Sedat DEGER:Temsil ettiği Ağrı’nın Patnos ilçesinde  “yalan ifadeler kullanarak ve iftiralarla etik dışı üye kaydedilmesi”ne soysal medya üzerinden yaptığım eleştiriye teamül edemeyip “ hakaret” davası açan sendikacıya mahkemeden ders niteliğinde lehimde karar çıktı.Eleştirimde belirttiğim  sendikal çalışmalardaki iddialara  “iftira” davası yerine söylediklerimden rahatsız olunarak “hakaret” davasının açılmasını ise kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Geniş anlamda kamu hizmeti sayılabilecek sendikal faaliyetlerim sırasında ve sebebiyle yapmış olduğum eleştiri için gerek Yargıtay içtihatları gerekse insan hakları mahkemesi kararlarına dayanarak genel itibariyle  “ Siyasi parti yöneticileri gibi toplulukları temsil eden sendikacıların normal vatandaşa nazaran ağır ve sert eleştirilere açık ve daha tahammüllü olması gerektiğini” savunmuştum.Patnos 1. Asliye Ceza Mahkemesi dava kararında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararındaki “ etik dışı ve ahlaksız” biçimindeki sözlerin hakaret olarak nitelendirilmemesine atıfta bulunarak kamu görevlilerine yapılan her türlü ağır eleştirinin veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu olarak değerlendirilmemesi gerekliliğine vurgu yaptı.Ayrıca mahkeme,Anayasamızın 24 ila 30. Maddeleri ile Avrupa insan hakları sözleşmesinin 9. Ve 10. Maddelerindeki düzenlemelerine dayanarak “…ileri sürülen düşünceyle bağlantısı bulunmayan esasında düşünce açıklaması vasfında da görülmeyen sövme niteliğindeki fiillerin ifade özgürlüğünden sayılmayacağı açıktır” ifadelerine de yer verilerek hakaret suçunun esası belirtilmiştir ki ben ileri sürdüğüm faaliyetler ile ilgili bağlantılı olarak  eleştiride bulunmuştum.

Patnos mahkemesinin gerekçeli kararında “Avrupa insan hakları mahkemesini de ifade özgürlüğüne ilişkin sözleşmenin 10. Maddesini yorumlarken,çoğulculuk,hoşgörü ve açık fikirliliğinin demokratik toplumun karakteristik özelliklerinden olduğunu,bu değerlere sahip olmayan sistemin demokratik toplum olarak adlandırılmasının mümkün olmadığını,bu nedenle ifade özgürlüğüne getirilecek sınırlamaların bu değerlere aykırı düşmesi ve meşru amaçla orantılı olması gerektiğini,sadece zararsız ve lehte olan düşünceler değil,devlet yada toplumun bir bölümü için rahatsız edici saldırgan veya şok edici düşüncelerinde maddenin korunmasına gireceğini belirmektedir” şeklindeki ifadesi ise göze çarpan önemli unsurlardan biri olarak karşımıza geliyor.

 

Bu sebeple Patnos 1. Asliye ceza mahkemesince gerekçeli kararı yazılan  davanın sonucunda sendikacı olduğum dönemde diğer sendikacıya yaptığım eleştiride hakaret suçunu oluşturan unsurları barındırmadığından leyhimde karar verilmiştir.

 

 

PATNOS 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ KARARI: