Dün derslerde teknoloji bağımlılığının zararlarından bahsederken, okul girişlerinde öğrencilerin ellerinden akıllı telefonlarını toplarken, evde televizyon dahi izlemiyor olmakla övünüyorken dahası çocuğumuzun eline tablet, bilgisayar vermemekle iftihar ederken, bugün çocuklarımızı saatlerce televizyon, bilgisayar başında bırakmak mecburiyetinde kaldık.

Şüphesiz buna bir süre daha bu şekilde devam etmek mecburiyetinde kalacağız. Ancak bu toplum eğitim sisteminde bundan daha büyük sorunlar ile karşılaştı ve üstesinden gelebildi. Şu anda yapılan bazı uygulamaların yetersiz kaldığı, eksiklerinin olduğu apaçık. Bu şekil bir krizde eğitim sistemimizde neyin işe yaradığını neyin yaramadığını görmek, bence, önümüzdeki yıllarda ve buna benzer süreçlerde yapılacak çalışmalarda ve alınacak tedbirlerde etkili bir temel olacaktır.

Hiç kimse eğitim sistemimizin önceden sahip olduğu şekliyle devam etmesini beklememeli. Yeniden eski günlere dönmek, sınıflarda toplanmak ve mesafesiz eğitim günlerine dönebilmek hepimizin beklentisi. Ancak değişimin ve yenilenmenin gerekliliğinin de kaçınılmaz bir gerçek ve zorunluluk olduğu unutulmamalı. Bunu en kısa zamanda yeni eğitim sistemimizde başaramazsak insanların bu yeni sisteme olan inancı derinden sarsılabilir.

Teknolojiyi mevcut durumda eğitimi yeniden şekillendirmede ve kontrol altında tutmada kullanabilmeliyiz. Online eğitim ve Eba bilişim ağı üzerinden bu kontrolü sağlamak ve eğitim sistemimizi genişletmek tek yolumuz. Tüm yaşananlar sonrası, sosyal mesafe düzeninin kaldırıldığı günlere gelindiğinde muhtemeldir ki eğitim kurumları eskiye nazaran daha az önemli bir hale gelecek. İlköğretim çağındaki öğrenciler için bu kurumlara olan ihtiyaç elbette ki aynı önemini taşıyacaktır. Ancak yüksek öğrenim ve ortaöğretim sonrası alınan kurs sisteminde daha az gerekli bir hale gelmeli. Bilgiye nasıl ve doğru şekilde ulaşılabilineceğini öğrenen birey bundan sonraki süreçte online olarak her yerde ve en kaliteli eğitimcilere, kaynaklara ulaşabilmeli. Gelecekte mekan ve kurum isminin ön planda olduğu yükseköğretim kurumlarının daha az öneme sahip olması kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle üniversiteler online eğitim seçeneğine olduğundan daha fazla önem vermeli. Etkileşimli eğitimin sunduğu tek seçeneklilikten de uzaklaşılarak farklı yerlerdeki bilgiye ulaşabilme imkanı da verilmelidir öğrenciye. Bu ilerde bize en etkili ders içeriklerine online olarak istediğimiz zaman ulaşabilme imkanı verebilecek.

TV başında eğitim-öğretimine devam eden çocuklarımıza yeniden gelecek olursak sosyalleşmenin ve sosyal bir ortamda etkileşimli olarak alınan eğitimin, eğitim kurumlarının gerekliliği ve önemi, televizyon başında evlerden çıkmayarak eğitimini devam ettirmeye çalışan öğrenci velilerimizce anlaşıldı. Bundan sonraki süreçte çocuklarımızın eğitimde daha faal yer alarak sürecin uzaktan seyircisi olmaktan çıkıp sürece aktif bir şekilde dahil olabilmelidirler. Bunu da ancak okulda işlenen konulara ve oradaki süreçten haberdar olarak yapabilirler. EBA'nın önceki süreçten daha aktif kullanılabilmesi gerekliliği burada bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Peki Eba bilişim ağı bunun için yeterli mi? Bunun doğru olduğunu söylememiz yapılan ve giderilmeyen yanlış ve eksikliklerin tekrarlanmasından başka bir işe yaramaz. Bu nedenle online sisteme daha aktif bir şekilde tüm öğretmen ve kurumlarca dahil olabilmeliyiz. Okullarımız online eğitim sistemleri ile tüm kullanıcılarına seçenek yaratabilmelidir. Canlı dersler, ders tekrarları için önceden hazırlanmış video dersler hem konulardan geri kalınmasının önüne geçecek, hem de herhangi bir sebepten dolayı kısmen veya uzunca bir süre katılım sağlayamayan öğretmen ve öğrencilerin eksikliğine ve ihtiyaçlarına çözüm olacaktır. Neden düz bir lisede ya da köy okulunda okuyan öğrenci ildeki en iyi fen lisesi ya da Anadolu lisesindeki eğitimden online da olsa faydalanamasın.  Her fırsatta dilimizden düşmeyen fırsat eşitliğinden bunca teknolojiye ve yapılabilecek fırsat olmasına rağmen neden uzağız, neden çocuklarımızı mahrum bırakıyoruz. Bilgi her açıdan herkes için ulaşılabilir olmalıdır. İlk bakışta ütopik gelse de okulların teknik alt yapılarının güçlendirilip, her okuldaki öğretmenin katılımı istenip, burada gönüllülük de esas kabul edilerek teşvik edici unsurlar ile online bir alternatif oluşturulabilir.  Bu online dersler gerekli görüldüğünde güncellenmeye de açık olmalı ve yenilenmelidir. Bu şekilde okullarda oluşturulacak bilişim atölyeleri bu sistemi kullanmaya daha elverişli hale getirilip yaz kış kullanıma açık olarak öğrencilerimizin hizmetine sunulabilmeli. Evinde TV ve interneti olmayan, cebinde telefonu olmayan, olsa da kontör yükleyemeyen binlerce öğrencimiz olduğunu biliyoruz. Bu alt yapıya öğrenci bilgileri ile internet ücreti gerektirmeden erişim sağlanması ya da kotasının olması da öğrencilerimiz için kolaylık ve fırsat eşitliği sağlayacaktır. Kışın kardan dolayı haftalarca açılmayan, öğretmen eksikliğinin olduğu ve buna benzer sayabileceğimiz pek çok olumsuzluğun bu şekil hazırlanan bir alternatif sistem ile önüne geçilebilinir. Yazın boş durmak istemeyen yada eksiklerini gidermek isteyen öğrencilerimiz için de ihtiyaç duyulan bir sistem. Bunu tabi ki bilişim ağlarına ulaşması mümkün olmayan ve ulaşabileceği tek yerin okul olduğu daha kırsal kesimdeki okullar için konuşabiliriz.  Ek olarak bu sayede sınıf tekrarı yapmak istemeyen öğrencilere yaz okulu şeklinde online olarak ders almaları da sağlanıp tekrardan sınav hakkı verilebilir.

Ayrıca Eba öğretmen sitemi öğretmenin kullanımına daha açık hale getirilerek ki burada kastettiğim şey ebada öğretmenin günlük ders kazanımını girebildiği, ders içerisinde yaptığı faaliyetleri paylaşabildiği, yıllık planda dahil tüm plan ve hedeflerinin yer aldığı, öğretmen, öğrenci ve idarecilerin konumlarının gerektirdiği bilgilere rahatlıkla ulaşım sağlayabildiği, geniş bir online öğretmen portfolyosunun da zamanla oluştuğu, gereksiz evrak masrafının da önüne geçildiği hızlı, ulaşılabilir ve takip edilebilir modern ve çağdaş bir sistem. Hatta bu uygulanacak yeni sistem üniversitelerde bir eğitimciden yapması beklenenler arasına da eklenmelidir. Tüm bu yaşananların ışığında bugün bunları konuşabiliyor, tartışabiliyor olmamız, değişime olan gerekliliğimizin fark edilmesi, eğitimcilerin yaşadıkları zorlukların görülmesi, sistemin yenilenmesinin gerekliliği bu salgının belki de tek doğru kabul edilebiliri.

Sağlık sistemimizin ve çalışanlarımızın ne derece mühim ve önemli olduğunun bir kez daha görüldüğü bu zorlu günlerde, unutulmamalı ki eğitimin ve bu sistemin sağlamlığı ile bu duruma gelinebilindi. Sağlık sisteminin işleyebiliyor olması, ya da yarın karşılaşabileceğimiz başka bir kriz durumunda gerektiği gibi doğru bir şekilde müdahale edeceklerin var olmasını eğitim ve etkili bir sistem ile sağlayabiliriz. Buda bize bir kez daha gösteriyor ki eğitim sistemimiz ne kadar güçlü, gelişmiş, modern, çağın ihtiyaçlarına ve gerekliliklerine cevap verebilir bir yapıda olursa karşılaşılan problemlere karşıda o denli güçlü dayanabiliriz. Meslek liselerimizin önemi de burada bir kez daha karşımıza çıkıyor. O da bir dahaki yazımızın konusu olsun.

Ömer DİNLER
guncelegitim.com