Şüphesiz ki milletlerin dünya pazarında gelişmiş ekonomiler ile rekabet edebilmesinin en temelinde eğitim sisteminin sağlamlığı ve gelişmişliği yatmaktadır. Bu da kendi kendine yetebilen, zaruret halinde ihtiyaçlarını üreten ve pazarlayabilen, girişimci, araştırmacı, mesleki yeterlilikleri ve çeşitlilikleri yüksek, donanımları yeterli, çağın becerilerine sahip bireylere sahip toplumlar ile mümkündür.

Meslek liselerinin bir toplum için öneminin fark edildiği bu günlerde umalım ki bu salgın ve karantina sürecinden sonra meslek liselerini hak ettiği konuma ve öneme ulaşabilsin. Salgının ülkemizde yayılmama başladığı ilk günden beri tüm okulların tatil edildiği, öğrencilerin ve öğretmenlerin evlerine gönderildiği bu zorlu süreçte eğitime ara verilmiş olsa da üretimi kesmeyen, tüm gayretleriyle çalışmaya, üretmeye devam eden Meslek Liseleri oldu. Meslek Okulları bir anda toplumun ihtiyacı olan materyallerin ve malzemelerin üretildiği atölyelere dönüştü. Dezenfektan, maske, eldiven, sağlık çalışanlarının ihtiyaç duydukları giysiler ve hatta virüsün tedavisinde hayati bir öneme sahip, ülkemizde de ilk olan prototip solunum cihazı bile ürettiler. Sayın bakanımızın da dediği gibi ne kadar gurur duysak az hepsiyle. Meslek liselerinin güzel haberlerini aldığımız bu günlerde yıllardır yaşadıkları problemleri ve sıkıntıları da tekrar gündeme geldi, haklı olarak seslerini duyurmaya gayret ettiler. Sosyal medyada birtakım etkinlikler düzenlendi bir nebzede olsa tekrar gündemimize alabildik. Peki devamı gelecek mi? Daha somut adımlar atılabilecek mi?  Yaşanan sıkıntılar ve problemler kendilerini bir kez daha kanıtlamış olmalarına karşın masaya yatırılıp çözümlenecek mi? Yoksa teşekkür ile yetinmelidirler mi?

Meslek liseleri bu haldeyken ülkemizdeki gençlerinde bu okullara ilgisi de haliyle düşük düzeydedir. Ancak sektörlerin ihtiyaç duydukları eleman açığı da devam etmekte ve artmaktadır. Ülkemizde üniversite mezunu, yüksek lisans yapmış hatta ikinci bir bölümü okumuş birçok genç iş bulmakta zorlanırken, mesleki becerisi olan birinin iş bulması, kurması çok daha kolay. Üniversite mezunu birinin eğitim aldığı alandan başka iş yapması maalesef çok mümkün değil. Diplomasının dışında meslek öğreneyim, yeterlilik kazanayım diyecek olsa bu yaşı da çoktan geçmiş olmaktadır. Birçoklarının dediği gibi keşke şimdiki aklım öğrenciyken olsa geleceği olan, iş yapabileceğim bir meslek öğrenirdim. Fakültelerin ihtiyaç gözetmeksizin öğrenci alması, formasyon dağıtması ortada haliyle diplomalı işsizler yığınına sebep olmakta. Öte yandan da sanayi, tarım, üretim ve hizmet sektörü kalifiyeli elaman eksikliği yaşamaktadır. Bir yanda gereksiz bir yığılma, öte yanda eleman bulunamaması. Özveriyle emek verilmiş yıllarca caba gösterilerek bin-bir zahmetle alınan diplomalar ise manav, internet ve oyun salonları, cife ya da kuytu bir köşede türlü zahmetle açılmış eski bir sahafın duvarını süslemekte. Daha şanslılarımız polis ya da asker olabilmiştir. Hiçbir mesleği küçümsemek haddimiz olamaz elbette ancak herkes okuduğu mesleği icra etmek ister, şüphesiz en çok da bunda başarılı olur. Toplumun her alanda güvenlik sektörü de bunların başında gelmektedir, ihtiyaçlarını iyi tespit edip öngörü de bulunup gençleri doğru yönlendirebilmelidir. Öteki türlü hangi mesleği yaparsa yapsın eksik ve yetersiz kalmaktadır. Düşünsenize yıllarca okuduğu bölümden çok alakasız bir meslek yapmak durumunda kalan bir bireyin ve o mesleğin durumunu. Bir yanda hızlandırılmış bir eğitim ile işini yapmaya çalışmak var, öte yandan gelişemeyen, sadece ihtiyaca cevap verebilen, yenilikçi çözümler getirilemeyen bir meslek. Olduğu yerde saymaya mahkum edilen bir meslek. Bireyin severek yaptığı, mesleki doyumunun yüksek olduğu, en azından kendi seçimi olan meslekler daha mutlu ve daha gelişmiş toplumları meydana getirir.  Bir işe ve mesleğe sahip olmanın tek mutluluk olmadığı, mesleği yapmanın da mutlu ettiği meslekler ve bunları yapan bireyler. Tüm bunlar sanırım mesleki eğitime vereceğimiz önem ile mümkün. Önce mesleğin kendisini değerli kılacağız ve inanacağız ki insanlarda bu alanlara yönelebilsinler. Anne ve babaları garantici olayım diye her çocuğun doktor, mühendis ya da hiçbir şey olamazsa öğretmen olsun görüşünden de bir an önce sıyırmalı, mesleki açıdan gençlere güvenmeli ve desteklemeliyiz. Meslek liselerine burada yine önemli bir görev düşmektedir. Meslek alanlarını ailelere ve öğrencilere doğru tanıtımı yapılmalıdır. Aileler ve öğrenciler bu şekilde ilerde önem kazanacak meslekleri öğrenebilir ve gelecekte hem ülkenin ihtiyaçlarına cevap verecek bireyler yetişir hem de gençlerin iş bulma kaygısı ortadan kalkmış olur. Bu kapsamda sosyal medya, basın her türlü kamu spotu aktif bir şekilde kullanılmalıdır.      

Birçok farklı ihtiyaçtan doğan yeni mesleklerinde gözetilerek meslek liselerinin alan açısından çeşitlendirilip zenginleştirilmesi gerekmektedir. Ama her şeyden önce meslek liselerinin üzerindeki bu kötü imaj silinmeli, imaj yenilenmesine gidilmelidir.  Bu okullardaki sistemin en önemli öğesi olan öğretmenlerin mesleklerine yönelik ilgi, tutum, alan bilgileri ve öğretici özellikleri mesleki ve teknik eğitimin niteliği açısından çok önemlidir. Meslek liselerinde daha donanımlı eğitimciler bu kurumları daha cazip hale getirecektir. Nitekim yurt dışındaki fabrika ve kurumlar ile projeler yürüten, öğrenci götüren liselerin başarılarını da duyuyoruz. Alanında daha donanımlı öğretmenler ve vizyonu genişleyen öğrenciler bu projelerin en büyük meyvesi. Toplumun genellikle işe yaramaz, okumaz dedikleri, normal liselerde uyum sağlayamamış, bir meslek öğrenir ya da en azından lise diploması alır diye gönderildiği meslek liselerimizde maalesef en büyük problemlerden biri de bu. Meslek liseleri ıslah merkezi gibi görülmemeli. Böyle bir profil haliyle buradaki mesleki eğitimi de imkansız kılmaktadır. Öğrenci profili daha seçici, alana yatkın ve yeteneği olan bireylerden oluşmalı ki eğitimde kalite ve başarı yakalanabilsin. Yurt dışında yapılan birçok projede meslek liselerinin ayrıcalıklı kontenjanları var, bu projelerde başarının artırılması meslek liselerinin olması gerektiği gibi avantajlı ve eskisi gibi tercih edilen bir pozisyona gelmesi ile mümkün.    Meslek liseleri ve burada verilen dersler, eğitim o denli önemli ki, bu dersler meslek liseleri ile sınırlı kalmamalı, ihtiyaca ve coğrafyanın gerekliliklerine göre meslek lisesi haricindeki liselerde de seçmeli olarak okutulabilmeli ve mesleki dersler seçeneklendirilmelidir.

Meslek liselerine öğrenci alımı noktasında daha seçici olmalı, bilişsel becerinin yanı sıra, mesleğe yönelik ilgi, tutum ve mesleğin gerektirdiği motor becerilere de sahip bireyler seçilmelidir. Ancak bu liselere olan yetersiz rağbet bu saydıklarımızı mümkün kılmamaktadır. Üniversitedeki bölümlerine alınan sayısal derslerinin lise eğitiminde yeterli olmaması, katsayı engeli gibi daha birçok konuda iyileştirmelere gidilmelidir.

Üretebilen bir toplum zincirlerinden ve bağımlılıklarından da kurtulmuş bir toplumdur. Haliyle güçlü, söz sahibidir. Bu da eğitim ve niteliği ile mümkündür. Biz bugün yatırımı doğru yaparsak yarın olası bir kriz durumunda bugün olduğu gibi gurur verici tablolar ile bolca karşılaşırız. 

                                                                                                                                                                                                                                                                                            
Ömer Dinler
guncelegitim.con