Eğitim hizmet kolunda 47 sendika var. Yüzde 1 yani 12 bin üye şartını Türk Eğitim Sen, Eğitim sen, Eğitim Bir Sen ve Eğitim İş sağlıyor. 7 bin 900 üyeye sahip olan Teç Sen başta olmak üzere diğer eğitim sendikalarına üye olanlar 400 TL'lik toplu sözleşme ikramiyesini alamayacak.

ANADOLU EĞİTİM SENDİKASI (AES):

Öğretici: Örgütlenme Özgürlüğünün Önünü Kesmek İsteyen Düzenlemeyi Yargıya Taşıyacağız

Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper ÖĞRETİCİ toplu sözleşme ve toplu sözleşme ikramiyesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Açıklamaları şöyle;

6.Dönem toplu sözleşmeleri geçmişte olduğu gibi memur ve emeklilerinin beklentilerini karşılamamıştır. Memur ve emeklilerini her daim enflasyona ezdirenler, alım gücünün düşmesine ortak olanlar memura seyyanen zam almak yerine sendikalarından oluşacak istifaları önleyebilmek için toplu sözleşme ikramiyesine sığınmışlardır.

Örgütlenme özgürlüğünün önünü kesmeyi amaçlayan, çalışanları siyasi sendikalara mahkum etme planının bir parçası olan toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanmak için konulan %1'lik örgütlenme oranı aleni bir şekilde anayasamıza ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu hukuka aykırı ve antidemokratik uygulamayı yargıya taşıyacağız.

%1'lik örgütlenme oranı ile istifaların önüne geçmeyi hesap edenler hayal kırıklığına uğrayacak, eğitim çalışanları SİYASETEN BAĞIMSIZ SENDİKACILIĞIN önüne çıkarılmaya çalışılan tüm engelleri birlikte aşacaktır.

 

EĞİTİM İLKE SEN

“6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri” iktidar ve yandaş sendikalar marifetiyle kamu çalışanları için açık bir hüsran ve zulümle neticelenmiştir.

Enflasyon oranlarının sahte istatistiklerde bile gizlenemeyen yükselişinin gösterdiği sefalet ve yoksulluk halkımızın bütününün üzerine çöreklenmişken müzakereci sendikaların yaptıkları “Refahtan payımızı aldık!” değerlendirmelerini halkımızın ve kamu emekçilerinin hesap sorma bilincine havale ediyoruz! Bu beyanlar, utanç levhası bir kara leke olarak tarihteki yerini almıştır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, %1 oranı altında örgütlenme sayısına sahip sendikaları “merdiven altı oluşumlar” olarak nitelemesini yüksek bir ses ve öfkeyle bakanı kınıyor, kendisini özür dilemeye ve istifaya davet ediyoruz.

“Yetkili” sıfatıyla müzakereleri yürüten sendika temsilcileri de çalışma hayatlarındaki arkadaşlarından farklı sendikal örgütlenme içinde yer alanlarına yapılan bu hakarete tepki göstermedikleri için bu kınamamızın muhataplarıdır. Ayrıca sendika üyesi olmayan ya da %1 oranına ulaşamayan sendikaların üyesi olan kamu çalışanlarını birtakım haklardan yoksun bırakmak açık arsızlık ve hırsızlıktır, kitlesel mobbing uygulamasıdır.

 

TÜM ÖĞRETMENLER SENDİKASI (TÖS)

Emek hareketi ve sendikal dayanışma önünde ciddi bir sorun olan bizzat yetkili sendikanın kendisidir.
Daha iki gün önce göstermelik de olsa üyelerini alanlara çağırıp, 600 TL seyyanen zam isteyen sendikanın ışık hızıyla çark etmesini açıklayabilecek birikime sahip değiliz. Ancak aynı kaderi taşıdıkları memurların kurduğu sendikalara, sırf üyesi az olduğu için “merdivenaltı sendikalar” tabirini kullanan hükümet temsilcisine tebessüm edebilecek kadar şımarık bir sendikal anlayışı tarihin yargısına bırakacak kadar saf da değiliz.

Evet üye sayımız az. Ancak bakanlıkların koridorlarında makam-mevki peşinde cirit atmıyoruz. İdareci kadrosu sözüyle üye avlamıyoruz. Kul hakkı yemiyoruz. Mesai arkadaşlarımızın aşına, işine engel olmuyoruz. Kimsenin liyakatını çiğnemiyor, çiğnetmiyoruz. Sahte demokratlıkla hiç bir memur arkadaşa “idareci olacaksın, rahat edeceksin, soruşturma görmeyeceksin” tarzı ifadeler kullanıp, üye toplamaya çalışma gibi ahlaki alışkanlıklarımız(!) yok.

Temel gıda, barınma, eğitim, ulaşım ve giyim gibi hayati ürünlere ortalama %25-50 arasında zam yapıldığı bir ortamda 2022 için yıllık toplam %12 artışı başarı gibi göstermek sefalettir!…

İlk söz verildiği tarihten itibaren hayata geçirilmeyen Ek Gösterge, sendikanın oyun alanına dönüşmeye devam edecktir.

Bayramlarda ikramiye talelerini özellikle kendileri unutmuştur.

Öğlen yemeği ve servis aracı talepleri artık rafta bile değildir.

Birden fazla sendikaya üye olma hakkı talepleri tutmayınca, yeni icatları %1 üye kurnazlığı olmuştur. Yetkiyi elinde tutan sendika bilmelidir ki, bu durum İnsan haklarının, örgütlenme özgürlüğünün açıkca ihlalidir. Türkçesi; kamudaki hiç bir işkolunda ‘100’den fazla sendika kurulamaz’dır. Örgütlenme özgürlüğümüze engel olmazsınız! Her toplu sözleşme döneminde çalışanların haklarını yok edemezsiniz. Böyle bir ayrıcalık sonsuz değildir.

Üyelerinin ve çalışanlarının ekonomik-sosyal haklarını iyileştirmek için mücadele etmek yerine yöneticilerinin sefasını hedefleyen bir anlayışı reddeiyoruz.

Yandaşlığın, adam kayırmacılığının, liyakatsızlığın geldiği son noktada iş; 5 yıldızlı otellerde olmayan şataftlı sendika binaları, o binaların önünde duran ve holding patronlarının bile binemediği otomobillere gelmiştir. Başkanlarının maaşları katlanmakta, söz ve etki-yetki hakkı tanınmaktadır.

Kötü söz sahibinindir. “Merdivenaltı Sendikalar” hakaretini unutmayacağız. Tüm bu sendikal ayrımcılığı ve oldu bittiyi kabul etmeyeceğiz. Sessiz kalmayacağız. Durgun da kalmayacağız. Anayasal haklarımızı kullanacağız.