Geçtiğimiz hafta sonu yapılan YKS (Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı) sınavına giren yaklaşık 2,5 milyon öğrenci alınan Koronavirüs tedbirleri çerçevesinde sınava girdi. Her sene görmeye alışık olduğumuz tablolar yapılan tüm uyarılara rağmen bu senede yaşanmaya devam etti. Yetişemeyen, dakikalar ile sınava geç kalan, polis araçlarıyla sınava yetiştirilmeye çalışılan öğrencilerimizi bu senede gördük. Tüm dünya ve ülkece alışık olmadığımız dönemlerden geçtiğimiz, halada geçirmeye devam ettiğimiz bu hengamede milyonlarca öğrenci sınava girdi, neden mi? daha güzel bir gelecek ve yarın için. Aynı gün, o saatlerde tüm dünyada binlerce insan ise salgın sebebiyle yaşamını yitirdi. Tehlike sağlık bakanımızın da ısrarla hatırlattığı ve altını çizdiği gibi geçmiş ya da etkisini hafifletmiş değil. Her gün ülkemizde de iyileşen hastaların yanında, onlar kadar hatta daha fazla sayıda yeni vakalar tespit ediliyor.  Tehlike geçmiş, aşı bulunmuş değil. Ancak gerek ekonomik gerek insanı sebeplerde dolayı zorunlu bir normalleşmeye gidilmek mecburiyetinde kalındı. Virüsün artık daha az yabancı olduğu, tedbirlerin alındığı, düşmanın tanındığından mıdır bilinmez şu an bu haldeyiz, hiçbir şey yaşanmamış gibi. Bu şekilde daha ne kadar devam edebiliriz bilmiyorum. Yapılan aşı çalışmaları da gösteriyor ki önümüzde ki kış da aşının geliştirilmesi tamamlanmış olmayacak. İçinde bulunduğumuz dünya ellerimizin altında kayıp giderken, değişirken daha doğrusu içinde bulunan bizleri değiştirirken, çoğu kez bunun önemini, durumun vahametini yeteri kadar anlayamadığımızı düşünüyorum. 

 

Tüm dünya virüsle cebelleşirken evet milyonlarca öğrencimiz yarınlarını garantileyemediğimiz bir dünya için sınava girdi. Ve maalesef zor bir sınava girdi. Sınavdan çıkan öğrencilerden birinin tesadüf eseri röportajına şahit oldum. Sınavdan bir hayli zorlanmış olmalı ki "kağıdım neredeyse bomboştu, işaretlediğim sorular arasında ki boşluk sosyal mesafe kurallarına son derece uygundu " diyerek bu durumdan hem şikayet ediyor hem de haklı olarak sitemde bulunuyordu. Yine sınava soruları görmek amacıyla 2018 yılında giren bir öğretmenimizin röportajı da sosyal medyada bir hayli dolandı ve ses getirdi. Halbuki eski döneme ait olan bu röportajın bugünmüş gibi lanse edilmeye çalışılması, haklı gerekçeler ile bugün sitemde bulunan insanları gölgede bırakarak, sosyal medyada alışık olduğumuz bilgi kirliliğine bir yenisini daha ekledi.

 

ÖSYM dün kurulmuş bir kurum değil, uzun yıllardır faaliyet gösteren, son derecede önemli bir kurum. Tüm bunlara rağmen soruların zorluk derecesi, mevcut müfredat ile ilişkisinin bu denli zayıf olması kabul edilebilir değil. İlerdeki hedefleri, hayalleri için son derece önem taşıyan bu sınavda bu tür bir eksikliğin telafisi ne yazık ki pek mümkün de değil. Öyle ki böyle zorlu bir süreçten geçerken bunun yaşanması daha bir üzücü.

 

Sınav sistemimizin tamamıyla değiştirilerek okul dönemdeki ortalama ve başarıya göre üniversitelere ve bölümlere yerleştirilmesini hayal ettiğim bu günlerde, ısrarla sürdürdüğümüz sınav sistemimiz ve sınav komisyonları, hazırladıkları sorular ve soru hazırlama şekilleri ciddi manada sorgulanmalı. Öğrencilerimize cevaplamaları istenen sınav soruları haricinde üniversiteye yerleşmelerine katkı sağlayacak alternatif ve ek seçenekler sunmalıyız. Örneğin huzurevlerinde, çocuk yuvalarında, yaşlı bakım evlerinde hatta çevre temizliğinde, sokak hayvanları ile alakalı yapılacak olumlu etkinliklerde gönüllü olarak çalışan ve projeler üreten, geliştiren ve uygulayan öğrencilere ek puanlar verilebilmeli. Katıldıkları spor ve sanat etkinlikleri milli sporcu olmasalar da ek bir değer ve puan taşımalı ki öğrencilerimizi hayatın kendisine daha fazla dahil edebilelim.  Hayatın o sorulardan ibaret olmadığını belki bu şekilde gösterebiliriz. İnsanlık için, doğa için, dünya için yapacakları faydalı şeylerin de en az sınavdaki sorular kadar değerli olduğunu hem bizler hem de onlar fark etmeli. Sosyal medyanın etkisinde kalmalarından ve anti-sosyal bireyler olmalarından şikayet ettiğimiz bu günlerde bu akıllıca bir çözüm olacaktır. Hayata ve yaşama daha geniş ve farklı bir perspektiften bakmalarını da sağlayacaktır.  Virüs ve salgın ile yeni bir döneme girdiğimiz bu süreçte bu iki kat önem taşımakta.

 

Sınav maratonu bitti ve hepimizin gözleri sonuçlarda. Umarız ilerde daha gönül rahatlığı ile girilen, alternatiflerin olduğu sınavlar ve sınav sistemleri ile yolumuza devam ederiz.

Ömer Dinler
guncelegitim.com