"Büyüklerin hepsi birer çocuktu, ama onların çok azı bunu hatırlar." ( Antoine de Saint-Exupery)

DÜNYANIN İLK KİTAP MÜZESİ "KÜÇÜK PRENS KİTAP MÜZESİ" ÜZERİNE KURUCUSU YAZAR/EĞİTİMCİ ALİ LİDAR İLE KEYİFLİ BİR SOHBET...

Dünyada binlerce müze var, arkeoloji müzeleri, sanat müzeleri, doğa tarihi, etnografya, jeoloji, coğrafya, müzik, sanayi, ulusal ve yöresel müzeler hatta oyuncak müzeleri. Çeşit çeşit. Her biride birbirinden güzel, değerli ve gerekli. Çeşitleri ve içerikleri saymakla bitmez. Osman Hamdi ile ülkemizde başlayan bu serüven bugün çok güzel bir noktada. Zaten bir açık hava müzesi olma özelliği taşıyan ülkemiz dünyaya müze çeşitliği açısından da örnek ve orijinal yeni seçenekler sunmakta. Bunun en güzel örneği hiç şüphesiz yakın zamanda karşılaştığımız , bir benzeri daha olmayan ilginç bir müze, Eskişehir Anadolu Lisesi Küçük Prens Kitap Müzesi. Bizlerde bu zor zamanlarda içimizi ısıtan bu habere kayıtsız kalamadık ve kurulma hikayesini, içeriğini hem merak ettik, hem de sizlere duyurmak istedik. Eskişehir'e Ali Lidar ve Müzenin yolunu tutup, kapılarını çalıp demli çay eşliğinde güzel bir röportaj yaptık demek isterdim lakin salgından ötürü Ali Hocam 'Maskeni tak, otur oturduğun yerde kardeşim , virüs var salgın kol geziyor, telefon diye bir şey var.Büyük açılışa gelirsin artık.' deyince bizde geçtik bilgisayar başına uzaktan uzaktan pek samimi bir röportaj yaptık sizler için.

Ali Hocam öncelikle merhabalar, kırmayıp röportajı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Nasılsınız?

Ne demek Hocam , biz teşekkür ederiz. Şükür iyiyiz, sizlerde iyisiniz umarım.

Sağolun Hocam bizlerde çok iyiyiz, çok daha önceden planlamıştık bu röportajı aslında bir türlü denk gelemedik. Ben müsaadeniz ile sorularıma geçmek isterim hemen.

Tabi Hocam dinliyorum.

 

Öncelikle içlerinde benimde olduğum büyük bir kitle sizin gerçekte küçük prens olduğunuza inanıyoruz. İtiraf etmek için güzel bir zaman olabilir belki Ali Hocam. Söyleyin küçük prens gerçekte siz misiniz?

Estağfurullah teşekkür ederim. Hani böyle bir şey duymak fazlasıyla onur verici. Ancak tabiki değilim. Küçük Prens bir ideal. Farklılığın, masumiyetin, güvenin bir araya geldiği bir ideal. Dolayısıyla gerçek olamayacak kadar temiz bir karakter Küçük Prens, gerçek olamayacak kadar saf ve masum bir karakter. Ama onunla birlikte anılmak bile onur verici, teşekkür ederim. Ama ben gerçeğim yani, Ali Lidar'ım, felsefe öğretmeniyim. Yani herhangi bir gerçeklikte Küçük Prens olabileceğimi zannetmiyorum.

 

Ali Hocam daha öncede birçok söyleşinize katılma ve dinleme olanağım oldu. Sormadan edemeyeceğim. Gerçi kitabı defalarca okuyan biri olarak bu sorunun cevabını tahmin ediyorum ama ben birde sizden duymak istiyorum. Neden Küçük Prens ? Bu kitabı önemsemenizin sebebi vermiş olduğu felsefi mesajlar mı? Küçük Prense aynı zamanda bir felsefe kitabıdır da diyebilir miyiz?

Tabi tabi, yani Küçük Prensi bu kadar değerli kılan zaten çocuklarında rahatlıkla okuyabileceği ama bence asla bir çocuk kitabı da olmayan, verdiği mesajı yetişkinlere veren bir kitap Küçük Prens. Asıl derdi yetişkinlerle olan , mesajını onlara veren bir kitap. Bu ikisini bir arada tutmaktan çok uzak. Çünkü çocuk edebiyatı çok farklı bir alan, yetişkin edebiyatı çok farklı bir alandır. Çok az kitap bu sınırı kaldırabilir. Küçük Prens bikere bu sınırın kaldırıldığı bir kitap. Verdiği felsefi mesajlar ve evrensel mesajlar çok kıymetli. Dostluk, büyüdükçe yitirdiğimiz şeylerin farkına varılması, bunun gibi çok fazla benzer mesajlar verir. Tabi yazıldığı dönem koşullarını da bilmek lazım. İkinci Dünya savaşı yılları, insanlık pek çok noktada umutsuz halde. Bu karamsar hava aslında her yerde görülüyor. Edebiyatta varoluşlar mesela hakim. Böyle bir ortamda bir taraftan evet yetişkinlere mesajlar veriyor ama bir taraftan da umut vadeden bir tarafı var Küçük Prensin. Yazıldığından beri tüm dünyada fark edildiği için, 1945 yılından itibaren Küçük Prens hep çok okundu, konuşuldu. En çok dile çevrilen, baskı yapan kitap oldu. Bunların hepsi kitabın değeri ile ilgili. Buna yaklaşan ikinci bir kitap yok.

 

Hem bir çocuk kitabı gibi ama aslında bir çocuk kitabı da değil dediniz. Acaba içimizdeki çocuğa mı hitap ediyor Küçük Prens?

Evet aslında, sonuçta ne kadar büyürsek büyüyelim içimizde ki çocuk bir tarafta duruyor. Muhatabı kesinlikle içimizde ki o çocuk.

Hocam müzeye geri dönecek olursak, nerden çıktı bu fikir? Bildiğim kadarıyla bir kitap üzerine kurulan ilk müze olma özelliğini de taşıyor. Haliyle bu alanda ilk örneğini vermiş oluyorsunuz.

Şöyle, bende bu alanda kurulan ilk müze olduğunu biliyorum. Mesela masumiyet müzesi var Orhan Pamuğun kurduğu ama o bir kitabın baskılarından ziyade kitap ile alakalı objelerin olduğu bir müze. Bir kitabın farklı dillerde ki baskılarının olduğu benim bildiğim tek müze. Başka örneği yok. Dünya da başka kitaplar üzerine bu şekil bir müze olabilir ama Küçük Prens üzerine yok. Küçük Prens temalı müzeler var hani oyuncakların, bibloların olduğu ancak Küçük Prens Kitabının farklı baskılarının olduğu ben ikinci bir müzeye rastlamadım.

Aşağı yukarı 10 yıldır, Küçük Prens koleksiyonu yapmaya başlayalı, Türkçe ve yabancı baskılarını biriktiriyorum. Sonra başka arkadaşlarında bu tür bir koleksiyon yaptıklarını öğrendim. Onlarla tanıştık işte, Mehmet SOBACI VE Yıldıray LİSE özellikle çok önemlidir. Onlarla geçtiğimiz yıllarda birkaç farklı sergi açmıştık İstanbul'da, Ankara'da. Ama o zamanlarda aklımızda her daim vardı kalıcı bir mekanda bunları sürekli sergilenir kılmak. Çünkü sergi açıyorsunuz bir süre sonra kapatmak durumunda kalıyorsunuz.

Peki insanların bu sergi sürecine ilgisi nasıldı? Türkiye'de insanlar Küçük Prensi tanıyor mu?

Tabii ki ilgi çok vardı. Çok okunduğunu biliyoruz tabii. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en çok satan kitaplar arasında. Sergilerimizin hepsi de çok rağbet gördü. Zaten bizi müze noktasında motive eden de buydu. Sergilerde gösterilen bu alaka bizi böyle bir mekan kurmaya itti. Eskişehir Anadolu Lisesinin eski bir lojman binası vardı. Burayı kullanabileceğimizi düşündük. Sağ olsunlar okul müdürümüz ve milli eğitim müdürümüz de bizlere müsaade ettiler binayı kullanım izni aldık, sonra işte tadilat, mobilya masraflar vs. için izinli bir şekilde bağış kampanyası başlattık. Bu bağış kampanyamıza okullarımız, veliler, öğrenciler tüm destekçilerimiz bağış yaptılar. Tüm bu paralar ile müzemiz imece usulü bugünkü haline geldi.

Bağış kampanyamız devam ediyor mu peki? Okuyucularımız bağış yapmak istedikleri takdirde nasıl ulaştırabilirler?

Bağış kampanyamıza pandemiden dolayı ara verdik. Çünkü biz müzeyi açtık artık. Şu süreçte çok fazla da ziyaretçi alamadığımız için fazla masrafımızda olmuyor. Ama müze açıldığı zaman içerisinde de bağış kutumuz var, gerekli olduğu zamanda zaten usulünce destekçilerimizden bağış isteriz. Ama şu süreçte yok. Bizler müzeyi ziyaretçilerine hazır bir hale getirdik. Pandeminin bitmesini kullanıma geçmesini bekliyoruz.

Açılış ile alakalı da sanırım bir aksama oldu?

Evet 2020 Mart ayında biz açılış yapmayı planlıyorduk ancak pandemi patlak verince, okullar kapanınca yapamadık. Dolayısıyla okulların açılmasını bekliyoruz.

Şu an müze ziyaretçi kabul ediyor mu?

Evet , çok kalabalık gruplar alamıyoruz ama ben sürekli okuldayım zaten. Ziyaretçiler olduğu takdirde ben eşlik ederek müzeyi gezdiriyorum.

Peki Küçük Prens Müzesi ilerde Küçük Prens Araştırma Enstitüsü gibi bir şeye döner mi acaba? Yoksa olması planlanan şey tamamen bu muydu?

Tabi bunu bilemiyorum. Bunlar biraz daha resmi ve ileri boyutlu işler. Biz bir müze kurmak istedik kurduk. Ama burada yalnızca kitap sergilemeyeceğiz. Yapmayı planladığımız bir takım etkinliklerde var.Film gösterimleri , masal atölyeleri, çocuklar ile Küçük Prense ve masallara dair bir takım etkinlikler planlıyoruz. Tabi bunlar planlama aşamasında. Okullar açılmadığı ve çocuklar ile yüz yüze gelemediğimiz için gerçekleştirebilmiş değiliz. Ama burayı sadece kitap sergilenen soğuk bir müze olarak kullanmayı düşünmüyoruz.

Ülkemizde denenmemiş bir şeyi yapmanın zorlukları bir hayli yüksek, sizde bunu başardınız. Zor olmadı mı? Sonuçta bina bulamak, gerekli izinlerin alınması!

Aslında bizler bu konuda çok şanslıydık. Projeyi anlattığımızda ve yer olarak istediğimiz mekanı söyledikten yaklaşık 1 dakika sonra milli eğitim müdürü projeyi onaylamıştı. Doğru projeyi doğru aktarmakla alakalı sanırım. Bu noktada anlayışlı idareciler ile muhatap olmakta tabi çok önemli. Sağ olsunlar gerek okul müdürümüz, gerekse de il milli eğitim müdürümüz anlattığımız an itibariyle projeye inandılar. Bina tahsisi noktasında da bir sıkıntı yaşamadık.

 

Bizlerde buradan bir kez daha teşekkürlerimizi iletmiş olalım kendilerine. Müzenin içeriğinden biraz daha bahsedelim mi Hocam.

Müzemizde 340 farklı dil ve lehçede Küçük Prens kitabı var.

Türkçe ilk baskılardan günümüze hemen hemen tüm baskılar var.

1953 yılı basımı ilk Türkçe baskıları: Küçük Prens Türkçede ilk olarak 1953 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu yayını olan Çocuk ve Yuva Dergisi’nde Ahmet Muhip Dıranas çevirisi ile tefrika edildi. Derginin ilk sayısında başlayan ve 1954 yılındaki 3. sayısında tamamlanan bu tefrikada kitabın tamamı çizimleriyle birlikte yer aldı. 1953 yılında Hüsnütabiat Matbaası (Çeviren: Salih S. Uygur) ve Doğan Kardeş Yayınları (Çeviren: Ayşe Nur müstearıyla Azra Erhat) kitabın ayrı ayrı baskılarını yaptılar.

Exupery ve Küçük Prens hakkında yazılmış dergiler ve kitaplar var.

Küçük Prens Resimli Ansiklopedisi: Küçük Prens ile ilgili her türlü bilgi ve belgenin yer aldığı resimli ansiklopedi.

Antoine de Saint-Exupery “Dessins – Çizimler” kitabı: Exupery’nin çocukluğundan itibaren tüm çizimlerinin yer aldığı kitap.

Türkçe ve çevremizdeki diller bölümlerinde Anadolu ve yakın çevremizdeki diller sergileniyor.

Avrupa, Asya, Afrika, Amerika ve Okyanusya dilleri farklı bölümlerde sergileniyor.

Farklı çizimlerde kitaplar: Korece, İspanyolca, Rusça, Brezilya Portekizcesi, Çince, Kafkas ve Balkan dillerinde basılan kitaplar.

Üç boyutlu Küçük Prens kitapları (mini ve büyük boy)

Carousel (yıldız) Küçük Prens kitapları (mini ve büyük boy)

Dünyanın farklı dillerinde basılmış, en küçüğü 20×16 mm boyutunda olan mini boy Küçük Prens kitapları bölümü var.

Mors alfabesiyle basılmış Fransızca ve İtalyanca - Brianza lehçesinde kitaplar.

Otizmliler için özel bir alfabeyle hazırlanmış İtalyanca kitap.

Fransızca ayna görüntüsü baskısı Küçük Prens: Sadece aynada okunan kitap.

Arjantin’den Rosarigasino (Gasó) dil oyunu Küçük Prens baskısı

Cep telefonu T9 metin dilinde basılmış İspanyolca ve Fransızca kitaplar.

Mali’de konuşulan Bambara dilinde basılan kitap: Bu kitabın kapağında Küçük Prens siyahi olarak resmedilmiştir.

Fas’ta basılan Fransızca kitap: Bu kitabın kapağında Küçük Prens başında sarı sarıkla ve yerel giysileriyle resmedilmiştir.

Parmakların gördüğü Küçük Prens kitabı: Görme engelliler için hazırlanan ve toplam 920 adet basılan bu kitapta 23 farklı çizim kabartma olarak yapılmış. Her çizim için İngilizce, Fransızca ve Braille alfabesinde açıklamalara yer verilmiş. Bu çizimlere dokunmak ve Küçük Prens’i hissetmek açısından görme engelli dostlarımız için önemli bir eser.

İspanyolca görme engelliler (Braille Alfabesi) için hazırlanan Küçük Prens kitabı: 2009 yılında görme engelliler için Arjantin’de İspanyolca olarak Braille Alfabesi’nde hazırlanan bu kitaptaki çizimler patchwork tekniği ile mahkumlar tarafından elde hazırlanmıştır.

Küçük Prens yapboz ve bez kitaplar.

Yıldıray LİSE ve Mustafa SOBACI ile müzeyi kurdunuz. Onlarında katkıları çok büyük.Öncesinde bir tanışıklık var mıydı?

Koleksiyon yapmaya başlamadan önce onları tanımıyordum. Çok sonradan Küçük Prens Kitabı sayesinde tanıştık. Onlarda birbirlerini tanımıyorlardı. Müzede sergilenen eserler ve kurulum aşamasında birlikteydik.

Müzede basılmış olan ancak elinizde olmayan Küçük Prens Kitabı var mı? Yoksa mevcut tüm örnekler müzede var mı?

Yerel dillerde basılmış olduğunu bildiğimiz birkaç kitap eksiğimiz var. Onun haricinde ki bütün örneklere sahibiz. Eksik olanları da gidermeye çalışıyoruz.

Ali Hocam çok teşekkür ederim. Çok keyifli bir sohbet oldu. Ayrıca çok teşekkür ediyorum. Böyle bir müzeyi kazandırdığınız için. Umarım açılışta da görüşürüz.

Ben teşekkür ederim Hocam , tabi ki son derece memnun oluruz, bekleriz.

 

ÖMER DİNLER