Eğitim İş'in açıklamasından öne çıkanlar;

Geçtiğimiz günlerde yayımlanan OECD eğitim istatistiklerinde; Türkiye eğitim materyali eksikliğinde 35 ülke arasında 1'inci olmuştur. (2018)

Öte yandan 2010 yılında vatandaşlarımızın yüzde 62’si eğitim sisteminden memnun olduğunu belirtirken, bu memnuniyet oranı 2020 yılında yüzde 25’e gerilemiştir.

Türkiye’deki öğrencilerin sadece yüzde 66’sının bilgisayara erişiminin olduğu OECD raporunun çarpıcı başka bir verisidir. Sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı okullarda bulunan öğrencilerin bilgisayara erişimin oranının yüzde 40, avantajlı okullarda bulunan öğrencilerin ise yüzde 82 seviyelerinde bilgisayar erişimi olduğu görülmektedir. (2018) Bu oran farkı OECD ortalamasına göre oldukça yüksektir.

Eğitim ve istihdamda olmayan gençlerin oranı 2020 yılında yüzde 31 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran ile Türkiye OECD ülkeleri arasında en başarısız ülke olmuştur.

Dünyadaki en yüksek akademik özgürlük endeksinin 100 üzerinden 97,2 olduğu sıralamada Türkiye 6,4 ile 175 ülke arasında 170 inci olabilmiştir.

Zorunlu eğitim kapsamında ise öğrencilerin yaklaşık yüzde 20’si internete erişimi bulunmamaktadır.

Öğrenci sayısı üzerinden yapılan hesaplamalara göre 3 milyondan fazla çocuğumuz internet erişimi hususunda sorunlar yaşamaktadır.

Eğitimin geldiği vahim durum açısından özeleştiri vermek, hataları telafi etmek, önlem almak, açıkları kapamak için koca bir yaz dönemi olmasına karşın MEB yine gereken adımları atmamıştır. Hazırlık için değerlendirmesi gereken dönemde, gerici dernek ve vakıflarla protokoller imzalama derdine düşen MEB'de zihniyet değişmemiş, sadece bakan koltuğunda oturan isim değişmiştir.

Eğitim kurumlarının pandemi koşullarında eğitime hazır olduğu da MEB'in bir başka yalanıdır. Eğitim-İş olarak defalarca uyarmamıza rağmen eğitim kurumlarına kalıcı, kadrolu temizlik personelleri sağlanmamıştır. Temizlik materyallerinin masrafı yine velilerin ve öğretmenlerin sırtına yüklenmiştir. Eğitim kurumlarımız bu haliyle hem eğitim emekçileri, hem de öğrenciler için salgın zamanında en tehlikeli yerler haline gelecektir.

MEB'e tekrar çağrımızdır: MEB’in kaynaklarının verimli kullanılması ve MEB’e acilen ek kaynak aktarılması sağlanmalıdır. İhtiyaç olan 44 bin dersliğin yapımına derhal başlanmalıdır.

Pedagojik formasyona uygun olarak sınıf mevcutları oluşturulmalı ve bu ihtiyaca göre yeterli sayıda kadrolu öğretmen ataması acilen yapılmalıdır.

Tüm okullara kadrolu temizlik görevlisi ve sağlık personeli ataması yapılmalıdır. Yıllardır yalnızca öğretmenlerin yararlandığı eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, eğitim sisteminin tüm eksiklerine rağmen yoğun emek harcayan ancak ödenek almayan eğitim çalışanlarına mağduriyet yaşatmakta, harcadıkları emeğin göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Bu da hem çalışma ortamlarında huzursuzluk yaratmakta, hem de eğitim ve öğretim hizmetlerinde yetersizliklere yol açmaktadır.

Eğitim ve bilim çalışanları arasında ayrılık yaratan bu uygulamanın düzeltilerek, hazırlık ödeneğinin yardımcı hizmetler personelinden memuruna, akademisyeninden idari personeline, kadar eğitim ve öğretim alanında çalışan herkese ödenmesi sağlanmalıdır.

Okulların ihtiyaç duydukları temizlik malzemeleri eksiksiz karşılanmalıdır.