Yeni kararlar ışığında okulları açmaya hazırlandığımız bu günlerde tüm eğitim camiasında hummalı bir çalışma hakim. Bunlarında başında hiç şüphesiz milli eğitim bakanlığı geliyor. Salgın sebebiyle yüz yüze eğitime ara verdiğimiz günler yavaş yavaş son bulacak.  Ancak dünyada birçok ülke yüz yüze eğitime geçeli baya oldu. Hatta bazı ülkeler Tayvan gibi, okulları bile tatil etmemişti.  Burada efendim bizler çok geç kaldık, açmalıydık, kapamamalıydık demiyorum. Sonuçta sağlık kurulu kararlarına göre hareket edilmekte. Ama süreci bizden önde götüren örneklerden de şüphesiz faydalanmakta fayda var. Yapılan yeni uygulamalar, alınan önlemler gibi sürece faydalı olabilecek her türlü gelişmeye açık olunmalı, yakından takip edilmeli. Eldekiler ile yetinilmemeli.  

Eğitim müfredatında yapılan yenilikler, yeniden dizayn edilen sınıflar, okul binaları, okul bahçeleri, teneffüsler gibi bu alanda alınan tüm yeni kararlar, bizleri bekleyen yeni düzen bu aşamada son derece önemli. Ancak bunları uygulamak ve benimsemek asıl üzerinde durulması gereken mevzu. Aksi takdirde başa sarmak işten bile değil. Yeni normale alışmak ve süreci sağlıklı atlatabilmek için biz öğretmenlere çok büyük görevler düşmekte. Maalesef doktorların, bilim uzmanlarının, emniyet güçlerinin onca uyarı ve yaptırımlarına rağmen toplum hale salgına karşı istenilen hassasiyetten uzak.  Okulda yapacağımız en önemli ders de şüphesiz bu olacaktır.

Bu dönemde salgına karşı ülkelerin ve ülkemizin aldığı önlemleri ve nasıl stratejiler izlendiğini, hareket ettiğini, virüsün yapısını ve etkisi gibi konuları, her kademeye seviyesine uygun bir şekilde gerektiği gibi vermeliyiz. Bu gerçek artık hayatımızda ve ilerde de farklı versiyonları ile karşılaşılması muhtemel olduğu için bilimsel veriler ile tüm öğrencilerimiz ve bizler konunun uzmanı haline gelmeliyiz.  

Toplumda en fazla korkulan şeyin, salgının ne yazık ki ülfet haline geldiğini her gün daha sert bir şekilde görmekteyiz. Günlük paylaşılan hasta ve vefat sayıları artık bir rakamdan ibaret. Yapılan uyarılar ve alınması gereken önlemler korkutuculuğunu ve etkisini çoktan yitirmiş durumda.  Herkesin dilinde hastalığı fark etmeden geçirmiş olduğu muhabbeti dönmekte. Eminim sizlerde en az bir kere bu sohbete şahit olmuşsunuzdur. İtiraf etmeliyim ki kendimde bu rahatlığı yaşamış, falanca tarihte atlatmış olabilirimi defalarca arkadaş sohbetlerinde dile getirmişimdir. İşin rengi virüse sahiden yakalanınca değişti benim içinde. Kesinlikle daha önceden bu şekilde hastalanmamıştım. Bu semptomları göstermemiştim. Yine bağışıklığı kuvvetli biri olarak sağlık çalışanlarının belirttiği üzere yeni vakalardaki %60 hasta gibi hastalığı ayakta atlattım. Ancak kesinlikle daha önceden atlatmadım. Eğer yakalanırsanız kesinlikle kendini fark ettiren bir hastalık olduğunu belirtmek isterim arkadaşlar. Kabadayılığa da hiç gelen bir hastalık değil. Fark ettirmeden de kesinlikle gitmiyor. O nedenle herkesin gerekli hassasiyeti göstermesini, maske takmasını, gerekmedikçe kalabalık ortamlardan kaçınmasını ve temizliğine dikkat etmesini şiddetle tavsiye ediyorum. İlerde kendinizden başka acaba kimlere bulaştırdım dememek için de ilk belirtide test yapmayı ihmal etmeyin.  Bu noktada metropollerde işlerin daha yoğun işlediğini duymaktayız ancak küçük yerlerde daha sağlıklı bir hizmet aldığımı yaşamış bir olarak belirtmek isterim. Erzurum sağlık çalışanlarına ve sağlık bakanlığındaki yetkililere süreç içerisinde göstermiş oldukları ilgi alaka için buradan sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Altı saat gibi bir sürede test sonucumu bildirdikleri, gerekli tedaviyi kapımda yaptıkları, düzenli olarak takip ettikleri için hepsine minnettarım. Hiç usanmadan bilgilendirme yaptıkları ve sakinleştirdikleri içinde ayrıca teşekkür ederim. Umarım virüsün yayılmasını önleyerek hakkınızı ödeyebilir ve toplum olarak çabalarınızı boşa çıkarmayız.

Ömer Dinler
Guncelegitim.com