İşte Eğitim Bir Sen'in konuyla ilgili değerlendirmesi 

“Mevcut üyeler dâhil olmak üzere, Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarına atananlardan 13/1/1943 tarihli ve 4357 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi kapsamında bulunanlar bakımından İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN) üyeliği ihtiyaridir” hükmü, 23 Ağustos 2015 tarihli ve 29454 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2016 ve 2017 Yıllarını Kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşme’nin 9. maddesinde yer almaktadır. İLKSAN, bu hükmün iptali istemiyle dava açmış ve Danıştay 17. Dairesi’nce yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Söz konusu karara karşı davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’nca Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz edilmiş olup yürütmenin durdurulması kararı henüz kesinleşmemiştir.

Halen itiraz merciinde, itiraz incelemesinde bulunan ve kesinleşmeyen bir mahkeme kararı doğrultusunda işlem tesis edilmemesi ve Danıştay’da devam eden dava sonuçlanıncaya kadar işlem yapılmaması hususunda il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerine Bakanlıkça genel bir yazı gönderilmesi gerekirken, tam aksi bir uygulamaya imza atılmıştır.

MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, tüm illere Bekir Erdoğan imzasıyla 26 Ocak 2016 tarihli ve 68898891-(19)/900/940905 sayılı yazıyla, yürütmenin durdurulması kararını gerekçe göstererek, İLKSAN üyeliğinin zorunlu olduğunu bildirmiştir. Bu yazıyla 1 Haziran 2012 tarihinden sonra Millî Eğitim Bakanlığı’na ait kadrolara atananlar “zorla” sandık üyesi yapılmaya kalkışılmaktadır. Bakanlık bilerek ya da bilmeyerek, 1 Haziran 2012 tarihinden sonra Millî Eğitim Bakanlığı’na ait kadrolara atanan ve 4357 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında bulunanlar hakkında, sandık üyeliğini öğretmenlerin rızası hilafına zorla tesis ettirmekte ve yürütmenin durdurulması kararının kapsamını genişletmeye çalışmaktadır.

Bahse konu Bakanlık yazısının altında imzası bulunan Daire Başkan Vekili Bekir Erdoğan, halen İLKSAN yönetiminde yer alan bir bürokrattır ve bu işlemin altına imza atmak suretiyle kamu görevlilerinin Çıkar Çatışmasından Kaçınması ilkesini ihlal etmiştir. 

Millî Eğitim Bakanlığı, İLKSAN Genel Müdürlüğü’nün siparişli evraklarını havale birimi değildir ve daire başkanı vekili onayı ile toplu sözleşme hükmünü ortadan kaldırıcı, idare hukukuna aykırı, devlet teamüllerini hiçe sayan bir skandala imza atmıştır.

Millî Eğitim Bakanlığı’na ve İLKSAN yetkililerine soruyoruz:

-Millî Eğitim Bakanlığı, İLKSAN’a zorunlu üyelik kararında neden mahkemenin nihai kararını bekleyememiştir, bu aceleci tavrın diyeti nedir?

-Faiz lobisinin önde gelen müdavimlerinden İLKSAN’ın ömrünü uzatmak için öğretmenlerin beklentileri kurban edilmeye devam mı edilecektir? Bireysel emeklilik sisteminin bile İLKSAN’dan katbekat fazla gelir getirdiği bir Türkiye’de sınıf öğretmenleri İLKSAN’a neden hâlâ çeşitli oyunlarla zorunlu üye yapılmaya çalışılmaktadır? Bu tür garabetlerle her gün zarar eden, yöneticileri dışında hiç kimseyi tatmin etmeyen İLKSAN’ın ömrünü uzatmaya çalışmanın gerçek amacı nedir?

-Millî Eğitim Bakanlığı’nın üst yöneticileri dururken İLKSAN’da denetim kurulu üyesi olan bir zatın 81 ile alelacele yazı havale etmesi üst yönetimce nasıl karşılanmaktadır?

-İLKSAN yönetimi, ikinci toplu sözleşme ile hüküm altına alınan, “2012 yılından sonra göreve başlayan ilkokul öğretmenleri için üyeliğin ihtiyari hale getirilmesi” hükmünü yargıya taşımamışken ve kamuoyuna “İLKSAN bugün kapansa tüm üyelerin parasını ödeyecek güçtedir!” yönünde açıklamalar yapılmışken, bugün neden “ihtiyari üyeliğe” savaş açılmıştır? İLKSAN’ı kol kola yöneten iradeye sesleniyoruz: İçine düştüğünüz zarar batağının girdabından kurtulmanın, eğitim çalışanları ve kamuoyu nezdinde aklanmanın bir tek yolu vardır; o da, dürüst olmaktır.

İLKSAN üyeliği genelgesi için tıklayınız

Yürütmenin durdurulmasına dair karar yazısı için tıklayınız