Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı canlı yayında eğitim sistemiyle ilgili konuştu. Tekin, kız okulları kurmanın, kız çocuklarının okula gönderilmemesini engelleyecek bir çözüm olabileceğini belirtti.

Kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin "Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum" dediğini belirten Tekin, "Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamaktı. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli" dedi.

Karma eğitimin esas olduğunu söyleyen Tekin "Ama bu tür gerekçelerle, yani eğitimin, okullaşma oranının artması anlamında bu tür tedbirleri almak gerekiyorsa beraber alalım" ifadelerini kullandı.

"KARMA EĞİTİM ESASTIR"
Karma eğitime karşı olmadığını savunan Tekin, "Tam tersine özgürlükçüyüm, karma eğitim isteyen veliler için de kuşkusuz o olacak. Zaten bizim Milli Eğitim'in temel kanununda öyle diyor, karma eğitim esastır ama benim asli görevim, okullaşma oranını artırmaktır" diye konuştu.

Eğitim-İş'ten açıklamaya tepki gecikmedi:

Başöğretmen’in eğitim neferlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamalarını kınıyor ve uyarıyoruz:

Başöğretmen’in eğitim neferi olan bizlerin bazı önemli hatırlatmalarda bulunması şart olmuştur:

Türkiye, laik bir cumhuriyettir ve burada eğitim, yasalarımızın da altını çizdiği biçimde karma olarak verilir. Atatürk’ün kurduğu Milli Eğitim Bakanlığı’nın baş koltuğunda oturan bir bürokrat, milli eğitimi tarifleyen yasa ve yönetmelikleri çiğnemekle değil koruyup uygulamakla yükümlüdür.

‘Bu yönde talep var’ söylemi, kimseyi inandırmıyor!

Siyasi iktidarın sıkça başvurduğu bir taktik olan ‘bu yönde talep var’ söylemi, kimseyi inandıramadığı gibi yasaları çiğnemeye de kılıf yapılamaz. Tarikatların gösterdiği tepkiler üzerine ‘halk öyle istiyor’ diye festivalleri yasaklayan, sergileri kapatmaya çalışan iktidar, yarattığı bu suni talepler vasıtasıyla milli eğitimi alaşağı edebileceğini düşünüyorsa bu tarihi bir yanılgıdır. Üstelik bu “talep” mekanizmasının bir sonu ve sınırı da bulunmamaktadır. Yarın öbür gün veli sıfatıyla bir grup tarikat üyesi “matematik dinsizliği artırıyor, müfredattan çıkarılmasını istiyoruz” dediğinde bunu ciddiye almak nasıl mümkün değilse, “talep” var adı altında yasalarla çelişmek de o derece imkansızdır, imkansız olmalıdır. Bunun asla mümkün olmadığını göstermek için Eğitim-İş her zaman hazır bulunacaktır.

Laik ve çağdaş eğitimin başlıca koşulu olan karma eğitimi keyfi uygulamalarla kuşatmanıza geçit vermeyeceğiz. Bu karanlık niyete karşı hukuk başta olmak üzere birçok alanda mücadele etmeye, kamuoyunun tüm dikkatini buraya çekmek için tüm gücümüzü seferber etmeye hazırız!