Öğretmeni itibarsızlaştıran; toplumdaki yerini ve okuldaki işlevini her fırsatta küçültmeye neden olan uygulamalar, öğretmene şiddet vakalarının temelidir. Bugüne dek öğretmene şiddet olaylarının faillerinin caydırıcı cezalar almaması da dolaylı teşvik niteliğindedir.

Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, MEB hala bu konuya dair engelleyici ve/veya koruyucu herhangi bir önlem politikası geliştirememiştir.

En ücra köşelere tayin edildiğinde bile "Vatan toprağıdır" diyerek özveriyle görevini yapan, hali hazırda yoksulluk ve işsizlikle her an burun buruna getirilen eğitim neferlerimiz, toplumda baş tacı edilmesi gerekirken itibarsızlaştırma politikaları sayesinde her türlü saldırıya açık hale gelmiştir.

Herkesin saygı duyduğu, öğretmenin toplumun öncüsü konumundaki zamanlardan öğretmenine sahip çıkmayan, saygı duymayan, öğretmenini söylemleri ve eylemleri ile saydırmayan, veli ve öğrencilerin fiziki-psikolojik saldırılarına maruz bırakan bir eğitim sisteminin hâkim kılındığı zamanlara geldik.

Eğitim çalışanlarının baskı ve tehditlerin kıskacına bırakıldığı, güvensiz ve güvencesiz iş ortamlarına itildiği, eğitim-öğretim ve bilim hizmetleri iş kolundaki görevlerin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, öğrenci-öğretmen-veli ilişkisinin giderek yozlaştığı bir ortamda eğitim ve öğretim mekanizmasının toplumu dönüştüren ve iyileştiren bir sonuç üretmesi beklenemez.

Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımızdır:

* Atatürk’ün dediği üzere; 'Yeni nesil öğretmenlerin eseri' olacaksa, öğretmenlerin çalışma güvenliği de sizlerin sorumluluğudur!

* Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim ve bilim çalışanlarını hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir.

* Öğrenci ve veliyi sorgu hâkimliği düzeyine çıkaran, öğretmeni sanık koltuğuna düşüren MEB destekli şikâyet mekanizmaları kaldırılmalıdır.

* Bakanlığımız, öğretmene şiddet konusunda daha fazla yaptırımları gündeme getirmeli, bu olaylara yasal yollarla dur denilmeli ve öğretmenlere yönelik şiddeti önlemek için acil eylem planı hazırlanmalıdır.

* Yaşanan şiddetin önlenebilmesi için kamu çalışanlarını hedef haline getiren açıklamalara son verilmelidir.

* Şiddet vakalarında idari ve hukuki soruşturmaların bir an önce yapılması, ilgililer hakkında yaptırımlar uygulanması ve okullarımızdaki güvenlik tedbirlerinin arttırılması noktasında azami gayreti göstermelidir.

* Öğretmenlik Meslek Kanunu öğretmenlerin mevcut haklarını koruyacak, kariyer basamaklarında hizmet süresini önceleyecek ve şiddet vakalarına son verecek bir şekilde revize edilmelidir.

Okullarımızda yaşanan şiddet olaylarının tekrar etmemesi, eğitimcileri şiddetin hedefi haline getiren uygulamaların son bulması, somut ve kalıcı çözümler üretilmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün yetkilileri harekete geçmeye ve gerekli yasal çerçeveli önlemeleri ivedilikle almaya davet ediyoruz.

Öğretmene vurulan darbe geleceğe vurulan darbedir!

Eğitimcileri şiddetin hedefinde olan bir toplumun geleceği karanlıktır!

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmene şiddeti durdurun!

  • Mehmet SEZER – Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanı
  • Seher ERGİN – Eğitim-İş Adana 1 Nolu Şube Başkanı
  • Mutlu GÜL – Eğitim-İş Adana 2 Nolu Şube Başkanı
  • Hüseyin KAYA – Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı
  • Ergun AYYILDIZ – Hürriyetçi Eğitim Sen Adana Şube Başkanı