeliğe tamamen bağlı  şekilde ve tüm normların  açık gösterileceği  şekilde  bir alan değişikliğine gidilmesidir…

İkinci  üniversite bitirip diplomasını alan da,   eğitimini alıp mezun olduğu alan gerek dönmek  isteyen de, diploması birden fazla alana kaynaklık eden  öğretmen de yeni yıl ile birlikte mutlu olsun… Dahası  personelini doğru ve yerinde kullanarak doğru bir adım atmış olacak bakanlık da takdirleri toplayıp, eğitim sistemimizdeki bir sorunu daha ortadan kaldırmış olsun…

Bakanlığımızdaki pozitif gelişmelere bir  yenisinin daha  eklenmesi ve artık alan değişikliğinin eskiden olduğu gibi rutin bir takvime bağlaması dileğiyle…

 

Murat Mehmet GÜLER
Eğitimci-Yazar