Modern Türk Pedagojisinin Kurucusu ATATÜRK’tür. Eğitim sorunlarımızı en iyi o kavramış ve bu sorunların çözümü için en iyi ve doğru yolu o göstermiştir. Bunda abartma ve yakıştırma yoktur.

"Kurtuluştan sonra ne yapmak istersiniz? “diye sorulmuş kendisine. Karşılığı ilginçtir; “Milli Eğitim Bakanı olmak isterim."

Kendilerini çeşitli yönlerden şiirsel anlatımla betimleyen Behçet Kemal Çağlar'a serzenişi de ilginçtir. Benim öğretmenlik yönümü belirtmemiş sin."Öğretmenler için bilgece sözlerini özdeyişlerini hepimiz biliriz. Atatürk'ün eğitime karşı özlem ve duygularını belirtmeye yeter bunlar.

 

Eğitim düşüncesi ve sezişi için çarpıcı birkaç örnek kolaydır.

"En büyük sorunumuz, en uygar, en refahlı olarak ulusal varlığımızı yükseltmektir. Bu yalnız kurumlarda değil düşünüşte de temelli inkılap yapmış olan Türk Ulusunun dinamik ülküsüdür, “diyerek sosyal politikasının ana düşünüşünü ortaya koyan Atatürk, bu açıdan eğitim politikasının ana çizgilerini de vermiştir:

1- Skolastik eğitime son verilecek çağdaş eğitime kesin ve kararlı bir sıçrayış yapılacaktır.

2- Eğitimde tam bir fırsat eşitliği sağlanacak, alfabesizlik hızla giderilecektir.

3- Eğitim sistemleri kaynağını ülkemizin sosyal ve ekonomik gerçeklerinden alacaktır.

4- Eğitim sistem, teknik, yöntem ve programları çağdaş gidişe paralel olarak sürekli gelişim halinde olacaktır.

 

Eğitim ve öğretimde nasıl bir yöntem izlenmeli? Eğitimci Atatürk bunun esaslarını çok iyi özetlemiştir:

"Eğitim ve öğretimde uygulanacak yöntem, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir başka aracı, uygar bir zevkten çok, çağdaş yaşamda başarılı olmayı sağlayan pratik, kullanılmaya elverişli, ise yarar bir aygıt haline getirmektir. Çocuklarımızın tüm öğrenim derecelerindeki eğitim ve öğretimlerinin uygulanabilir olması önemlidir. Ülke çocukları her öğrenim derecesinde ekonomik hayatta etkili ve başarılı olacak biçimde donatılmalıdır.

1- Her bölgede yöre ekonomisine uygun sanat okulları açılmalı (Tarım, hayvancılık, sanayi vs.)

2- Klasik ve teknik eğitim birbirinden ayrılmalı.

3- Okul yaşamı, çevresini ekonomik şartlarına göre düzenlenmeli.

4- Okul ile hayat arasındaki "Çin seddi “kaldırılmalı.

5- Ders programları çevreden alınmalı.

6- Okul sosyal hayatta aydınlatıcı bir merkez olmalı.

7- Okullarda soyut insan yetiştirilmemeli.

8- Üretici eğitime önem verilmeli.

9 - Doğa ile çocuk arasındaki "Kara kitap“ kaldırılmalı.

Bu eğitim düşüncesi, yöntem ve ilkeleri izlenseydi sonuç ne olurdu?

Erol Mahmut Tura
Maarif Müfettişi