Duygusal düzeyde kendilerini başaklarının yerine koyma ve onları anlama becerisi olarak empatinin öğrenci açısından önemli rolleri biliniyor. Empatinin öğrencinin duygusal gelişimini, sosyal becerisini, bilişsel gelişimini ve akademik başarısını önemli ölçüde etkilemektedir.
 
    Öğrencide empati duygusunun gelişmemesi duygusal yaşantısını oldukça olumsuz etkilemesi muhtemeldir. Bu olumsuzlukların başında işbirliği yoksunluğu geliyor. Birden fazla kişinin gerçekleştirmeye çalıştığı bir amacın, gerçekleştirilme düzeyi empati yoksunluğu nedeniyle yerine getirilmeyebilir.

    Empati yoksunluğu işbirliği eksikliği o da öğrencinin bir gruba ait olma (kimlik duygusu) duygusundan mahrum olma anlamına gelecektir. Bu durumda başka olumsuzluklara gebedir. Bunların başında, öğrencinin kendini değerli hissetmemesi anlamına gelecektir.
   Bu duygunun yol açacağı duygu ise öz-saygı düzeyi düşüklüğüdür. Bu düşüklüğün sonucu psikolojik uyumsuzluktur.

    Bu tip öğrencilerimiz çevresini güvenli olarak algılamadığından, yine bu öğrencilerimizden çevresiyle sağlıklı bir iletişim kurması beklenemez. Sağlıklı iletişim kuramadığı için de çevresiyle çatışma içine girmesi kaçınılmazdır.
    Çevresiyle ile çatışma içine giren öğrencilerden anlamlı etkileşim yaşantıları beklemek adeta hayaldir. Bu olumsuzluk, öğrencinin çevresine yabancılaşması ve yalnızlık duygusu yaşamasına yol açabilir.

   Öğrencinin yabancılaşma duyguları, bilişsel gelişimini engelleyecektir. Başka bir ifadeyle, problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık, analiz, sentez, kavrama gücü zayıf olması muhtemeldir. Bu durumda, bu öğrencilerimizden akademik başarı beklemek hemen hemen olanaksızdır.

   En başta, çocuğun empati duygusunun gelişmesi ailenin sağlayacağı güvenli bir çevreye bağlıdır. Okul yaşamında öğretmenin sağlayacağı demokratik sınıf iklimi de empati duygusunun gelişmesinde önemi unutulmamalıdır.