İlgili değerlendirme yazısı şu şekilde:

“Millî Eğitim Bakanlığı 21.08.2023 tarihinde Eğitim Öğretim Yılına İlişkin İş ve İşlemlere dair bir Genelge yayınladı. Genelge konusu itibariyle; eğitim öğretim yılına hazırlıkla ilgili iş ve işlemlerle ilgili alınacak tedbirleri kapsıyor. Ancak bu tedbirler, eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm olabilecek mi tartışılır. Zira eğitim öğretim yılının aksamadan başlaması için genelgelerimiz var. Ancak Öğretmenlik Meslek Kanunu’ nda mesleğin itibarını zenginleştiren, eğitim çalışanlarının can güvenliğinin, özlük haklarının yasal ve sosyal güvencesi olacak maddeler yok. Açıkçası son yıllarda artan eğitimciye şiddet vakaları nedeniyle; eğitim öğretime hazırlık genelgesinde gözler, öğretmenin anlayışsız ve saldırgan veliden korunması için alınacak önlemlerle ilgili düzenlemeler aradı ancak konu göz ardı edilmiş!

Öğretmen ve okullar eğitim-öğretime hazırlıklı olsun, eğitim öğretim çalışmalarının başlangıcında aksama olmasın, eğitim faaliyetleri sağlıklı biçimde sürdürülsün isteniyor. Tüm bunlar elbette bizim de temennimiz. Ancak uygulamaya gelince; öğretmenin eğitim öğretime maddi açıdan hazırlanması için gerekli olan eğitime hazırlık ödeneği yeterli değil. Kira fiyatları öğretmenin bütçesini zorlamaya başlamış durumdadır. Kadroya geçen öğretmenlerin şartsız aile birliği talebi göz ardı edilmiştir. Siz okullarda dilediğiniz önlemleri alın; öğretmenler eğitime hazırlıklı değil, yeni bir eğitim-öğretim yılına bir yığın stresle giriyorlar.

Hazırlık genelgesine baktığımızda, neler var?
Eğitimcilerin hali ortadayken, eğitime hazırlık genelgesi hangi sorunlara parmak basıyor?

Yeni atanan öğretmenlerin barınmalarına yardımcı olmak için rehberlik, koordinasyon gibi yuvarlak cümlelerle karşılaşıyoruz.

Ne demek bu? kim yardımcı olacak? nereye yerleştirilecekler? yer ayarlandı mı? Uygulamaya gelince gerçekleştirilecek koşullar hazır mı?

Koca bir HAYIR. Peki ne anlamalıyız?

Bunun anlamı şu; kimse yarın bu durumu şikâyet edemez. “yer bulamadım” şeklinde bir durumu ileri süremesinler diye yazılmış genel ifadelerdir. Çünkü “bak genelgede yazdık sana yardımcı olacağız” denilecek. Bunlar birilerini tatmin edecek konuyu geçiştirici cümlelerdir. Doğu Anadolu Bölgesi’ nde bile evlerin kirası 10.000 TL’nin üstüne çıktı. Büyük şehirler de hakeza…

Peki ya Öğretmenevleri, diye düşünülebilir. Öğretmenlerin öğretmenevinde yer bulma sıkıntısı malumunuz. Bu durumda; “Sen orda kalamazsın öğretmenim senin paran yok! Öncelik esnafların.” şeklinde yanıt mı verelim?

 

Taşıma yoluyla eğitime erişimde gerekli tedbir alınacaktır, maddesini değerlendirelim.

Taşıma yoluyla öğrencilerin güvenli taşınması güzel ve değerli bir uygulamadır ancak bu konuda çok farklı hatalar yapılıyor ki ayrı bir konuda ele alınmalı. Peki; öğretmenlerin taşınması ya da ulaşım sorunu nasıl çözülecek, neden öğretmen de taşınmıyor? Bakanlık merkez personeline verilen yol ve yemek ücreti neden günaşırı 10-50 km. arası yol yapan öğretmenlere de verilmiyor? Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak bunu defalarca gündeme getirdik, talep ettik ancak yetkili sendikalar her zamanki gibi öğretmenin taleplerini sözleşme masalarında kararlılıkla savunamıyor. Teklifler var fakat mutabakata gelince hep bir anlaşmazlıkla karşılaşıyoruz.

 

Öğretmenin önlük ile rol model olması, konusu genelgede bir hayli dikkat çekti.

Rol-Model olabilmek için öncelikle mesleki itibar sosyal statüde güçlü olmalı. Bu nedenle Öğretmenin sosyal statüde tekrardan rol model olabilmesi için öncelikle maddi geçim derdinin, gelecek kaygısının olmaması gerekir. Gelecek kaygısı olmayan bir öğretmen, kişisel, sosyal ve mesleki anlamda kendi gelişimine katkıda bulunur. Bu konuda kaynak ayırır ve kendini öğrencileri için geliştirir. Bu gelişim, öğretmeni zaten rol model pozisyonuna tekrar getirecektir. Ancak ekonomik sıkıntılar ve borçlarla cebelleşen, bırakın kendi gelişimini çocuklarının gelişimine bile maddi katkıda bulunamayan öğretmenin bu şekilde rol model olması imkansızdır. Unutmayalım ki her kesimden meslek grupları ve hatta öğrenciler bile öğretmen maaşları ile alay ediyor. ‘’Hiçbir şey olamazsa sizin gibi öğretmen olsun bari’’ sözü de öğretmenlik mesleğinin geldiği durumu ortaya koymaktadır. Bu sorunların Bakanlığın genelgesindeki bir önlük ile çözülemeyeceği açıkça ortadadır.

Önlük demişken 7.Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerini takip ediyorsanız yetkili sendika temsilcilerinin gizli görüşmeler yaptığını, televizyon karşısına çıkıp sinirlendiğini, bağırıp çağırdığını ama masada uslu uslu oturmayı ve talimat gelince alkışlamayı tercih ettiğini fark etmişsinizdir. “Mutabakata vardık” dediği hiçbir maddeyi açıklamıyorlar, sanırım öğretmenlere sürpriz yapacaklar.

 

Nedense onları her izlediğimde 19.Yüzyıl Amerika’sı aklıma geliyor.

19.Yüzyılda Sanayi Devrimi ile yoğun emek ticareti başlamış oldu. Avrupa’dan çok bu ticaret Amerika’da çok daha hızlı ve zalimce ilerledi. Emeği satın alan patronlar hızla zenginleştiler. Hani şu maden, petrol, demiryolları emekçilerini ölümüne çalıştırıp onların sırtından zenginleşen Amerikan patronları, sözüm ona Amerikan Kapitalizminin kurucuları. Onlar ne yapıyordu? Emekçileri ölümüne çalıştırıp kendileri lüks bir hayat yaşıyorlardı. Sonra emekçilere ayrıcalık kazandırmak için önlük giydirmişlerdi. Hakkını isteyen emekçileri gangster kiralayıp öldürtüyorlardı, boyun eğen sendika başkanlarını ise zengin ediyorlardı. Anladık değil mi?

Yetkili sendika başkanlarının hala maaşı bilinmiyor. Kendi üyelerinden aldığı aidat ile lüks yaşamına devam eden sarı sendika patronları, önlük ile ilgili açıklama dahi yapmadı. Çünkü Amerikan Kapitalistleri için sıradan işçiler neyse onun gözünde de öğretmenler öyle.