Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan açılış konuşmasında eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İşte Geylan'ın konuşmasından satır başları...

19 Kasım tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı’na 81 ilden 81 mektup göndereceğiz.

Türk Eğitim-Sen’in eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek amacıyla kanun teklifi hazırladığını ve bu teklifi TBMM’ye taşıdığını ifade eden Geylan, “Kanun teklifini Milliyetçi Hareket Partisi TBMM Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Sayın Muhammed Levent Bülbül’e teslim ettik. Sayın Bülbül teklifimizi TBMM’ye sunacak. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. İnşallah teklifimiz TBMM’de bulunan tüm partilerin mutabakatıyla en kısa sürede hayata geçirilir. Ayrıca 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde eğitim çalışanlarına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla 19 Kasım tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı’na 81 ilden 81 mektup göndereceğiz. Diliyoruz ki, bundan sonra eğitim çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanlar gereken müeyyideyle muhatap olurlar ve yapanın yanına kar kalmaz.” dedi.

Meslek Kanunu’nu ertelemek demek, hükümetin eğitimdeki iddialarının önemli bir kısmından şimdilik vazgeçmesi anlamına gelir.

Meslek Kanunu çalışmasının bütçe yokluğu nedeniyle ertelendiği iddiaları ile ilgili açıklama yapan Genel Başkan, “23 Ekim 2018 tarihinde büyük bir tanıtım programıyla 2023 Eğitim Vizyon Belgesi açıklandı. Bu belgenin taşıyıcı kolunu Öğretmenlik Meslek Kanunu idi. Dolayısıyla Meslek Kanunu’nu ertelemek demek, hükümetin eğitimdeki iddialarının önemli bir kısmından şimdilik vazgeçmesi anlamına gelir. Meslek Kanunu bir an önce çıkarılmalıdır. Tabi dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemiyoruz. 657 sayılı kanundan kaynaklanan haklarımızın baki kalması kaydıyla bu kanunu destekliyoruz” diye konuştu.

Ek gösterge sözü yerine getirilmelidir.

Ek gösterge meselesinin yılan hikâyesine döndüğünü belirten Geylan, Türkiye Kamu-Sen olarak ek gösterge ile ilgili hazırladıkları yasa teklifini hatırlattı. Buna göre sadece 4 meslek grubu için değil, tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin düzenlenmesini ve ek göstergeden yararlanamayan yardımcı hizmetler sınıfının ek göstergeden yararlanmasını içeren Türkiye Kamu-Sen’in teklifine iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyasi partilerin sahip çıkmasını istedi.

Kamu çalışanlarına grev ve siyaset yapma hakkı tanınmalıdır.

Vergi dilimlerinin sabitlenmesi ya da matrahın artırılması gerektiğini de kaydeden Geylan, ücretlerin tamamının da emekliliğe yansıtılmasını istedi. 1992 yılından beri grev hakkı talep ettiklerini Geylan, kamu çalışanlarına siyaset hakkı tanınmasını da istedi. Kamu çalışanlarının toplumun eğitimli ve nitelikli kesimi olduğuna vurgu yapan Geylan, “Tamamına yakını yüksek öğrenim mezunu olan toplumun en eğitimli, en bilgili kadrosunun hizmetinden Türk siyasetinin mahrum bırakılması doğru değildir” dedi.

Ülkemizin en zeki çocuklarının okuduğu okullara Bakanlık iradesinin müdür atayamıyor olması bir utançtır.

Proje okullarına yapılan yönetici görevlendirmelerini eleştiren Geylan şunları kaydetti: “Sayın Bakan, bir yandan yaptığı değişiklikle yöneticilerin yazılı sınav esasına göre atanmasını sağlarken, diğer yandan ne yazık ki proje okullarında yaşanan rezalet sürece dokunamadı. Çünkü bu okullar ile ilgili süreç taşra teşkilatını işgal etmiş çetevari yapıların kontrolü altında yürütülüyor.
Bakanlığın taşra teşkilatı ise sendika görünümlü cemiyet, dernek, vakıfların işgali altındadır. Sendika olarak yaptığımız araştırmayla, proje okullarına 940 müdür ataması gerçekleştirildiğini, bunların 829’unun bir sendika üyesi olduğunu tespit ettik. Ülkemizin en zeki çocuklarının okuduğu bu okullara Bakanlık iradesinin müdür atayamıyor olması bir utançtır. Bu çetelerin tahakkümünü kıramamış olmak bu ülkeyi yönetenlerin ayıbıdır” dedi.

Türk Eğitim-Sen olarak korktuğumuz için değil, yaşadığımız tecrübelerden dolayı mülakata karşıyız.

Sözleşmeli istihdama karşı çıktıklarını belirten Geylan, 2016 yılında sözleşmeli öğretmenliği geri getiren KHK’yı eş zamanlı olarak yargıya taşıdıklarını hatırlattı. Malum-Sen’in her fırsatta sözleşmeliliğe karşı olduğunu ifade ettiğini ancak konuyu yargıya taşımadığını belirten Geylan, bunu manidar bulduğunu kaydetti.

Türk Eğitim-Sen’in mülakatı da yargıya taşıdığını hatırlatan Geylan, “Mülakatın olduğu yerde adalet olmaz. Mülakat ehliyet ve liyakati öldürür” dedi. Son yapılan yönetici atamalarında 9 bini okul müdürü olmak üzere toplam 20 bin kurum yöneticisinin sadece yazılı sınava göre sisteme girdiğini anlatan Geylan, “Sayın Bakan Ziya Selçuk’un talimatı doğrultusunda bu yöneticilere yazılı sınav puanı neyse mülakat puanı da o verildi. Bu konuda kendisine teşekkür ediyoruz. Ama yarın irade değişirse, uygulama da değişir. Dolayısıyla mülakatın toptan kaldırılması lazım. Türk Eğitim-Sen olarak korktuğumuz için değil, yaşadığımız tecrübelerden dolayı mülakata karşıyız” diye konuştu.

Guncelegitim.com